05 Mayıs 2021 00:32

Genelgelerle ülke yönetme: Meşruiyetin yerini zorbalık alıyor

Son çıkan genelgelere ilişkin Evrensel'e konuşan siyaset bilimciler, iktidarın içerisinde bulunduğu sıkışmışlığı gündelik kararlarla aşmaya çalıştığını anlattı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

Cumhurbaşkanı kararnameleriyle ülkeyi yönetmeyi alışkanlık haline getiren iktidar, pandemi sürecinde çıkarılan genelgeler, valilik ve il hıfzıssıhha kurulu kararlarıyla günlük yaşamı da yasalara aykırı biçimde düzenlemeye başladı. Ülke yönetimine ilişkin uzun süredir devam eden bu keyfiyeti siyaset bilimcilere sorduk. Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, iktidarın gündelik politikalarla bir meşruiyet görüntüsü sağlamaya çalıştığını belirterek, “Birincisi gündelik sıkışmaya çözüm aranıyor, ikincisi yasa yönetmelik ve genelgelerle yapılarak bir meşruiyet görüntüsü veriliyor, üçüncüsü bu aceleyle yapılan düzenlemeler evrensel ve yerel normlara uymadığı, nesnel temele dayanmadığı, gündelik politikalarla yürütüldüğü için bir yürütmede yapılıyor.”

Bu dönemde yapılacak siyasal yorumların olağan koşullardaki gibi yapılmasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade eden Demirer, “Karşımızda gündelik, haftalık politika üreten bir mekanizma var. En son alkol satışında yasaklamada olduğu gibi makro politikanın da hayata geçirilmesi isteniyor. Kendilerince bir devlet aklı yürütmeye çalışıyorlar. Ancak Türkiye’yi Avrupa demokrasisi gibi ele alarak demokrasiden geçici bir savrulma var ve geri döneceğiz gibi iyimser yorumlar var. Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Uzun süreye yayılmış otoriterliğin sınırlarını aşması nedeniyle bu durum sandığımızdan daha uzun sürebilir” dedi.

YENİ ANAYASA İLE MEŞRULUK ARANIYOR

İktidar genelge gibi düzenlemelerle hayatı biçimlendirirken, iktidar ortağı Bahçeli’nin bir süredir yeni anayasa ısrarını sürdürmesini sorduğumuzda Demirer, “Oturmuş siyasal sistemi değiştirme uzun süredir ifade ediliyor. Bu fiili otoriterliğe meşruluk kazandırılmaya çalışılıyor. İkincisi İçinde bulunduğumuz kapanma ve açlık koşullarında gündem değiştirme amacını da taşıyor. Aynı zamanda iktidar katından gelen politik irade beyanları çok katmanlı. Birden fazla hedef kitlesi ve amacı var. Bunlara bakıldığında Bahçeli’nin 100 maddelik çağrısında anayasayı değiştirme gayesinin yanında pandeminin artık yoksulluk kelimesinin yetmediği açlık gündeminin karartılması da var” diye konuştu.

Devletin bir yönetme biçimi olduğunu, bunun elden geldiğince meşruiyet sınırları içerisinde kalmasına özen gösterildiğini belirten Demirer, “Bizim eleştirel tanımlarımıza rağmen bunlar uygulamaya giriyor. Bunlar etkili olduğu sürece bu kanalın kullanılması devam edecektir” dedi.

CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYINCA GENELGE BİLE BEKLENMİYOR

Mülkiyeliler Birliği Başkanı ve Siyaset Bilimci Dinçer Demirkent, “Genelge idarenin beyanıdır” dedi. İdari bir işlem olan genelgelerin yasalara uygun olması gerektiğini belirten Demirkent, hiyerarşi içerisinde en alt sıralarda olan bir işlemle en temel hakların kısıtlandığını belirten Demirkent, “Son çıkan emniyetin görüntü alınmasını engellemeye yönelik genelgesi temel bir hakkın kısıtlanmasıdır ya da içki yasağını getiren genelge cumhuriyetin temel ilkelerinden biri olan laikliğe aykırıdır. Yasaya yapılabilecek bir değişiklik yerine genelgeyle temel ve hak ve özgürlükleri sınırlandırıyorsunuz. Ayrıca yasa değişikliğinin dışında başka koşullar da var; demokratik toplum ilkeleri, laiklik... Artık anayasal düzenden bahsetmek mümkün değil. Bu alanda bir süredir kullandığımız ‘Anayasasızlaştırma kavramı’ var. Bunu artık bir anayasal zeminin kalmadığı konusunda kullanıyorum” dedi. Yakın zaman önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sözüyle genelge çıkmadan önce kolluğun işlem yapmaya başladığını belirten Demirkent, OHAL aracılığıyla kurulan istisnai rejimin ağır koşullarının devam ettiğini ifade etti.

UYGULAMALAR YÖNETEMEME DEĞİL, ZORLA YÖNETME

Peki bu uygulamalar muhalefetin dediği gibi bir “Yönetememe” durumuna mı işaret ediyor? Ortada bir yönetememe sorunu olduğunu dile getiren Demirkent, “Ancak yönetememenin burada olduğunu düşünmüyorum. Yönetememe iktidarın yapamadıklarıyla ilgili” dedi. OHAL sürecinde çıkarılan kararnamelerle kurulan düzenin 2017 referandumuyla halka bir şekilde onaylattırıldığını belirten Demirkent, muhalefetin o dönem de “Yönetemiyorlar” dediğini söyledi. Anayasasızlaştırmanın 5 yıldır içselleştirildiğini dile getiren Demirkent, “Muhalefet o yıllarda ‘Anayasaya aykırı ama evet’ diyordu. O bir muhalefet edememe sorunuydu. Bugünkü uygulamalar ise yönetememe değil. İktidar artık demokratik meşruiyetini kaybettiği için zora dayanarak ülkeyi yönetiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

İllere göre 100 bin kişide Kovid-19 vaka sayıları açıklandı (24-30 Nisan)

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanlığı görevlisi Edibe Sözen: İkinci sekülerleşmeye direnmeliyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa