06 Mayıs 2021 00:00

Sosyal desteksiz kısıtlama kararı pazarcıya, çiftçiye ve halka zarar verdi

Sosyal destek verilmeden getirilen kısıtlama kararları hem pazarcıya, hem çiftçiye hem de halka zarar verdi. Pazar kısıtlamasının ömrü 5 gün sürdü. Açılan pazarlarda ise yoğunluk yaşanacak.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Eda AKTAŞ
İzmir

İçişleri Bakanlığının önceki genelgesiyle "tam kapatılan" pazarlar, yayımlanan yeni genelge ile cumartesi günleri için açıldı. Önceki gün İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen genelgede “Tam kapanma dönemi içerisinde 8 ve 15 Mayıs 2021 tarihlerine denk gelen cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında sadece yaş sebze/meyve ile fide satışı yapan pazar yerleri açık olacak” denildi.

Semt pazarlarının kapalı olması nedeniyle çiftçilerin mahsulü elinde kaldı. Semt pazarları kapanınca ürünlerini satacak alan bulamayan çiftçi zarar ettiğini söyledi.

İzmir Menemen’de çiftçilikle geçinen yurttaşlar tam kapanmadan dolayı birçok mahsulün ellerinde kaldığını ve zarar ettiklerini dile getirirken, devletin yaptığı desteğin yetersizliğinden şikayetçi.

ÜRÜNLER ELDE KALDI

Hem çiftçilik hem de pazarcılık yaparak geçimini sağlayan Ümit Yalçın, ıspanak, maydanoz, soğan, enginar gibi birçok mahsulün çabuk bozulduğunu ve bu kapanma süresinde satılacak pazar bulunamadığı için ürünlerin ellerinde kaldığını söyledi.

Çiftçinin uzun zamandır zaten zarar ettiğini hatırlatan Yalçın, “Karnabahar ve brokoli ektiğin zaman 20 bin kadar masrafı oluyor, işçiliğini de içine katarsak 30 bin lirayı buluyor. Ispanağın masrafı 4 bin, maydanozun ortalama 4 bini buluyor. Tabii bunların içinde işçilik ve mazotu falan yok sadece ekimi 4 bin. Onları da koyduğun zaman 10 bin oluyor masrafı” diyerek artan maliyetlere vurgu yaptı.

"BİRÇOK ÜRÜN KAMYON KAMYON DÖKÜLDÜ"

“Tüketim olduğu zaman bir şekilde karşılığını alıyoruz ama tüketim olmadığı zaman zarardayız” diyen Yalçın, yasakla birlikte ürünlerin bozulduğunu ve tarlayı hasat yapmadan sürdüklerini söyledi.

Çiftçinin mahsulünü verecek yer bulamadığını aktaran Yalçın, “Bu sene karnabahar ve brokolide 25 bin zararım var. Bu ayda kesime gelmiş mallar var. Pazar olmadığı için alabaşlarım vardı onları sürmek zorunda kaldım. Ispanak, roka, maydanoz, dereotu taze soğan gibi birçok ürün kamyon kamyon döküldü” diye konuştu.

HEM ÜRETİCİ HEM HALK EZİLDİ

Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok mahsul sürüldü, elimizde yetişkin mal kalmadı, elinde olan da daha pahalıya verecek. Bu durum halka da yansıyacak fiyat olarak. Halkın ucuz ürün alabileceği yerdir pazarlar. Bu durumda hep gariban eziliyor. Hem üretici hem de ucuz ürün alacak halk eziliyor. Biz buna tepki gösteriyoruz. Kapanacaksa düzgün şekilde kapansın. Zamanında tedbir alınmış olsa bugün çiftçi ona göre hareket ederdi.”

KAPANMA ANİDEN GELDİ

Çilek üreticisi Mehmet Muhittin Çırak da masrafların fazla olmasından şikayetçi. “Kârı olmasa da ürün satılınca karşılığını alıyorduk” diyen Çırak pazarların kapanmasıyla zarar ettiklerini söyledi.

Yüzde 17 olarak açıklanın enflasyonla birlikte kötüye giden ekonominin çiftçiyi de zarara uğrattığını ifade eden Çırak, “Pazarların kapanmasından dolayı çiftçi ürününü pazarlayamadı, ürünlerde tarlada kaldı. Bu sebepten dolayı durumumuz çok zor. Özellikle çilek üreticisi için çünkü çilek çok çabuk bozulan bir meyve o yüzden saklama gibi bir durumumuz da yok. Bu duruma bir çare arıyoruz” dedi.

Hal esnafının da elinde mal biriktiğini ve onların da zor durumda olduğunu aktaran Çırak, “Tam kapanmadan önceden haberimiz olsaydı ona göre ürünleri hazırlardık, satacak yer bulmaya çalışırdık. Market ya da manavla anlaşırdık. Ama şimdi insanlar ne yapacağını bilemiyor. Hal esnafı da doğal olarak parça parça ürün alıyor. Devletin, belediyelerin bu konuda adım atmasını bekliyoruz. Destek çok az oldu. Mazot ve gübre masrafını bile karşılamıyor” diye konuştu.

50 YILLIK ÇİFTÇİ 37 BİN LİRA ZARARDA

50 yıldır çiftçilikle uğraşan Hasan Sivritepe ise, “Dikiyoruz zarar ediyoruz. Maliyetler yükseldi. 95 lira olan gübre 265 lira oldu, 75 liraya aldığımız gübre 165 lira oldu. 10 dönüm yeri ilaçlamak için 2 milyon 200 bin lira ilaç parası verdim. Bu şartlarda mahsulü de değerinde satamıyoruz. Boş boşuna hamallık yapıyoruz. Geçen domatesim vardı 37 bin lira zarar ettim, kendi işçiliği saymıyorum. Domatesin kasası 10 liraya gidiyor. Gidip halden bir kasa domates alsam daha iyi. Neden üreteyim, masrafları karşılayamıyoruz” dedi.

DEVLETİN VERDİĞİ YILLIK DESTEK BİR GÜNLÜK MAZOT PARASI

“Biz üreteceğiz diye canımız çıkıyor, malımızı mülkümüzü sattık, senet veriyoruz fakat malı değerlendiremiyoruz” diyen Sivritepe, ekonomik olarak zorluk yaşadıklarını söyledi.

Hükümetin "Çiftçiye yardım yapıyoruz" sözlerine de değinen Sivritepe, “Yardım diye bir şey yok. 42 dönüm yere gübre ve mazot için bana 770 lira para verdiler. Benim bir günde harcadığım mazot parası zaten 800 lira. Gübreyi falan saymıyorum. 25 dönümlük yeri sulayıncaya kadar 700 lira mazot harcıyorum. Bana verdiği 770 lira bir senede, para olsa ne olur. Bir günlük masrafımı bile çıkarmıyor. Ben devletten sadaka istemiyorum, gübre ve mazot parasını indirsin, malıma piyasa bulsun istiyorum. Ben onların 500-700 lirasını ne yapayım, emeğimin karşılığını istiyorum. Bir ayda kullandığımız mazot 11-12 bin lira. Şimdi dikim vakti masraflar daha çok oluyor” diyerek desteklerin yetersiz olduğunu kaydetti.

ÜRÜNLER TARLADA VE HALDE KALDI

Tarlada kalan ürünler.

Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, tarım ürünlerindeki girdi maliyetinin yüksek olmasından dolayı çiftçinin şikayetçi olduğunu söyledi. Karagöl, “Bu zor şartlarda çiftçiler üretmeye çalışıyor. Tam kapanmadan dolayı piyasada olan ürünlerimiz halde ve tarlada kaldı. Ürünler marketlerde pahalı ama üreticinin elinde kalan çok fazla ürün var. Pazar olmadığı için satılmayan çok ürün var. Bu sorunlara devlet, belediyeler ya da tarım kooperatifleri üzerinden çözüm bulmalı” dedi.

"KURUŞLA SATARAK TRAKTÖR ALINIR MI?"

Mazot fiyatlarının indirilmesini yıllardır talep ettiklerini söyleyen Karagöl, “Devlet tabii ki desteklemek için bir şeyler yaptı ama kur aşırı yükselince maliyetler de yükseldi. 60 liraya aldığımız gübre 180 lira, 3 katına çıkmış durumda. İlaç, tohum hepsinde fazla artış var. Zor şartlarda üretmeye çalışıyoruz. Tarımının ve gıdanın önemi bu dönemde ortaya çıktı. Destekler yetersiz kalıyor” diye konuştu.

“Bir traktör 180-200 milyar civarında, kuruşla domates satarak bu para birikir mi?​” diye soran Karagöl, çiftçinin ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu aktardı.

PROF. DR. ADIYAMAN: EKONOMİK DESTEK OLMADAN OLMAZ

Türk Tabibleri Birliği (TTB) Pandemi İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Adıyaman, söz konusu kısıtlamayı ve yeni düzenlemeyi şu ifadelerle yorumladı:

“Bu kısıtlamaların sosyal ve ekonomik destekle yapılması gerekiyordu. Pazarcıların ekonomik zararının da tazmin edilmesi gerekiyor. Ekonomik olarak işçilerin, emekçilerin, şantiyelerde çalışan emekçilerin, madenlerde çalışanların, pazarcıların desteklenmesi gerekiyor. Ona göre ‘Kapanma’ yapılması gerekiyordu. Devlet pazarcıların ellerindeki malları alıp dağıtabilirdi. Başından beri birçok yerel yönetimler, belediyeler bu işin içine dahil olmak istiyor ama hükümet sürece onları katmak istemedi. Hükümet pandemi ile mücadeleye siyasi bakıyor. Pandemiyle mücadele başından beri söylediğimiz gibi yerel yönetimler, meslek odaları, sağlık meslek birlikleri, sendikalar ve halkla birlikte beraber yürütülmeli. Dolasıyla yerel yönetimlerin olaya dahil olması gerekiyor. Hükümet buna izin vermiyor.

Bu şekilde bir kapanma olmaz. TTB böyle bir sokağa çıkmamayı savunmuyor. elzem olan sektörler dışında sağlık, gıda gibi sektörler dışındaki sektörlerin ekonomik olarak desteklenmesi, öyle kapatılması gerekiyor. En az 14 gün, mümkünse 28 gün. Bunun içinde pazar yerleri de dahil. Pazarcılar da çok haklılar. Niye haklılar? Ellerinde kalıyor malları. Evlerine götürecek yiyecek yok. Onların da bir aileleri var. Şimdi siz pazar yerlerini kapatırsanız mallarını satamazlar. Mallarını satamazlarsa da ekonomik olarak çok kötü duruma düşerler. Halbuki bu malları ellerinden alıp yerel yönetimlerle birlikte halka bedava dağıtmak şeklinde olabilir. Bunun için de güçlü devlet olmak gerekiyor. Ekonomik olarak söylemde değil, gerçekten güçlü devlet olmanız gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

Yozgat'ta buğday silosuna düşen teknisyen yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Evrensel'e verilen cezalara karşı okurlarımızın dayanışma ilanları - 6 Mayıs 2021

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa