Emek Gençliği, Mustafa Yalçıner'in katıldığı online söyleşide Denizleri andı
Emek Gençliği, Mustafa Yalçıner’in katılımıyla düzenlenen online söyleşide Denizleri andı: Denizler olup onların özlemlerini örgütleyecek, mücadele edeceğiz!
Mustafa Yalçıner | Fotoğraf: Evrensel
Emek Gençliği, Türkiye devrimci gençlik hareketi önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın 6 Mayıs 1972'de idam edilmesinin 49. yıl dönümünde, mücadele arkadaşı ve '68 Gençlik Hareketi’nden Mustafa Yalçıner'in katıldığı online söyleşi düzenledi. Söyleşide faşizm, anti-emperyalizm ve günümüz gençliğinin mücadele olanakları üzerine konuşuldu.
Kocaeli ve İzmir Emek Gençliği’nin ortak düzenlediği etkinliğe Antalya, Aydın, Muğla, Manisa ve Denizli’den gençler de katıldı. Söyleşinin açılışını ve yürütücülüğünü Emek Gençliği MYK üyesi Cemre Kavala yaptı. '68 hareketini ve günümüz mücadele olanaklarını anlatan Mustafa Yalçıner, söyleşinin sonunda gençlerin sorularını yanıtladı. Dijitalleşmenin yarattığı imkanlara değinen Yalçıner, bu dijitalleşmenin yanı sıra yüz yüze örgütlenmenin de önemini koruduğuna dikkat çekti.
"SADECE GENÇLİK ÖNDERİ DEĞİL HALKIN ÖNDERİ"
Açılışı yapan Emek Gençliği MYK Üyesi Cemre Kavala, “Salgını fırsat bilen iktidar faşizmi inşa etme sürecini başlatmış oldu, burada kendi politikalarını hayata geçirmede pandemiyi de fırsata çeviriyorlar. Denizlerin mücadelesinin nasıl devralınacağını konuşmak istedik” ifadelerini kullandı.
Mustafa Yalçıner sözlerine Denizleri anarak, onların sadece gençlik önderi değil halkın önderi olduğunu vurgulayarak başladı. Güncel siyasal durumu kısaca özetleyen Yalçıner, “İstanbul Sözleşmesi kaldırılıyor, binlerce kadın öldürüldü. Kadını ikinci sınıf görüyorlar. İçki satışı yasak, yaşam tarzına saldırıda bulunuyorlar. İkizdere’de köylüler direniyor. Çalışma ve yaşam şartlarında zorluklar ve bir yandan yasaklar Türkiye’de insanların derdini özetliyor; iş, ekmek, özgürlük!” dedi.
“ZAMANINDA DENİZLERİN YAPTIĞI, ŞİMDİ BİZİM GÖREVİMİZDİR”
Halkın giderek daha fazla itiraz etmeye başladığını, yaşananların herkesin hayatını zorlaştırdığını, yasakların ve baskının herkese tesir ettiğini söyleyen Yalçıner şöyle devam etti:
“Kendilerine karşı olan safları büyütüyorlar. Başka çareleri kalmadığı için zor kullanıyorlar. Bu, faşizmin örgütlenmesidir. Aynı zamanda bir yandan da kaçınılmaz olarak kendilerine karşı olan bir halk örgütlüyorlar. Bütün insanlarımız, giyim kuşamları nasıl olursa olsun, inançları, fikirleri ne olursa olsun; gerek İkizdere’de direnenler, gerek 1 Mayıs’ı yasaklanan işçiler, gerek öğrenciler bu direnişin birer öğesi olma potansiyeli taşımaktadırlar. Zamanında Denizlerin yaptığı, şimdi bizim görevimizdir. Denizler olup halkın dertlerini sahiplenecek, onların özlemlerini örgütleyecek ve dünyayı değiştirmek için mücadele edeceğiz. Bugünün görevi Denizler olmak, bugünün koşullarında işçi emekçi yığınlarla birlikte yapılabileceklerin nabzını tutarak her gün daha fazla çalışmaktır.”
“YÜZ YÜZE ÖRGÜTLENMENİN YERİNİ TUTABİLECEK BİR ONLINE SİSTEM YOK”
“Bu kadar genç burada Denizleri konuşmak için toplanmışsa, bu gençlerden Denizlerin fışkırması için hiçbir engel yok demektir” diye konuşan Yalçıner devrimin, kitlelerin eseri olduğunun altını çizdi.
Yalçıner sosyal medya ve dijital dünya üzerine gelen soruyu şöyle yanıtladı: “Her şey dijital değildir, yüz yüze örgütlenmenin yerini tutabilecek bir online sistem yok, dünya sanal alemde değiştirilemez. Fakat haberleşme ve iletişim için çok önemli olan bu araçlar iyi kullanılmalıdır.”
“Z KUŞAĞI, YENİLGİYE UĞRAYAN BİR HALKIN ÇOCUKLARIDIR”
Yalçıner katılımcıların sorduğu sorularla birlikte "Z kuşağı" ve '68 kuşağı arasındaki ilişkiye, benzerlik ve farklılıklara değinerek konuşmasına devam etti.
Mustafa Yalçıner, Denizlerin kendi dönemlerinin parlak, gelişkin, eğitimli ve çok yönlü gençleri olduğunu ve Z kuşağının da aynı şekilde gelişkin, kavrama yetenekleri yüksek ve tekniği kullanmada başarılı olduklarını söyledi. Z kuşağının tek fark olarak Denizler kadar politikayla ilgilenmediklerini ve dünyaya müdahale etmediklerini belirten Yalçıner, iki farklı dönemin dünya koşullarına değinerek bu gözlemini tarihsel bağlamda temellendirdi.
Yalçıner, “Bizim zamanımızda Sovyetler Birliği hâlâ tam çökmemişti, Afrika sömürgecilik sistemini yıkıyordu, Küba’da devrim yapılmıştı. O zamanlar emperyalizmle dişe diş mücadele etmeyi gördük ve bu tutumu edindik. Bugünlerde sosyalizm o kadar gündemde değil. Z kuşağı, yenilgiye uğrayan bir halkın çocuklarıdır, apolitik olmalarını anlamak zor değil” dedi.
“BUGÜNKÜ TEK ADAM DEĞİL GELECEK TEK ADAMDAN DA KURTULMAK”
“Muhalefet gençlik kitlelerin mücadelesini baltalıyor mu, bu tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise Yalçıner, iki tür mücadelenin şartına ve birlikte yürütülebilmesinin gereğine dikkat çekti.
Yalçıner, “İşçi sınıfının yürüyeceği yolu çizmek, sermayeden bağımsız bir yol, burada gençler yolu açmalı, buraya katılmalı, enerjisini vermeli. Gençler halkla birlikte olmazlarsa durumlarını düzeltemezler, burada mücadeleye omuz verilmeli. Devrimci olmak, Denizlerin yolunda yürümek zorundayız. CHP ya da bir başkası, anlaşırsak beraber gideriz, ama emekçi halkın çıkarları ayrışıyorsa biz ona göre politika üretiriz, ona göre yolumuzu yürürüz. Bunun da tek yolu işçi sınıfından başlayıp halkı örgütlemek. Burada karşı çıkanlara karşı da mücadele edilmesi gerekiyor. Türkiye'de iki tür mücadele şart; birisi demokratik mücadele, ikincisi sosyalizm için mücadele! Bu ikisinin birliğini sağlam ilerletmeliyiz, birleşik şekilde yürütmeliyiz. Tekelci sistemden kurtulmak, bugünkü tek adam değil gelecek tek adamdan da kurtulmak! Bu noktada sosyalizm için mücadele ile demokrasi mücadelesini birleştirmeliyiz. Birbirine karıştırmamalıyız” dedi.
“SOSYALİZME DOĞRU YÜRÜYECEKSİNİZ”
Katılımın yoğun ve aktif olduğu online buluşmanın sonunda Yalçıner şunları kaydetti:
“Halkın kendi kaderini eline alması gençliğin de en önemli işlerinden biri olmalıdır. AKP-MHP kliğinin, burjuva muhalefetin çıkarlarına kaptırmadan, küçük burjuva örgütlerin dağıtmasına terk etmeden; bütün kesimlerin, halkın, işçilerin acil talepleriyle birlikte sosyalizme doğru yürüyeceksiniz.” (İzmir/EVRENSEL)