Yargıtay'dan Vartinis Katliamı kararı: Yüzbaşının emriyle yakıldı
Yargıtay, Vartinis Katliamı davasında 3 askerin beraat kararını onayarak, köyün dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu'nun talimatı ile yakıldığına hükmetti.
Fotoğraf: MA
Yargıtay, Vartinis Katliamı davasında 3 askerin beraat kararını onayarak, köyün dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu'nun talimatı ile yakıldığına hükmetti. Dosya, 3 Ekim 2023’e kadar kesin karara bağlanmaması halinde zamanaşımı riskiyle karşı karşıya.
Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, Muş'un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim 1993 tarihinde yaşanan ve aynı aileden 7'si çocuk 9 kişinin can verdiği katliama ilişkin yapılan başvuruyu karara bağladı. Daire, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun sorumlu olduğuna ve yerel mahkemenin Karaoğlu hakkında verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Daire, ayrıca dava sanıkları arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı.
TALİMAT YÜZBAŞINDAN
Kısadalga'dan gazeteci Ersan Atar'ın haberine göre, Daire’nin kararında, Karaoğlu’nun Vartinis içinden geçerken köy halkına hitaben “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” şeklinde sözler sarf ettiği anımsatıldı. Kararda, “3 Ekim gecesi saat 03:00 sıralarında düzenlenen operasyon kapsamında yüzlerce askerin beldeye geldiği ve operasyon sırasında belde halkına ait samanlıkların, ot yığınlarının, ahırların hayvanların, birçok evin ve Nasır Öğüt’ün evinin ateşe verildiği” ifadelerine yer verildi.
YANGINA MÜDAHALEYE ENGEL
Yangın sırasında evde bulunanların yanarak hayatını kaybettiği belirtilen kararda, “Yangını söndürmek için müdahale etmek isteyen belde halkına askerler tarafından izin verilmediği anlaşılmıştır” tespiti yapıldı. Kararda, Karaoğlu’nun katliamdaki sorumluluğuna dair şunlar belirtildi: "Hasköy İlçe Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yapan sanığın operasyona katıldığının tanık beyanları ile sabit olduğu, kaldı ki İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yapması sebebiyle sorumluluk alanında yapılan böyle bir operasyonda görev almamasının düşünülemeyeceği ve sanığın operasyondaki en rütbeli kişi olduğu, astsubayın şehit edilmesi sonrasında sarf ettiği sözler de dikkate alındığında yangının sanığın emir ve talimatı doğrultusunda meydana geldiğinin anlaşıldığı…”
Kararda, bu gerekçelerden kaynaklı Karaoğlu’nun yangın nedeniyle sorumlu tutulup cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, hatalı değerlendirme ile sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu kaydedildi.
ZAMANAŞIMI RİSKİ
Karar üzerine Karaoğlu'nun “nitelikli öldürmeye azmettirmek” suçundan yeniden yargılanması bekleniyor. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarsa yeniden yargılama yapılacak ve dosya yeniden temyiz için Yargıtay 1. Ceza Dairesine dönecek. Ancak Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıkların beraati yönündeki kararında direnirse bu kez dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda ele alınacak.
Karar ile birlikte katliamın asker eliyle yapıldığı tespit edildi. Ancak dosya halen zamanaşımı riski ile karşı karşıya. Dava, 3 Ekim 2023’e kadar kesin karara bağlanmaması halinde zamanaşımı nedeniyle düşecek.
AV. KARAÇELİK: YARGITAY ÖDÜLLENDİRDİ
Davanın avukatlarından Muş Baro Başkanı Kadir Karaçelik, soruşturma ve yargılamaların her aşamasında sanıkların ödüllendirildiğini söyledi. Av. Karaçelik, “Bu dosya Yargıtay’da bile 5 yıl bekledi. Şimdi zamanaşımı süresinin dolmasına kısa bir süre kala tüm yargılamanın yeniden görülüp kararın kesinleşmesini bekleyeceğiz ancak zamanaşımı konusunda ciddi endişelerimiz var. Yargıtay da dosyayı bu kadar bekleterek sanıkları bir kez daha ödüllendirmiş oldu” değerlendirmesinde bulundu.
NELER YAŞANDI?
Muş’un Korkuteli ilçesine bağlı Vartinis Beldesi'nde (Altınova) kırsalında 2 Ekim 1993 tarafından yaşanan çatışmada bir astsubay yaşamını yitirdi. Çatışmadan sonra astsubayın cenazesini almaya gelen askerler, Vartinis'ten geçerken havaya ateş açtı ve “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” diyerek bölgeden ayrıldı. Olaydan bir gün sonra, yani 3 Ekim'de beldeye gelen askerler "örgüte yardım ettikleri" iddiasıyla köyü ateşe verdi.
Evlerinin ateşe verilmesi sonucu Nasır ve Eşref Öğüt çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan 7 çocukları ile birlikte can verdi. Evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, daha sonra olaya ilişkin suç duyurunda bulundu.
Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, “olayı PKK yaptı ve terör suçu” diyerek dosyayı görevsizlik kararı ile Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olayı “terör eylemi” olarak nitelendirdi ve “failleri belli olmadığı” gerekçesiyle dosyayı kapattı.
Öğüt, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde çıkarılan yeni yasalar ve insan hakları lehine esen olumlu rüzgarları dikkate alarak, 2003’te yeniden suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekledi.
2011 yılında Öğüt ailesinin avukatları yeniden savcılığın yolunu tuttu. Muş Başsavcılığı, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.
28 YIL SONRA
“Güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan davanın 1 Mart 2016 tarihindeki karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 sanık hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi. Karara, “yargılamanın eksik yürütüldüğü” gerekçesiyle itirazda edildi.
Yapılan itirazı değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, 2 Nisan 2018 tarihinde hazırladığı tebliğname ile dosyanın bozulmasını istedi. Savcılık tebliğnamesinde, yangının nasıl çıktığına dair güvenlik güçlerinin beyanları ve köylülerin anlatımları arasındaki tezatlıklara dikkat çekildi.
Karar temyiz üzerine 2016 yılında Yargıtay’a geldi. Dosya, 5 yıldır Yargıtay'da bekliyordu. (MA)