Adana’dan işçiler: Denizlerin mücadelesi günümüze ışık tutuyor
Adana’dan işçilerle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesinin bugün ne ifade ettiğini konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Mesut BAYLAV
Adana
Emek Gençliği Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idam edilişlerinin 49. yılında yaptığı online etkinlik ile andı. Etkinliği izleyen Adana’dan işçilerle etkinlik sonrası Denizlerin mücadelesinin bugün ne ifade ettiğini konuştuk. İşçiler, Denizlerin mücadelesinin sürdüğüne vurgu yaparak bugün de yaşanan sorunlara karşı mücadele etmek gerektiğini söyledi.
“49 YILDIR SÖNMEYEN BİR MEŞALE”
Görüştüğümüz bir metal işçisi, programı başından sonuna izlediğini söyleyerek, “Pandemi, ekonomik kriz, yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, doğa talanı, emek sömürüsü gibi bir çok sorunla boğuştuğumuz bir zamanda 6 Mayıs'ı Emek Gençliği’nin hazırladığı online program ile anmak adeta nefes aldığımızı tekrardan hissettirdi. Deniz'in, Yusuf'un, Hüseyin'in ve tüm devrimcilerin eşsiz mücadele birikimlerini, ekranlarda görmeyi özlediğimiz aydınlardan, sanatçılardan ve öğrencilerden dinlemek mücadele azmimize katkı sağladı.” dedi.
İdam edilişlerinin 49. Yılında o dönemden bu döneme bir çok dinamiğin değişmiş gibi göründüğünü ifade eden metal işçisi,” Oysa sermaye sınıfının reflekslerinde ve işçi sınıfının sorunlarında değişen birşey olmadığını üzülerek görüyoruz. Fakat 49 yıldır sönmeyen bir meşalenin varlığını da görüyoruz. Bu vesile ile Deniz'i Yusuf'u ve Hüseyin'i saygıyla anıyor, mücadelelerini ve bu mücadeleyi yaşatma arzusunda olan herkesi saygıyla selamlıyorum.” dedi.
“ÜÇ FİDAN BİZE HER YERDE HAKSIZLIĞA KARŞI DİK DURMAYI AŞILADI”
Bir genç ayakkabı işçisi ise, “ 6 Mayıs 1972 tarihi Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın aramızdan alınışı olarak tarihe kazınsa da aslında güncel olarak da büyük bir anlam ifade ediyor. O dönemde verilen mücadeleler canları pahasına haksızlığa, ayrışmaya karşı mücadeleler günümüze hala ışık tutuyor ve bizim umudumuzu diri tutuyor. Üç fidan bize, fabrikada, sokakta kısacası her yerde haksızlığa karşı dik duruşumuzdan ödün vermemeyi aşıladı. Ve nasıl onların mücadeleleri canları teslim edene kadar gittiyse bizim de mücadelemiz bu şekilde sürecektir. Sözlerimi Hüseyin İnan’ın son sözleriyle bitirmek istiyorum:
“Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım
Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım.
Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum.
Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler.
Kahrolsun faşizm.” dedi.
“DENİZLERİ HEM ANMAK HEM ANLAMAK ZORUNDAYIZ”
Seyhan Belediyesi’nde çalışan bir işçi de Denizlerin mücadelesinin güncelliğine değinerek, “Bu başarılı programı bizlere hazırlayıp sunanlara teşekkür ederim. Binlerce insanla ortak duyguyu paylaşıp yayından kopmadan izledik. Emeği geçenlere ve programa katılanlara teşekkür ederim.
Denizlerin mücadelesi bugün bize ülkenin daha fazla emperyalist güçlerin sömürüsü altında olduğunu ve işçilerin, köylülerin, halkın daha fazla sömürüldügünü gösteriyor.” dedi.
“Denizleri hem anmak hem de anlamak zorundayız. Onların gençlik örgütlenmesi üzerine yaptığı işler çok önemli.” diyen genç bir belediye işçisi de Emek Gençliği’nin yayınının önemli olduğunu söyledi.
“ADALETSİZLİKLER SÜRÜYOR MÜCADELEYİ DE SÜRDÜRMEMİZ GEREK”
Bir tekstil işçisi ise 1972’den bu yana karanlık bir sürecin hep olduğunu söyleyerek,” Gençler öldürüldü, aydınlar öldürüldü. O zamanın Türkiyesi ile bu zamanın Türkiyesi arasında uçurum yok. Sadece roller değişik, isimler farklı, kişiler değişik. O zaman Süleyman Demirel’in parmak kaldırması vardı, bugün de onun yolundan gidenler halkın karşısında parmak kaldırıyor.” dedi.
Bugünün tek adam rejimindeki hukuksuzluklara da değinen tekstil işçisi,”Mesela bugün Kolombiya’da yaşananlara bakalım. Halkın gücü geri adım attırıyor. Türkiyede de olsa hesap verecekleri günleri görmüş olacağız. Bugün Türkiye gece vakti alınan saçma sapan kararnamelerde yönetiliyor. Mesela hakkını aramak isteyenin karşısında sosyal medyada felan hep ‘Silivri soğuktur’ diye espri yapılır. Bu bile korku iklimini gösteriyor. Tek adam rejiminde hukuksuzluktan başka bir şey olmuyor. Bana göre en büyük sorun adalet sorunu. Adalet olmadığı zaman işte Denizlerin idamını görüyoruz. Bugün de en büyük adaletsizlikleri yaşıyoruz. Eskiden bu kadar intiharlar olmazdı ama bu döneme bakınca her gün intihar haberleri alıyoruz. Denizlerin yürüttüğü mücadeleyi bugün de sürdürmemiz lazım, başka çare de yok” dedi.
“İŞÇİLER DENİZLERİ PAYLAŞIYOR”
Çalıştığı fabrikadaki işçi arkadaşlarının birçoğunun Deniz Gezmiş’i ve arkadaşlarını kendi sosyal medya hesaplarında paylaştığını söyleyerek, “ Demek ki onların mücadelesini de sahipleniyor işçiler. O dönem 6. Filoya selam duranların karşısında Denizler vardı. Bu dönemde de o selam duranların fikrini savunanlar var ama karşısında denizlerin düşüncelerini savunanlar da var.” dedi ve Emek Gençliği yayınının da bu sahiplenmeyi gösterdiğini ifade etti.
Bir başka genç tekstil işçisi ise Denizlerin mücadelesinin kendisi için bugün ‘bıçak kemiğe’ dayandı sözünü hatırlattığını söyleyerek, “ Dar ağacında sallanan gençler kadar gerçekçi bir şey olamaz. Bugün de bıçak kemiğe dayanmış durumda. O nedenle onların mücadelesi bugün de çok önemli bir yerde” dedi.