12 Mayıs 2021 01:00

Patronların hükmüne karşı bir oldukça güçlüyüz

“İnsan düşünmüyor değil, ‘devlet işçinin devleti mi, yoksa işçilerin hakkını yiyen ve onları her türlü insanlık dışı çalışma koşullarında çalıştıranların devleti mi?’ Anlamış değilim.”

Arşiv | Fotoğraf: MA

Paylaş

Mahmut SEREM

Yavuz Sultan Selim MTAL/Antep

Gün geçmiyor ki gözümüzü açtığımızda saçma bir olay ile karşılaşmayalım. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk patronlara seslendi, “fabrikalarınızda odalar ayırın” dedi. Neden fabrikalarda oda ayırıyorlar ki? Biz meslek liseli öğrenciler sabah kalktığımızda okullarımız yerine fabrikalara mı gideceğiz? Biz meslek liseli öğrenciler olarak, patronlara ucuz iş gücü oluyoruz. Zorlu çalışma koşullarına maruz bırakılıyoruz. Onlara göre stajyer bir öğrencinin çalışma koşullarına herhangi bir itirazda bulunma hakkı yok.

BÖYLE BİR HÜKMÜM YOK

Ben, suni deri fabrikasında staj görüyorken işe servis ile gidip geliyordum. Benimle birlikte iki öğrenci daha geliyordu. Toplam 3 öğrenciydik. İkimiz haftanın ilk üç günü, diğer arkadaşımız da haftanın geriye kalan üç günü geliyordu. İşe servis ile gidip geliyorduk. Benimle birlikte çalışan arkadaşım servis durağına gelebilmek için sabah beşte kalkıyor, iki tane otobüs değiştirdikten sonra saat 07:30’da ancak durakta olabiliyordu. Pandemi döneminden ötürü 20 yaş altı kişilere sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen bizler, haftanın üç günü fabrikalara staja gidiyorduk. Öğrenci otobüs kartlarımız yasaklar dolayısı ile geçersiz sayılıyor, otobüs şoförleri kabul etmiyorlardı. Arkadaşım sabah durağa gelmek için iki otobüs akşam eve gitmek için de bir defa otobüse biniyordu, yasaklardan dolayı tam kart ile binmek zorunda kalıyordu ve her gün kartına 15-20 lira para yüklediğin söylüyordu. Arkadaşım aldığı stajyer maaşının yarısını otobüslere veriyordu. Bizim fabrikada ise stajyerlerden yani bizden muhasebede bulunan bir hanımefendi ilgileniyordu. Arkadaşımın yol masraflarının fabrika tarafından karşılanması için defalarca muhasebe ile iletişime geçsek de hiçbir şekilde bize geri dönüş yapmadılar. Biz de muhasebeden dönüş alamayınca yol masraflarımızın karşılanması için patrona çıktık ama patronun bize söylediği şey “Benim, sizin yol masrafınızı karşılamak gibi bir hükmüm yok” oldu. Okulun birkaç işlem için imzalar attırdığı sözleşmede şunlar yazıyordu, “öğrencilerin yemek ve yol hizmetleri fabrika tarafından karşılanmalıdır.” Biz bunu ona tekrar tekrar söylememize rağmen bize “Benim böyle bir hükmüm yok, memnun değilseniz gidersiniz” dedi. Defalarca itiraz etmemize rağmen, bizlere geri dönüş sağlanmadı. Eğer fabrika yönetimi ile ters düşerseniz staj defterinize kötü bir şey yazarsa, ders notlarımızı kötü etkiliyor hatta ve hatta mezun olamama gibi bir durum söz konusu olabiliyor. Yani biz stajyer öğrencilerin fabrikadaki koşullara itiraz etme şansı ortadan kalkıyor.

ÜNİVERSİTE OKUMAK İSTİYORUZ

Bizleri öyle bir sisteme mahkûm ettiler ki sistemin amaçları ortada. Sömürmekten başka bir şey değil. Öyle bir sistem kurdular ki biz öğrenciler mezun olduktan sonra patronlar için yaşayacağız, onlar için çalışacağız. Okullarda aldığımız eğitimin yetersizliği, temel derslerden mahrum bırakılmamız hepsi tek bir amaca hizmet ediyor, “patronlara”. Meslek liselerindeki öğrenciler gerek derslerin yetersizliğinden gerek fabrikalardaki zorlu çalışma koşullarından dolayı geleceklerini ve umutlarını kaybediyor.

Biz meslek liseli öğrenciler de üniversiteye gitmeyi istiyoruz. Fakat sistemin amacı bu öğrencilerin başarılı olması değil, patronlar için köle olmasıdır. Öğrencilerin çoğu mezun olduktan sonra üniversiteyi kazanamıyor. Bunun sebebinin öğrencilerin başarısızlığı olduğunu düşünebilirsiniz fakat sadece öğrencilere yüklenilebilecek bir şey değil. Örneğin ben, dokuzuncu sınıftayken okul müdürümüz ders esnasında sınıfa gelmişti. Birkaç konu hakkında konuştuktan sonra, bu sene okulumuzdan üniversiteye gidebilecek sadece iki öğrenci olduğunu söylemişti. Benim bulunduğum okul beş bölümden oluşan, Antep'in en büyük okullarından biri ve toplam öğrenci sayısı bin küsur üzeri. Okul müdürü bunu öğrencilerin başarısızlığından dolayı olduğunu söylese de bu uçuk rakamlardan da anlaşıldığı gibi öğrencilerden kaynaklı bir durum değil. 12.sınıf bittikten sonra öğrencilerin çoğu mezuna kalıyor. Gelir durumu iyi olanlar dershaneye binlerce lira döküyor, durumu olmayanlar evde veya aynı sistemin dershanelerinde üniversite sınavını kazanmak ve güzel bir okula gitmek için çabalıyorlar. Bu yolları tercih etmeyen bizler ise tıpkı sisteminin amaçladığı gibi önceden staj adı altında sömürüldüğümüz fabrikalarda, daha kötü çalışma koşullarına ve sömürüye maruz bırakılarak çalıştırılıyoruz.

BU KÖHNE DÜZENDE İŞÇİ-ÖĞRENCİ OLMAK ZOR

Fakat zorlu çalışma koşullarına ve sömürüye maruz bırakıldığımız fabrikalarda bu böyle gitmez deyip hakkımızı aramak istesek Kod 29 veya Kod 46 bahane edilerek ahlaksızlıkla, hırsızlıkla suçlanıp haklarımız verilmeden ve bir daha herhangi bir meslek kolunda çalışmamıza engel olunarak kapı önüne konuluyoruz. Kod29 ve Kod 46 devlet tarafından patronlara işçileri rahatça işten çıkarabilsin diye verdiği en büyük hediyelerdendir. Böylesine köhnemiş bir düzende öğrenci, işçi olmak çok zor. Boyun eğersen, onlar karlarının üzerine kar eklerken sen yoksulluk, açlık ve geleceksizliğe terk ediliyorsun. Ya da haklarını almak için mücadele ettiğinde saçma bir şekilde polis müdahalelerine maruz kalabiliyorsun veya bu olayla devlet ilgilenmiyor bile. İnsan düşünmüyor değil, “devlet işçinin devleti mi, yoksa işçilerin hakkını yiyen ve onları her türlü insanlık dışı çalışma koşullarında çalıştıranların devleti mi? Anlamış değilim. Biz haklarını arayan işçiler olarak daha güzel bir hayat için ne pahasına olursa olsun hep beraber mücadele etmeliyiz. Çünkü biz, bir olunca güçlüyüz. Biz öğrenciler olarak demokratik, bağımsız, bilimsel ve ücretsiz eğitim için. Ne pahasına olursa olsun tıpkı Boğaziçi öğrencileri gibi hep beraber mücadele etmeliyiz önceden de dediğim gibi biz, bir olunca güçlüyüz.

ÖNCEKİ HABER

Adana'da traktör devrildi: 13 yaşındaki çocuk öldü, 1 kişi yaralandı

SONRAKİ HABER

NASA'nın Bennu asteroidine gönderdiği uzay aracı 2 yıllık dönüş yolculuğuna başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa