TTB Pandemi Grubu Üyesi Prof. Tanık: Emekçiler çalışmak zorundaysa aşılanmaları şart
Kapanmaya rağmen emekçilerin yüzde 60’ının zorunlu olarak çalıştığını belirten Prof. Dr. Feride Aksu Tanık "Madem çalışmaya zorlanıyorlar, bütün emekçilerin aşılanması şarttır" dedi.
Fotoğraf: Feride Aksu Tanık arşivi
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, kapanmaya rağmen işçilerin çalışmak zorunda bırakılmasının hastalığa yakalanma risklerinin devam etmesi anlamına geldiğine dikkat çekti. Emekçilerin aşılanması gerektiğine vurgu yapan Tanık “Madem çalışmaya zorlanıyorlar, en kısa zamanda emek sektöründe yer alan bütün insanların aşısının yapılması gerekir” dedi. Bakan Koca’nın ‘Sadece semptom gösteren kişilere test yapılıyor’ açıklamalarına ise Tanık, “Vaka sayılarını azaltma amacıyla yapılan bu uygulama doğru değil” dedi.
"ÇALIŞMA ZORUNLUYSA AŞI ŞARTTIR"
Kapanmada alınan önlemlerin doğru bir strateji içermediğine vurgu yapan Aksu, “Emekçilerin, gündelik gelirle geçinenlerin desteklenmediği bir kapanma birçok kişi için açlık anlamına geliyor” dedi. DİSK’in verilerine göre emekçilerin yüzde 60’ının çalışmaya devam ettiğini, fabrikalarda fiziksel mesafe koşullarının sağlanamadığını ve kişisel koruyucu donanımın işverenler tarafından temin edilmediğini dile getiren Tanık “Çalışma ortamında çift maske takılarak 2 saatte bir değiştirilmesi gerekiyor. Asgari ücretle geçinen insanların tanesi 1 lira olan maskeyle bunu gerçekleştirmesi olanaklı değil” ifadelerini kullandı. Bu koşullarda hastalığın azalmasını beklemenin iyimserlik olacağına işaret eden Tanık “Yapılması gereken emekçilerin aşılanmasıdır. Madem emekçiler çalışmaya zorlanıyorlar, en kısa zamanda emek sektöründe yer alan bütün insanların aşısının yapması gerekir” diye konuştu.
"DESTEKSİZ KAPANMA ÇARESİZLİĞİ"
İktidarın salgın politikasıyla bulaş zincirinin kırılmasının olanaklı görünmediğine dikkat çeken Tanık, “Ama aşıyla insanları koruyabiliriz. Dolayısıyla aşı temini politikasına dönüp bakması gerekir bakanlığın. Ne yazık ki aşıda ‘2 ay sıkıntı olacak’ diye Bakan da ifade etti. Bu da insanların zorla çalıştırıldığı bu dönemde kapanmanın bulaş zincirini kırma hedefini ortadan kaldırıyor. Ekonomik, sosyal destek olmadan yapılan bir kapanmanın içerisindeyiz. İnsanlar intihar ediyor, açlıkla mücadele ediyor ve çaresizlik içerisindeler. Devletin sosyal devlet olduğunu anımsaması gerekiyor” diye konuştu.
"YAYGIN TEST YAPILMALI"
Yaygın bir biçimde temaslılara test yapılmadığı takdirde toplumdaki hastaların tamamının bulunmasının olanaksız olduğuna dikkat çeken Tanık “Semptom gösteren kişilere göre test yapma politikası doğru değil. Vakaların hızlı bir biçimde düşmesiyle test stratejisinin eş zamanlı olarak değişmiş olması bu kuşkuyu artırıyor. Veriler şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı için genel olarak akıl yürütmek ve spekülasyon yapmak zorunda kalıyoruz. Ama yaygın bir şekilde test yapılmıyor olması, yapılan test sayısının azaltılması ve test stratejisinin değiştirilmesi 5 bin vaka sayısına ulaşma çabası olarak gözüküyor. Bu vaka sayısını azaltma çabasıdır. Ama bu gerçek bir azalmaya karşılık gelmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
"VAKA TRANSFERİNİ GÖZE ALMAK"
Kapanmanın asıl amacının turizm mevsimine hazırlık olduğunu düşündüğünü söyleyen Tanık “Bunu, toplumu tekrar riskli bir sürece doğru götürmenin bir hazırlığı olarak da görebiliriz. 15 ülkeden gelecek turistlere PCR testi yapılmayacağı açıklandı bu kabul edilir bir şey değil. PCR testi yurt içi ve yurt dışı uçak yolculuklarında mutlaka yapılmalı. Turist gelişlerini kolaylaştırmak mantığıyla yapılan bir şey. İnsanların PCR testiyle uçağa binmesi, hasta insanların dolaşımının sınırlandırmasının sağlanması ve hastalığın sınırlanmasına yarayacaktır. Turizm hareketliliğini önceleyerek PCR testi yaptırmıyorsak o zaman yurt dışından gelecek olan vakaların transferi olabileceğini göze alıyoruz demektir” diye konuştu.
