04 Mayıs 2021 14:07

Dersim Katliamı'nın 84. yıl dönümünde siyasi partilerden ve kurumlardan tepki

84. yılında Dersim Katliamı'na ilişkin açıklama yapan siyasi partiler ve kurumlar, katliamın aydınlatılması talebini yinelediler.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Üzerinden 84 yıl geçen Dersim Katliamı resmi belgeler olmasına rağmen aydınlatılmadı. Resmi rakamlara göre, o dönem 16 bin kişi, resmi olmayan rakamlara göre ise 70 binin üzerinde kişi katledildi, on binlerce kişi sürgün edildi. Katliama ilişkin açıklama yapan siyasi partiler ve kurumlar, katliamın aydınlatılması talebini yinelediler.

EMEP: DERSİM HEP BİR ‘ÇIBANBAŞI’ OLARAK GÖRÜLDÜ

Emek Partisi (EMEP) Dersim il örgütü yaptığı yazılı açıklamada on binlerce insanın kadın, erkek, çocuk, yaşlı, demeden öldürüldüğünü, yine on binlerce insan sürgün edildiğini, toprağından edildiğini, kız çocuklarının evlatlık verildiğini, erkek çocuklarının da YİBO’larda asimilasyon politikasının araçları haline getirildiği belirtilerek “Dersim Katliamını, katliam başlamadan önce özellikle Osmanlı’dan bu yana başlayan bir süreç olarak değerlendirmek gerekiyor. O günden bugüne Dersim bir ‘çıbanbaşı’ olarak görülmüştür. Bölgeye gönderilen müfettişlerin yazdığı raporlarda da Dersim’in tedip ve tenkil yoluyla bastırılması vurgusu yapılmıştır.” denildi.

KATLİAM SİYASİ MALZEME OLARAK KULLANILDI

EMEP’in yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı Erdoğan 2011 yılında ‘Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve literatürde böyle bir şey varsa ben özür dilerim.’ demişti. Ama şimdiye kadar devlet adına özür dilemek bir yana katliamla ilgili hiçbir adım atılmadı. Yeri geldiğinde muhalefeti sıkıştıracak siyasi bir malzeme olarak kullanıldı.” denilerek şu çağrılarda bulunuldu:

  • Resmi Özür dilensin!
  • Dersim 1937.38.39 sürecine dair bütün arşivlerin ve hakikatin tamamı kamuoyuyla paylaşılsın!
  • Katledilenlerin yakınlarının onurlarını, itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılsın!
  • Kayıpların (çocuk-kadın-yaşlı) nerede oldukları araştırılsın, öldürülenlerin kimliklerinin tespiti için araştırma yapılsın!
  • Katledilenlerin naaşları bulunsun, naaşlar tanımlansın yeniden defini için gerekli işlemler yapılsın!
  • Dersim ismi ve eski yerleşim yeri isimleri iade edilsin!
  • Seyit Rıza ve idam edilenlerin mezar yerleri ortaya çıkarılsın!

HDP: SORUN KAN İLE ÇÖZÜLMEK İSTENİYOR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) il örgütünce yapılan açıklamada “Bugüne kadar denenen tüm baskı ve katletme politikaları ile çözülemeyen Dersim sorunu, halen kan ile çözülmek isteniyor. Dilimiz, inancımız ve coğrafyamız üzerindeki yasaklar hala devam etmektedir.” denildi.  Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “84 yıl önce yaşanmış bu kanlı tarihle yüzleşilebilmesi için resmi özür dilenmesi, 15 Kasım 1937 tarihinde idam edilen Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, 1937-38 yıllarında ne kadar insanın katledildiğine dair arşivlerin açılması, kamuoyunda “Dersimin kayıp kızları” olarak bilinen, evlatlık verilmiş çocuklarla ilgili belgelerin açılması, sürgüne gönderilen insanlarımızın akıbetine dair belgelerin açıklanması ve Dersim isminin resmi olarak tekrar iade edilmesi ile ancak mümkün olabilir.”

DERSİM BAROSU: BUGÜNE KADAR HERHANGİ BİR RESMİ İŞLEMDE BULUNULMADI

Dersim Barosu yönetim kurulu da yaptığı yazılı açıklamada bugüne kadar devletçe herhangi bir resmi eylem ve işlemde bulunulmadığı hatırlatılarak “Bu durum insanlık vicdanını en az Tedip / Tenkil süreci ve sonrasında meydana gelenler kadar incitmiştir.” denildi. Açıklamanın devamında bir dizi talep sıralanarak “Dersim 1937-38-39 süreci ve sonrasında meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk çalışmalarına yönelik dokümanlara dâhil edilmesini Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri hükümleri çerçevesinde talep ediyoruz” denildi.  

DEDEF VE ADEF: ZAMAN KAYBETMEDEN DURUP YÜZLEŞİLMELİ

Dersim Dernekleri Federasyonu’nun (DEDEF) ve Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu’nun (ADEF) ortak yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve hükümetlerinin Dersim Tertelê’siyle bir an önce zaman kaybetmeden durup yüzleşmesi çağrısında bulunarak “Türkiye toplumu Dersim travmasından kurtulmalıdır. Dünya devletleri ve insanlık ailesi de Dersimlilerin bu çığlığına kulak vermelidir. Dersim Tertelesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devleti evvela hiçbir günahı ve suçu olmadığı halde buna maruz kalan Dersimlilerden, sonra Türkiye toplumundan ve insanlık ailesinden resmi olarak özür dilemelidir. Dünyada pek çok örneği vardır; bu sebeple kurumsal olarak TBMM geçmişte yaptığı bu büyük hatayı bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bu yeni kanunla taleplerimizi yerine getirmelidir” denildi.

DAM: İNKAR VE ASİMİLASYON DEVAM EDİYOR

Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) yaptığı açıklamada aradan 84 yıl geçmesine rağmen inkârın ve asimilasyonun tüm boyutlarıyla devam ettiğine dikkat çekilerek “Mevcut sistem dünün referansları üzerinden hala yol alıyor. Kürt halkının talepleri söz konusu olduğunda, Ankara partileri anında ‘ulusal’ zırha bürünüyorlar. Dilimize, inancımıza ve coğrafyamıza saygı gösterilmiyor hala. Halkımızın en temel yurttaşlık hakları dahi söz konusu olunca ‘devletin bekası’ gibi soyut bir kavram ile çıkılıyor karşımıza. Dün insanlarımıza suç sayılan değerler bu günde bizlere suç sayılmaktadır” denildi.

MAÇOĞLU: DEVLETİN BU MESELEYİ AÇIKLAMASINI İSTİYORUZ

Dersim Belediyesi de, katliamda yaşamını yitirenler için  temsili bir anma programı gerçekleştirdi. Anma programına Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Canan Ay Doğan katıldı. Dersim’de katliamın gerçekleştiği yerlerden olan Halvori bölgesinde yapılan anmada konuşan Belediye Başkanı Maçoğlu, “Dersim halkı için yine bir kara gün.  4 Mayıs 1938’de katledilen dedelerimiz, annelerimiz, büyüklerimizin anısına buradayız.  Dersim halkı bu kara günü hiç unutmadı. Pandemi süreci içerisindeyiz. İnsanlarımızın anmalarını yapamadıkları bir dönemde Dersim Belediyesi olarak, Dersim Belediye Başkanı olarak Dersim halkı ve tüm dostları adına burada bu anmayı yapmak bizim için çok duygusal bir durum. Pandemiden kaynaklı dostlarımız burada değil. Bu yıl bütün Dersim halkı adına, dostlarımız adına burada olduğumuzu kabul etmesini istiyoruz. Dersim halkının, Dersimdeki demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, kadının, yaşlısının herkesin talebi konusunda devletin bu meseleyi açıklamasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖNLÜ: KATLİAMLAR TARİHİYLE YÜZLEŞİLMELİ

HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü’de katliamın yıl dönümünde araştırma önergesi ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle yazılı bir soru önergesi hazırladı. Türkiye’de yaşayan halklara yönelik gerçekleştirilen katliamlar ve soykırımlar tarihiyle yüzleşilmeli çağrısında bulunan Önlü’nün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle sunduğu yazılı soru önergesinde şu sorular yer aldı:

  • Birleşmiş Milletlerin 1948 tarihli soykırım tanımına göre; bir topluluğun üyelerini öldürmek, fiziki ve zihinsel zarar vermek, fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak, topluluğun çocuklarını başka topluluklara transfer etmek soykırımdır. BM’nin 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre Dersim’de yaşananlar bir soykırım değil midir?
  • 1937-38 yıllarında gerçekleştirilen Dersim Soykırımın tarihsel tüm arka planlarıyla birlikte araştırılması ve hakikatin ortaya çıkarılması için bir çalışmanız var mıdır?
  • Dersim soykırımına ilişkin gizlilik kararı verilen belgeleri kamuoyuyla ne zaman paylaşacaksınız?
  • Dersim halkından özür dilenmesi ve Dersim adının iadesine ilişkin bir çalışmanız var mıdır?
  • 1937-38 ve 39 yıllarında Dersim’de kaç insan katledilmiştir? Toplu mezar yerlerinin tespitine ilişkin bir çalışmanız var mıdır?
  • 1937-38-39 yılları arasında Dersim’den zorla göç ettirilen insan sayısı kaçtır ve bu kişiler hangi bölgelere sürgün olarak gönderilmiştir?
  • Dersim Katliamı öncesinde ve sonrasında Dersim nüfusu ne kadardır? 1930’lı yıllardan 1940’lı yıllara kadar olan dönemde yıllara göre nüfus dağılımı ne kadardır?
  • Birçok aşiret ileri gelenleri ve dönemin varlıklı aileleri sürgüne götürüldüğünü sandığı için yükte hafif pahada ağır bütün altın ve paralarını yanlarına almışlardır. Bu altın ve paralar kimler tarafından yağmalanmıştır?

(Dersim/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Camide müdahaleyi ve AKP kongrelerini eleştiren mülteciye sınır dışı kararı verildi

SONRAKİ HABER

Aile hekimliği çalışanları 3 gün iş bırakacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa