Kentsel yıkımlardaki tehlike: Asbest
Asbest Söküm Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, kentsel yıkımlarda ortaya çıkan gözümüzün göremeyeceği küçüklükte lifsi iğnemsi 1. derece kanserojen tozlarına karşı vatandaşları uyardı.
İLGİLİ HABERLER
Zeytinburnu'nda bir süre önce boşaltılan bina çöktü
Kentsel dönüşümdeki kanser tehlikesi: Asbest
Ankara'da temeli kayan apartman nedeniyle 21 bina tahliye edildi
Ankara Mimarlar Odası: Rant hırsı sonucu faciaya ramak kaldı
Ramis SAĞLAM
İzmir
İstanbul’da daha önce camları patladığı için boşaltılan 5 katlı bina çöktü. Ankara'da da çökme riski bulunduğu gerekçesiyle kontrollü yıkılan 8 katlı Açelya Apartmanı'nın yıkımında ortaya çıkan görüntüler sonrası Asbest Söküm Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ile yaşanan tehlikeyi konuştuk. Ensari, kentsel yıkımlarda ortaya çıkan asbest lifleri mikrometre ve hatta nanometreye kadar küçülebilen gözümüzün göremeyeceği küçüklükte lifsi iğnemsi 1. derece kanserojen tozlarına karşı vatandaşları uyardı.
Hafif ve lifsi yapısı nedeniyle havada askıda kalabilmekte ve rüzgarlanmayla birlikte çevreye ve kilometrelerce uzaklıktaki bölgelere çok kolay yayılabilme özelliği olduğunu söyleyen Ensari, “Asbestin 1200 °C üzerinde yakamadığımız sürece yok edilemez” dedi. Tozumaya başlayan asbestten tek korunma yolunun uzak durmak ve solumamak olduğunu ifade eden Ensari, “Asbestin ne aşısı mümkündür ne de bağışıklık hücrelerimiz asbesti yenebilmektedir. İyi huylu hastalıkları süründürerek kötü huylu hastalıkları acı çektirerek ölüme götürür” dedi.
“KİTLESEL ASBEST MARUZİYETİ ORTAYA ÇIKMAKTADIR”
Ensari, ayrıca kentsel dönüşümden veya deprem hasarlı yapılardan kaynaklı yıkımlarda Türkiye'nin asbestle tehlikesi her geçen gün daha da büyüdüğünü söyledi. Asbest maruziyetinin en aza indirmesi gerektiğinin altını çizen Ensari, “Başta yetkili bakanlıklar ve belediyeler vatandaşın asbest solumasını seyrediyorlar. Tüm iş birliği çağrımıza rağmen bugüne kadar sadece Mersin Yenişehir Belediyesi dışında olumlu cevap alamadık. Bakanlıklar Mevzuattan dolayı kendilerini sorumlu tutmuyorlar ve tüm hukuki sorumluluğu yıkım ruhsatı düzenleyen belediyelere veriyorlar” dedi.
Belediyelerin, bu tehlikenin farkında olmadığını ve yeterli bilgiye sahip olmadığını iddia eden Ensari, “Birçok yıkımların asbest envanter raporu yıkımı hurda karşılığı yapacak firmalardan istenmekle çok büyük hata yapılmaktadır. Asbest raporu sahte olan yapıların yıkımından kaynaklı ortama yayılan asbest tozlarının önlenmesi için gerekli ne ‘toz bastırma’ ne de ‘toz perdeleme’ sistemleri kullanılmamaktadır. Bu nedenle Asbest envanter raporları istenmeyen veya kağıt üzerinde yapılarak tehlike göz ardı edilmekte ve dünyada eşi benzeri görülmeyecek kitlesel asbest maruziyeti ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
YIKIMDA ASBEST DIŞINDAKİ TEHLİKELİ PARTİKÜLLER
Bina yıkımlarında asbest tozlarının dışında cıva, kurşun, Pcb, Pbb, kadmiyum, Cr6, küf mantarı ve silika tozları gibi tehlikeli atık partiküllerinin ortama salındığına da dikkat çeken Ensari, vatandaşların kendilerini koruması için önerilerde bulundu. Ensari, öncelikle bölgeden uzaklaşılmasını, yıkım süresince başka semtlerde kalmayı önerirken, yıkımların yakınına gidip izlemenin tehlikeye direk maruz kalmak olduğunu söyledi.
Ensari, “Asbeste maruz kalmamak için mümkün mertebe evlerden dışarı çıkılmaması, pencere açılmaması gerekir. Tek kullanımlık FFP3 toz maskesi kullanalım. Kıyafetlerimizi binamıza girmeden çırpalım, eve girince banyoda çıkaralım, ters çevirelim ve bir poşete koyalım tozun ev ortamına yayılmasını önlemiş oluruz. Bundan sonra makinede yıkayalım. Yıkım süresince evimize girmiş olan tozları hepa filtreli elektrik süpürge ve ıslak bezle (bezi tekrar kullanmamak gerekir) temizleyebiliriz. Ayrıca yıkım ekiplerinde çalışan işçi, operatör, teknik eleman vb. çalışanların birer meslek hastası ve kanser adayı olduğunu göz ardı etmiyoruz” diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et