Türkiye’nin karanlık insan hakları tablosu
Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. 10 Aralık 1948 tarihinde, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edildiği günün yıldönümü... Bildirgenin 3. maddesinde, yaşam hakkı, “Herkesin yaşam hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır” der. Ama Türkiye
Devletin bizzat kontrolünde olan cezaevlerinde de askeriyede de ölümler giderek çifti, üçlü rakamlara çıkıyor.
2012’nin bu son günlerinde Türkiye’nin insan hakları karnesi kara mı kara... Roboski Katliamı’nda devletin bombalarıyla katledilen 34 kişinin katilleri, sorumluları yargı önüne bile çıkarılmadı. “Gizlilik” adı altında yürütülen bir dava ve gizlenen gerçekler....
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı dağda, askerde yiten yaşamlar... AKP Hükümeti’yle birlikte oranı yüzde 1400 artan kadın ölümleri... “Kaderinde var”, “işin doğası gereği”, “güzel öldüler” resmi açıklamaları arasında adeta toplu cinayetlere dönen işçi ölümleri.... Türkiye’nin gerçek fotoğrafı, AKP’nin insan hakları karnesi....
KADIN ÖLÜMLERİNE DEVLET SEYİRCİ
“Kadınla erkek hiç eşit olur mu?” diyen Başbakan Erdoğan, AKP Hükümeti’nin kadına bakış açısını ortaya koyarken, AKP ile birlikte kadın cinayetlerinde hızlı bır artış yaşandı, yaşanıyor. Güldünya Tören, Ayşe Paşalı, Necla Yıldız ve son olarak öğretmen Gülşah Aktürk’ün ölümleri ile simgeleşen kadın cinayetleri, devletin seyirciliğinde gerçekleşen binlerce cinayetten öne çıkanlar. N.Ç.’nin tecavüzcülerini serbest bırakan, Fethiye Davası’nda olduğu gibi adeta mağduru ‘suçlu’ ilan eden sistem... Kadına yönelik cinayet, taciz ve tecavüz gibi şiddet eylemlerinde büyük artışlar. İHD İstanbul Şubesi Kadına Yönelik Şiddet Komisyonu verilerine göre, 2005-2011 döneminde 4 bin 190 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
POLİSİN ‘VURMA’ YETKİSİ
Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu (PVSK) polise “vur” yetkisi verirken, polisler bu yetkilerini kullanmakta hiç geri durmadılar. İzmir’de Baran Tursun, Antalya’da Çağdaş Gemik, Ankara’da Soner Çankal, Cem Aygün ve birçok ilde onlarca isim... Polis kurşunlarıyla yaşamları son bulanlar... AKP hükümeti tarafından PVSK’nın değiştirilerek, polise “vur” yetkisinin verilmesiyle, ölenlerin sayısı 100’ü çoktan aştı. Bir araştırmaya göre 2007’den bu yana polis kurşunlarıyla ölenlerin sayısı 123...
İHD’nin verilerine göre ise; son 21 yıl içinde polisin, rastgele ateş açması, yargısız infazlar ve “dur ihtarına uymadı” bahanesiyle öldürdüklerinin sayısı 2 bine yakın.
ŞÜPHELİ ASKER ÖLÜMLERİ
Son dönemde ölümlerde dikkat çeken bir mekan ise askeriye... Askerde şüpheli ölümler giderek artarken, artık “intihar”, “kaza” açıklamaları da inandırıcılığını yitirdi. Türkiye atık asker ölümlerini de sorgulamaya başladı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın soru önergesine Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtı da vahim tabloyu ortaya koymaya yetti: Son 10 yılda, (2002-2012) 934 asker ‘intihar’ etti.
ÇÖZÜMSÜZLÜK ÖLÜMLERİ ARTIRIYOR
Kürt sorununun çözümünde hâlâ askeri yöntemlerde, baskı, inkar ve imha politikalarında ısrar; asker, polis, gerilla her kesimden ölümlerin sürmesini getirdi. Çatışmalı ortam ve baskılar açısından dikkat çekilen 1990’lı yıllardan bugüne, çatışmalarda 20 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi. Bu dönemler arasında sivil ölümü de oldukça fazla; 2 bini aştı...
Türkiye gazeteciler açısından da güvenli olmayan bir ülke. Bugüne kadar 76 gazeteci öldürülürken, halen 80’nin üzerinde gazeteci sadece görevlerinin gereği habercilik yaptıkları için cezaevindeler.
Cezaevleri Kürt politikacılar, aydın ve yazarlarla, muhaliflerle dolduruldu. Ağır tecrit koşullarının uygulandığı cezaevlerinde adeta ölümü bekleyen ağır hasta 253 mahpus tedavi edilecekleri koşullara kavuşturulmuyor. Atılan gaz bombaları ile insanların yaşamını yitirdiği, milletvekillerinin bile coplanıp, gazlandığı bir ülkede İnsan Hakları Günü nasıl kutlanabilir...
İŞ CİNAYETLERİ KATLİAMA DÖNÜŞTÜ
Patronların aşırı kâr hırsı, alınmayan önlemler, denetimsizlik sonucu işçilerin tek tek ya da toplu halde ölümleri giderek artıyor. İstanbul Esenyurt’ta insan yaşamına yakışmayan koşullarda kalmaya mahkum edilen 11 işçi yanarak can verdi, Şile’de kurtarma ekipleri göz göre göre ölüme gönderildi, Afşin’de 9 işçi hâlâ toprak altında, Ankara’da yolda yürüyen işçi metro inşaatına düşüp öldü... Örnekler o kadar çok ki... İstanbul Davutpaşa, Tuzla Bayrampaşa, Esenyurt, Ankara Ostim patlamaları... Onlarca işçinin yaşamını yitirmesi hala hafızalarda. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in soru önergesine verdiği yanıta göre, son 10 yılda 10 binin üzerinde işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. (Ankara/EVRENSEL)