ATO: Salgın yönetiminde tıbbi etiğin gözetildiği politikalara ihtiyaç var
Salgının başından beri doğru filyasyon uygulamasının yapılmadığı belirten Ankara Tabip Odası, ayaktan hastalarda yararına dair yeterli veri olmadan ilaç dağıtımının sürdüğüne dikkat çekti.

Filyasyon ekibi | Fotoğraf: DHA
Ankara Tabip Odası, filyasyon uygulamalarına ilişkin basın açıklamasında bulundu. Salgının başından beri doğru filyasyon uygulamasının yapılmadığı belirtilen açıklamada salgının başından beri filyasyon uygulamaları dahilinde evlere hidroksiklorokin ve favipiravir ilaçları bırakıldığı ifade edildi. Verilen ilaçların dünyada benzer bir uygulama görülmemesine karşın nasıl dağıtıldığı sorulan açıklamada, “Ayaktan hastalarda yararına dair yeterli bilimsel kanıt elde edilmemişken neden rutin olarak dağıtılmaktadır? Bundan kimler rant elde etmektedir? Yararına ilişkin bir bilimsel çalışma var ise sonuçları neden yayınlanmamaktadır? Bilimsel aklın hakim olduğu ve tıbbi etiğin gözetildiği bir salgın yönetimine ve sosyal politikalara ihtiyaç var” denildi.
Yapılan açıklamada, Türkiye’de filyasyon çalışmaları TTB’nin uyarılarından sonra resmi ilk vakanın ilan edildiği günden yaklaşık iki ay sonra başlatıldığı belrtildi. Pandemi sürecinin salgının başından beri bilimsel bilgiden ve akıldan uzak şekilde yönetilmekte olduğu ifade edilen açıklamada, “Salgın değil, algıların- rakamların yönetilmeye çalışıldığını biliyoruz ve görüyoruz. Bir yıldan uzun süredir devam eden filyasyon çalışmaları da salgın yönetimindeki anlayıştan farklılık göstermiyor” denildi.
FİLYASYON İLAÇ BIRAKMA UYGULAMASINA DÖNDÜ
Filyasyon çalışmaları epidemiyoloji bilimine uygun şekilde yürütülmedine dikkat çekilen açıklamada, “Salgının başlangıcından bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen filyasyon ekiplerine herhangi bir eğitim verilmemektedir. Doğru ve etkili bir filyasyon için; filyasyon ekiplerinin her vakadan detaylı öykü almaları, kaynak vaka ve temaslıları saptaması gerekmektedir. Ancak filyasyon çalışmaları artan vaka sayıları nedeniyle hastalara yeterli zaman ayrılamaması ve yeterli eğitim verilmemesi nedeniyle ilaç bırakma uygulamasına dönüşmüştür” ifadeleri yer aldı.
"ŞİKAYETLERİ OLAN KİŞİLERE BİLE TEST İMKANI SUNULMUYOR"
Geçimini günübirlik çalışma ile sağlayan, maddi olarak hiçbir şekilde desteklenmeyen insanların temaslı olarak eklenmesi ve evde karantinada kalmaları istenmekte olduğu ifade edilen açıklamada, “Geçimlerini günlük çalışma ile sağlayan insanlara herhangi bir sosyal ve ekonomik destek verilmeden nasıl 10 gün evde kapalı kalması istenebilir? Artan vaka sayıları ile filyasyon ekibi başına düşen hasta-temaslı sayılarının çok fazla olması , yetersiz filyasyon eğitimi gibi sebeplerle temaslılar ve kaynak vaka tespit edilememekte, edilenler ise ev içinde veya dışında karantina koşullarına uymamaktadır. Kapalı ortamda , kalabalık şekilde çalışmak-yaşamak zorunda olan kişilere rutin olarak PCR taraması yaparak salgını kontrol altına almak bir yana dursun; şikayetleri olan kişilere bile test imkanı sunulmamaktadır” denildi.
"VERİLEN İLAÇLAR, CİDDİ YAN ETKİLERİ BULUNMASINA RAĞMEN DAĞITILMAYA DEVAM EDİLİYOR"
Salgının başından beri filyasyon uygulamaları dahilinde evlere hidroksiklorokin ve favipiravir ilaçları bırakıldığı ifade edilen açıklamada, “Hidroksiklorokin ilacının hiç bir bilimsel çalışmada COVID-19 hastaları için yararı gösterilmemiştir. KLİMİK derneği: ‘Ayaktan veya yatan, hafif/orta/ağır seyirli COVID-19 olgularının tedavisinde hidroksiklorokin etkili olmadığını göstermiştir. Hidroksiklorokin aksini bildiren yeni randomize kontrollü çalışma sonuçları olmadıkça COVID-19’un asemptomatik, hafif, orta, ağır formlarının tedavisinde veya profilaksisinde kullanılmamalıdır‘ şeklinde görüş bildirmiştir. Uzmanlık derneklerinin görüşü ve tüm bilimsel kanıtlar aksini göstermesine karşın tıbbın en temel ilkesi olan ‘Önce zarar verme (primum non nocere)’ ilkesi çiğnenmektedir. Ciddi yan etkileri bildirilen bu ilaç halen filyasyon ekiplerince hastalara dağıtılmaktadır” denildi.
Salgının başından beri yine filyasyon uygulamaları dahilinde dağıtılan favipiravir ilacı da Türkiye dışında hiçbir ülkede ayaktan hasta tedavisinde kullanılmamakta olduğu belirtilen açıklamada, “Sınırlı hasta gruplarında sınırlı yararı gösterilmiş bir ilaç nasıl hane hane dağıtılabilir? Favipiravir için ciddi yan etki bildirilmemesine rağmen her ilaç farklı bir endikasyon için, farklı bir dozda kullanılmadan önce faz -3 ilaç çalışması ile ruhsatlandırılmalıdır. Favipiravir hangi bilimsel çalışma ile ruhsatlandırılarak yaygın kullanıma sunulmuştur? Dünyada benzer bir uygulama görülmemesine karşın hangi bilimsel verilere göre hareket edilmektedir? Şimdi mevcut veriler dahilinde sormak istiyoruz: Favipiravir ilacı, ayaktan hastalarda yararına dair yeterli bilimsel kanıt elde edilmemişken neden ayaktan hastalara rutin olarak dağıtılmaktadır ? Bundan kimler rant elde etmektedir ? Yararına ilişkin bir bilimsel çalışma var ise sonuçları neden yayınlanmamaktadır? Bilimsel aklın hakim olduğu ve tıbbi etiğin gözetildiği bir salgın yönetimine ve sosyal politikalara ihtiyaç var” denildi. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et