Kim tam anlamıyla kapanabiliyor ki?
“Yoğunluk kapanmadan önce başlamış, 2 haftadır markete bile gidememiş bu yoğunlukta. Son çare olarak yemek kartına yüklenen para ile online alışveriş yapmış.”
Arşiv | Fotoğraf: Freepik
Bilge AS
Cemre KAVALA
Kocaeli
İktidar, salgın yönetimini çarklar dönsün politikası etrafında şekillendiriyor. Alınan kısıtlama kararları, yayınlanan genelgeler halk sağlığını korumaktan çok uzakta duruyor. En son alınan “tam kapanma” kararı da bunun en yakın örneklerinden. Tam kapanmayı tırnak içine aldım çünkü bu süreçte kapanamayanlar var. 16 milyon kişi çalışmaya devam ediyor. Üretim son sürat devam ediyor. Hizmet sektörünün büyük çoğunluğu da fazla mesailerle çalışmaya devam ediyor.
YOĞUNLUKTAN YİYECEK ALAMADIM
Esra da bu çalışanlardan biri. Bir alışveriş firmasının çağrı merkezinde çalışıyor. İşe başladıktan çok kısa bir süre sonra evden çalışmaya başlamış, sürekli insanlarla konuşmak ve evden çalışmak psikolojisini yıpratmış. Esra şimdi, tam kapanmayla beraber daha da yoğun bir dönemin içine girmiş. Nasıl gidiyor diye sorduğumda içinde bulunduğu durumun hiç sağlıklı olmadığını söyleyerek başlıyor sözlerine. “İndirim günleri oldu, yoğunluktan 2 saat fazla çalıştırıyorlar. Tabi aylık 200 saat mesaiyi tamamlayamazsam mesai ücreti alamayacağım ama çalışmak zorundayım” diyerek çok yorgun olduğunu da ekliyor. Yoğunluk kapanmadan önce başlamış, 2 haftadır markete bile gidememiş bu yoğunlukta. Son çare olarak yemek kartına yüklenen para ile online alışveriş yapmış, böyle bir seçenek olmasa iş yüzünden yiyecek bile alamayacağını belirtiyor. Yaşanan yoğunluk tek başına indirim günleri, tam kapanmada online alışverişin artmasından kaynaklı değilmiş. Aylar önce onlarca insanı işten çıkarmışlar, işten çıkardıklarının boşluğunu da fazla mesailer ile dolduruyorlarmış. “Gidiyorlar her yere reklam verip indirim yapıyorlar, sonra da bizi mesaili çalıştırıyorlar” diyerek sitem ediyor Esra. Tam kapanma kararı Esra’yı yoğun çalışma temposu ve aç kalma riskiyle karşı karşıya getirmiş durumda.
HİÇBİR DESTEK YOK
Gizem mağaza çalışanı. Hem okuyor hem çalışıyor. Bu süreçte kapanabilenlerden olmuş. Ancak ekonomik olarak bu dönemin onu zorlayacağının da farkında. Geçen ayın maaşını yeni almış, “Mayıs ayında da 100 lira yatar herhalde” diyerek dalga geçiyor. Bir de çalıştığı mağaza sendikalı olduğu için bayram parası yatacakmış. “Hepsini birleştirip idare etmeye çalışacağım bir şekilde” diyor Gizem. Mağaza kısa çalışma ödeneğinden yararlanmış ancak 2020 Nisan’ından sonra işe girenler yararlanamadığı için o da yararlanamıyor. Özellikle bu uygulamadan dolayı çok sinirli. “Allah belalarını versin, ne diyeyim ki” diyor öfkeyle. Çalışmadığı sürede hiçbir destek alamayacak. Yani iktidar Gizem’e ya çalışır virüsle karşı karşıya gelirsin diyor ya da işe gitmeyip kendini virüsten korursun ama cebinde bir kuruş paran olmaz.
KAPANMA DEĞİL TAM ÇALIŞMA
Bir diğer mağaza çalışanı Naz. Naz da okurken çalışan bir genç. Online eğitim nedeniyle daha çok çalışan bir genç olarak tanımlıyor kendini. Mağazaların kapalı olmasına rağmen bu süreçte çalışıyor. Part-time çalışanlar haftanın iki günü işe gitse de tam zamanlılar haftanın her günü çalıştığı gibi mağazanın depo işlerini de üstlenmek zorunda kaldılar. Siz bu satırları okurken Naz çalışıyor da olabilir çalışmıyor da çünkü herhangi bir bilgi verilmiyor onlara. “Belli olmaz bunlara hiç” diyen Naz’ın iş arkadaşı bu durumu CİMER’e şikayet ediyor, dönüş alamayınca bizzat karakola gidiyor yine bir sonuç alamadığı için hafta boyunca çalışmak zorunda kalıyorlar. Naz tam kapanma kararının tam anlamıyla uygulanmadığını, hatta çok rahat davranıldığını ifade ederek “Herkes dışarıda zaten. Kimse hiçbir şeyi kontrol etmiyor ki” diyor.
Esra, Gamze, Naz... İsimler değişse de yaşananlar ve anlatılanlar birçok çalışan genç ile aynı. Gençler okurken çalışıyor, yoğun mesai yapıyor ve açlıkla karşı karşıya kalıyorlar.