03 Mayıs 2021 08:35

Barolar, Emniyet Müdürlüğünün "Polisin görüntüsü alınamaz" kararını yargıya taşıdı

Türkiye genelinde 36 baro, Emniyet Genel Müdürlüğünün polisin görev başında görüntü ya da ses kaydını alanların engellenmesini öngören genelgesine karşı Danıştay’da dava açtı.

Fotoğraf: Fevziye Çevik/Evrensel

Paylaş

Türkiye genelinde 36 baro, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün, toplumsal olaylarda polislerin davranışlarına ilişkin, vatandaşlarca ses ve görüntü alınmasının engellenmesi, şartlar oluştuğunda da adli işlem yapılması talimatı veren genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle ayrı ayrı dava açtı.

Ankara Barosu'nun dava dilekçesinde “Kişilerin rızası olup olmadığı anlaşılmadan, şikayete ve/veya tazminat hukuku usullerine başvuru kategorisindeki bir olguya dönük fiillerin niteliğini ve hukuksallığını anlamadan, özel kişilerin şikayeti olup olmadığına bakmadan idari kolluğun kendiliğinden engellemesini istemek, özel hukuka ya da şikayete tabi bir alanın resen kolluk tedbiriyle düzenlenmesi anlamına gelir ve hukuka aykırı olur. İdari kolluğun böyle bir ‘toplum mühendisliği’ görevi yoktur. Bu nedenle Emniyet Müdürlüğü genelgesi, bir yetki aşımıdır. Kolluk yetkisinin kötüye kullanılmasıdır.” ifadeleri yer aldı.

Kişilerin hak arama özgürlüklerinin bir parçası olarak “işlenen suçu ispat amacının, hukuken korunması gereken bir üstün değer” olduğu belirtilen dava dilekçesinde, Yargıtay kararları anımsatılarak, “Öncelikle her bir yurttaş, üstelik de kamusal bir alanda gerçekleşen bir olayı, suç şüphesiyle delillendirmek ihtiyacı hissedebilir. Bu toplum halinde yaşamanın ve dayanışmanın doğal bir sonucudur” görüşüne yer verildi.

“HABER ALMA HAKKI ENGELLENİYOR”

Dava dilekçesinde genelgenin Anayasa'nın basın özgürlüğünü düzenleyen 28. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin “ifade özgürlüğünü” düzenleyen 10. maddesine de aykırı olduğu vurgulandı:

“Bu haliyle kamuya açık alandaki, kamuyu ilgilendirdiğini düşünen toplumsal olaylarda gerek yurttaşın haberleşme hakkı, gerekse basın emekçilerinin basın özgürlüğü tehlikeye girmektedir. Nitekim genelgenin açıklanmasıyla birlikte kolluk güçlerinin, muhabirler elindeki cep telefonlarını alarak görüntü almalarını engelledikleri ve dayanak olarak dava konusu genelgeyi gösterdikleri, 01.05.2021 tarihinde Ankara Kızılay’daki 1 mayıs gösterilerini haberleştirmek isteyen muhabirlerin yaşadığı olaydır.

“Tarafımızca iptali istenen genelge, içerikten de anlaşıldığı üzere kamu görevlilerinin görevleri esnasında denetlenebilirliğini azaltmayı amaçladığından veya dolaylı veya doğrudan şekilde buna sebep olacağı açık olduğundan Anayasa’nın 2’inci maddesine; haber alma ve verme hürriyetine sansür getirme saiki olduğundan 28’inci maddesine; haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü ihlal ettiğinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesine açıkça aykırıdır.”

Dava dilekçesinde, genelgenin yetki, şekil, sebep, konu maksat” yönlerinden hukuka aykırı olduğu için öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesi istemine yer verildi.

DİYARBAKIR BAROSU: KORUNMAYA MUHTAÇ OLAN ÖZNE YURTTAŞTIR

Diyarbakır Barosu da genelgenin iptali talebiyle Danıştay’a dava dilekçesi verdi.

Diyarbakır Barosundan konuya dair yapılan açıklamada, kamu hizmetinin yasalarda belirtilen istisnai haller dışında şeffaf yürütülmesi ve yurttaşlar tarafından denetime açık pozisyonda olması gerektiği belirtilerek “Kamu gücünün ölçüsüz ve hukuka aykırı olarak kullanımı esnasında bu gücü kullanan kamu personeli hakkında, keyfi ve suç teşkil edebilecek davranışının ortaya çıkarılması, kamuya duyurulması ve yargısal süreçlerde delil mahiyetinde değerlendirilmesi kamusal nitelikte bir görevdir. Kamu hizmetinin yürütülmesinde korunmaya muhtaç olan özne, kamu görevlisi değil daha zayıf durumdaki yurttaştır. Her bir sivil yurttaşın yaşanabilecek olayların mağduru veya tanığı olarak hareket edebilme veyahut her bir yurttaşın haber verme ve alma hakkı kapsamında, kamusal görev ve sorumluluğun gereği olarak ses ve görüntü kaydı alma hakkının bulunduğu açık olup, söz konusu genelge hukuka aykırıdır. Diyarbakır Barosu olarak, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli 2021/19 sayılı genelgesinin bireysel ve kolektif temel hak ve özgürlükleri ihlal edici ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle yürütmesinin derhal durdurularak iptali istemiyle Danıştay Başkanlığı’na dava açılmıştır” ifadelerine yer verildi.

KARS BAROSU: ÖZGÜRLÜKLERE AYKIRI

Kars Barosu da yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davayla ilgili “Genelgenin anayasal ve yasal dayanağının bulunmadığı, bir idari işlemde bulunması gereken hiçbir unsuru taşımadığı, hukuk devleti ilkesine, temel hak ve özgürlüklere, hak arama özgürlüğüne, savunma hakkına, halkın bilgi alma ve gerçekleri öğrenme hakkına, basın özgürlüğüne, haberleşme özgürlüğüne vs aykırı olduğu iddialarıyla, T.C. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü aleyhinde, öncelikle yürütmenin durdurulması, yapılacak olan yargılama sonunda da iptal edilmesine karar verilmesi istemiyle Danıştay'da dava açılmıştır” açıklaması yaptı.

BURSA BAROSU: KANUNSUZ EMİR

Bursa Barosunun dava dilekçesinde, demokratik bir hukuk devletinde yetki ile donatılmış kolluk kuvvetinin aynı zamanda şeffaf ve hesap verebilir olmasının son derece önemli olduğu vurgulanırken “Bir kamu hizmeti sunan ve bu anlamda kamu düzenini korumak ve sağlamak maksadıyla çeşitli yetkilerle donatılmış olan ve üstelik bu yetkilerle temel hak ve özgürlüklere kolayca müdahale etme imkanı olan kolluk personelinin de denetlenebilir olması gerekir. Dava konusu idari işlemin, delil ve ispat kavramını tartışmak bir yana, özellikle kolluk eylemlerinin kendisine dönük delillendirme hakkını tümüyle ortadan kaldırmaya yöneldiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle genelge bütün halinde ceza adalet sisteminin yok sayılması niteliğindedir” denildi.

Genelgenin "kanunsuz emir" niteliğinde olduğuna işaret edilerek, Anayasa’nın 137. maddesinin de “konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilmez, yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz” hükmü de hatırlatıldı.

Genelgenin iptali için şu ana dek Adana, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bilecik, Bingöl, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla, Muş, Ordu, Samsun, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli ve Van baroları dava açtı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İkizdere's nature is being destroyed – and the police and gendarmerie enforce it

SONRAKİ HABER

Kovid-19 geçirip aşı olanlarda antikor düzeyi 3 kat arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa