30 Nisan 2021 21:40

Haklarımız ve hayatlarımız için 1 Mayıs’a

Bir kişi daha eksilmemek için, sokakta güvenle yürüyebilmek için, özgür bir yaşam için bu 1 Mayıs’ta mücadelemizi daha da büyütelim!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Doğa SÜMER

İstanbul Üniversitesi

 

2021 yılı 1 Mayıs’ına sadece pandemi koşullarında artan vaka sayıları ile değil; her gün daha da görünür hale gelen baskıcı ve gerici, yüz yıllık kazanımlarımızı gasp eden politikalar ile de giriyoruz. Gece yarısı ilan edilen kararnameler ile kadınların yaşam hakkını güvence altına alan insan hakları sözleşmesinden çekilmek ile kalınmıyor aynı zamanda CEDAW, Lanzorette, 6284 sayılı kanun gibi kadın ve çocukların en doğal haklarını koruyan hukuki düzenlemeler tartışma konusu yapılıyor, nafaka hakkına yönelik saldırılar her geçen gün daha da artıyor. Bu hak gaspları ve bunlara karşı büyüyen mücadele ise sadece Türkiye ile sınırlı kalmıyor, Polonya’da, Tunus’ta, Latin Amerika ülkelerinde hakları gasp edilen kadınlar bir araya gelerek bu politikalara karşı seslerini yükseltiyorlar.

Kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören gerici politikalar; artan kadın cinayeti, taciz, tecavüz ve kadına yönelik şiddet vakalarını da beraberinde getiriyor. Kadınlar için en güvensiz yerler hapsedildikleri evler olurken şiddete uğradığı kişi de en yakını oluyor. Failler hem kadın düşmanı söylemlerden hem de yeterli olmayan önlemlerden cesaret alıyorlar. Son olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile kadınların güvencesiz koşullarına bir halka daha ekleniyor. Adeta yaşanan kadın katliamı sıradan bir hale getiriliyor.

"CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİ"

Üniversiteli genç kadınlar da sokakta, evlerinde, okullarında, staj yerlerinde kendilerini güvende hissetmiyorlar. Kadınlara yönelik psikolojik, fiziksel şiddet, taciz her geçen gün artarken bizlerin de endişesi ve güvensizliği daha da artıyor. Pandemi döneminde genç kadınların aile evlerinde uğradığı psikolojik şiddet ise adeta bambaşka bir noktaya ulaştı. Genç kadınlar dersleri, sosyal hayatları ve aile baskısı üçgeninde sıkışıp kalmış durumdalar.

Üniversitelerde ise bir araya gelmek isteyen topluluklara, resmi kulüp olma yolunda çeşitli zorluklar çıkarılıyor.  Öğrencilerin yan yana gelebileceği alanlar oldukça kısıtlanıyor. Çoğu üniversitede Cinsel Tacizi Önleme komisyonu bulunmuyor, bulunanlar ise işlevsiz hale getiriliyor. Bu komisyonların koordinatörleri ücretsiz izine çıkarılıyor. Her geçen gün kampüslerde artan şiddet ve taciz vakalarının çözümü olarak ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştireceği kesin olan ‘’kadın üniversiteleri’’ sunuluyor. Ancak bizler ‘’kadın üniversitesi’’ adı altında toplumdan daha da ayrıştırılmak değil, üniversitelerde şiddeti ve tacizi önleyecek mekanizmalar ve güvenli kampüsler istiyoruz.

"MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM"

Kadınlar 1 Mayıs’ta hayatlarını ve haklarını savunmaya, dayanışma ağlarını güçlendirmeye devam edecekler. Güvenli kampüs, güvenli ev ve güvenli yaşam isteyen tüm kadınlar seslerini hep beraber daha kuvvetli bir şekilde haykıracaklar. Bir kişi daha eksilmemek için, sokakta güvenle yürüyebilmek için, özgür bir yaşam için bu 1 Mayıs’ta mücadelemizi daha da büyütelim!

 

ÖNCEKİ HABER

Gazi Anadolu Lisesi mezunları: Gelecek portresi çizmekte zorlanıyorum

SONRAKİ HABER

Mahkeme, madeni değil köylüleri ispata zorluyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa