10 Mayıs 2021 11:37

Hukuk Aydınlıların yarasına merhem olmuyor!

Yıllardır jeotermal enerji santrallerinin yüzünden çevre ve sağlık etkilerinin en olumsuz yaşandığı illerin başında gelen Aydın’da açılan davalar yıkım projelerini durduramıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Yıllardır jeotermal enerji santrallerinin (JES) çevre ve sağlık etkilerinin en olumsuz yaşandığı illerin başında gelen Aydın’da iki yeni mahkeme kararı hukuki süreçlerin bu JES felaketini durdurmada etkisiz kaldığını gösteriyor. Merkez ilçe İncirliova’ya bağlı Kızılcaköy ve Germencik’te yapımı planlanan iki JES’le ilgili açılan davalarda da ret kararı geldi.

JES’LER HİÇ DE ‘TEMİZ’ DEĞİL

İncirliova’nın Kızılcaköy, Dereağzı ve Gerenkova Mahalleleri arasında yapımı planlanan Sarı Zeybek JES projesi ile ilgili yürütmenin durdurulması talebi ikinci kez reddedildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından projeye verilen ÇED raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenerek, ÇED olumlu kararı verilmişti. Bu kararın iptali ile ilgili Kızılcaköy Çevre ve Dayanışma Derneği tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan yürütmenin durdurulması talepli ÇED iptali davasında Aydın 1. İdare Mahkemesi bu talebi reddetmişti. Açılan davada ÇED sürecinde ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüş ve önerilerinin alınması gerektiği, zeytin sahaları içinde ve bu sahalara 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı, jeotermal enerjinin Türkiye’de kullanılan teknoloji nedeniyle temiz bir enerji olmadığı, jeotermal tesislerden doğaya salınan sıvı ve gazların doğaya ve ekolojik dengeye zararının bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu, santral alanının zeytin ve incir bahçeleri arasında olduğu, jeotermal santrallerin faaliyete geçmesi nedeniyle yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlendiği, halkın katılım toplantısında jeotermal santralin istenmediği gibi bir dizi gerekçe ileri sürülürken, mahkeme 22 nisan 2021 tarihli kararında ikinci kez yürütmenin durdurulması talebini reddetti.  

BİLİRKİŞİLER DE EKSİKLİKLERE DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Mahkeme, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, yürütmenin durdurulmasına karar verebileceğine yönelik yasal düzenlemelere atıf yaparak öngörülen şartların gerçekleşmediğini ileri sürerek yürütmenin durdurulmasını reddetti.

İşin garip tarafı dava sürecinde alınan bilirkişi raporu ve sonrasında hazırlanan ek bilirkişi raporu projede çok önemli eksiklikler olduğunun altını çizmişti. Bunlardan birkaçı;

  1. ÇED raporunda hava kirliği değerlendirmeleri ile ilgili olarak, akışkan içerisindeki NCG oranı verisini gösteren akredite laboratuvar analizlerinin bulunmaması, hava modelleme çalışmalarının güvenilirliğinin tartışmalı olması nedeniyle ÇED raporunun eksik olduğuna ilişkin kanaat getirilmiştir
  2. İşletilmek istenen jeotermal kaynağın rezerv miktarının belirlenmediği görülmüştür.
  3. Jeotermal rezervuarı için hesaplanan yıllık beslenim miktarının kuşku içerdiği tespit edilmiştir.
  4. Projenin bölgenin soğuk su akiferleri ve akarsuları üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri ve alınması gereken önlemler hakkında yeterli çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir.
  5. Meydana gelmesi muhtemel bir kuyu patlaması (blow-out) hadisesi için firma tarafından oluşturulmuş acil eylem planı bulunmadığı, tespit edilmiştir.
  6. Test suları sızdırmasız alanlarda biriktirilecektir.” denilmektedir, ancak söz konusu depolama alanının yeri, boyutları ve diğer özellikleri hakkında nihai ÇED raporu içinde ve eklerinde hiçbir bilgi verilmediği tespit edilmiştir.
  7. Bilirkişi raporlarında altı çizilen bu önemli eksikliklere rağmen yürütmenin durdurulmasının reddedilmesi dikkat çekti.

GERMENCİK’TE DE YÜRÜTMENİN DURDURULMASI REDDEDİLDİ

Öte yandan Germencik’te yapılması planlanan Efe-9 Santrali ile ilgili açılan davada da yürütmenin durdurulması istemi ikinci kez reddedildi. Aydın 1. İdare Mahkemesi İDK toplantısının ardından ÇED olumlu kararı verilen projenin yapılması durumunda telafisi imkansız zararlara yol açabileceği iddialarını inandırıcı bulmayarak yürütmenin durdurulması talebini geri çevirdi. Projeye karşı açılan davada şu gerekçeler ileri sürülüyordu; “Projenin yapılacağı yerin birinci sınıf tarım alanı ve birinci sınıf sulama alanı içerisinde, zeytin ve incir bahçeleriyle kaplı olduğu, jeotermal tesislerden doğaya salınan sıvı ve havaya salınan gazların zararlarının bilimsel makalelerle ortaya konulduğu, ÇED raporundaki çamur havuzlarının yetersiz olduğu, Aydın ili genelinde ve Menderes Havzası’nda jeotermal santrallerinin etkisiyle yer altı su kaynaklarının kirlendiği, jeotermal suların doğal hidrolik hızlı akım şartları nedeniyle birçok alanda kirlilik etkileri yarattığı, mevcut alandaki yoğunluk değerlendirildiğinde aynı alanda şirkete ait dört jeotermal santrali varken yeni bir tane daha açılmasının buradaki yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlenmesine neden olacağı, söz konusu santralin yapılması halinde Germencik ve Aydın’da yaşayan insanların tarımsal ve ekonomik faaliyetlerinin olumsuz etkileneceği”.

Dava sürecinde alınan bilirkişi raporunda da bu iddiaları destekleyen uzman görüşleri ve projenin önemli eksikliklerine dikkat çekilmişti.

ÖNCEKİ HABER

Kuzey Ormanları üç aylık izleme raporu: Tahribat yoğunlaşıyor

SONRAKİ HABER

İkizdere'de katledilen ağaçlar muhtarlara "sus payı" olarak mı veriliyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa