Grevlerini sürdüren Baldur işçileri: Onların kölesi değiliz, haklarımızı istiyoruz

Grevlerini 143 gündür sürdüren Baldur işçileri, "İşçiler insan gibi yaşamak için sendikalı olmalı. Sendikal haklarımızın uygulanmasını, toplu sözleşmeli olarak çalışmak istiyoruz” diyor.

12 Mayıs 2021 09:00
Son Güncellenme Tarihi: 12 Mayıs 2021 15:25
Paylaş

Arzu ERKAN
Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli

Grevlerinde 142. günü geride bırakan Baldur işçileri, atılan işçilerle beraber işbaşı yapmak istediklerini belirterek, “Sendikal haklarımızın uygulanmasını ve toplu sözleşmeli olarak çalışmak istiyoruz” dedi.

“Tam kapanma” ile beraber Baldur işçilerinin ziyaretçileri azalsa da işçilerin grevi devam ediyor. Grev alanında görüştüğümüz Serkan Yolcu, işten atılan işçilerden. Grev 143. güne girdi ama kendisi 230 gündür fabrika önünde direniyor. “İyisiyle kötüsüyle, arkadaşlarımızın, sendikamızın, dostlarımızın desteğiyle bir şekilde ayakta durmaya, mücadele etmeye çalışıyoruz. Sonuçta bu ekmek davası. İşveren bizden korksun, biz korkmuyoruz” diyor.

“Tam kapanma”yı sorduğumuz Yolcu, “Kapanma kararı bu şekilde olmamalı. Bir mantığı yok. Bu kapanmanın bir katkısı olmaz. Kısıtlamalar dolayısıyla herkese gelemiyor, burada 2-3 kişi oluyoruz anca. Sendikamız bizim için özel izin aldı, öyle geliyoruz. Eskiden burada 50-60 kişiydik ama şimdi 2-3’e düştük. Bu tabi ki moralimizi düşürüyor. CHP, HDP, Emek Partisi gibi partiler bize maddi ve manevi destek oluyorlar” diye konuştu.

"BABA SİPARİŞ VERDİK AMA SEN GREVDESİN"

Evlerdeki durumu soruyoruz. Yolcu’nun çocukları okuyor ama şu an internet ve telefonları olmadığı için uzaktan eğitime erişemiyorlar. İki yetişkin çocuğu olan Yolcu, grevin 40’ıncı gününde yaşadığı bir durumu şöyle anlatıyor: “Çocuklar internetten kendilerine kıyafet istemiş. Hafta sonu evde uyuyordum, zil çaldı kapıyı açan olmadı. Bir daha çaldı kalktım, 'Çocuklar neden kapıyı açmıyorsunuz' dediğimde ‘Baba sipariş verdik ama sen grevdesin ya’ dediler. İstedikleri kargo 115 liraydı. 100 lira param vardı, 15 lirasını üst komşudan alıp kargoyu aldık. Çocuklar o aldıklarını da hâlâ giymediler.”

İki çocuğuna da aynı anda ayakkabı alabilmek istediğini söyleyen Yolcu, “3 mevsim yaşadık, 4. mevsimi de yaşayacağız belki. Bu bir ekmek, şeref davası. Sendika olması gerekiyor, işçiler insan gibi yaşamak için sendikalı olmalı. Ben iki çocuğuma aynı anda pantolon, gömlek ve ayakkabı alabilmek istiyorum. Başka da bir amacım yok. Ben hâlâ iş ayakkabısı ile geziyorum” dedi.

"BAŞKA BİR SENDİKAYA ÜYE YAPMAYA ÇALIŞTILAR"

Erkan Kaya da 4 senedir Baldur’da çalışıyor. Fabrikada baştemsilciydi. O da grev öncesinde yaşanan direnişle beraber 230 gündür kapıda direniyor. Patronun başka bir sendikayı getirmek istediğini söyleyen Kaya, “İşveren hiçbir şekilde yanaşmak istemiyor. Bu ülkeye geliyor, işçinin başkentinde fabrika açıyorsun, kıyısından da olsa sendikanın ulaşacağını bilmelisin. Bizlere attıkları mesajda ‘Sendika anayasal haktır’ diyorlar ama ‘Sizin değil, benim istediğim olacak’ da diyorlar. İşçinin düşüncesine ipotek koyuyorlar. Biz grevdeyken bile içeride beyaz yakalıları başka bir sendikaya üye yapmaya çalıştıklarını biliyoruz. Sürecin bu kadar uzamasının sebebi de ‘Danışmanlık’ adı altında işverene destek olan kurumlar. Bu kurumlarda daha önce bürokratlık yapmış, bu işi bilen, kimliğini kullanan kişiler yer alıyor. Bunlar işverenin hukuksuz anlamda bazı şeyleri hak etmesini sağlıyorlar. En son Özer Elektrik’te böyle biri vardı, hapis cezası aldı. Bu kişiler evine gittiğinde çocuğunun yüzüne nasıl bakıyor?” diye konuştu.

Her fırsatta patronun yatırım yapacağını söylediğini hatırlatan Kaya, “Yatırımı burada çalışanlarına yaptıktan sonra yapsın. İspanya’dan geliyorsun, eski alışkanlıklarını da beraberinde getirmişsin. Dünyanın en büyük sömürgeci ülkelerinden biri İspanya. Biz de onların kolonisi, kölesi değiliz. Biz kendi ülkemizde sendikal haklarımızın uygulanmasını, toplu sözleşmeli olarak çalışmak istiyoruz” dedi.

"BAYRAMA HUZURLU GİRMEK İSTİYORUZ"

“Pandemi sürecinde ilk resmi greve çıkan ve bunu hâlâ sürdüren işçileriz” diyen Kaya, dayanışma çağrısı yaptı. İşçilerin bayrama huzurlu girmek istediğini ifade eden Kaya, “Baldur işçisi kazanırsa tüm işçi sınıfı kazanacak. Bu bir sınıf savaşı. İşçinin elindeki en büyük silah grevdir, biz bunu devam ettiriyoruz. Biz sendikalardan, sivil toplum örgütlerinden dayanışma bekliyoruz. Artık iletişim çağında yaşıyoruz, bizi sosyal medyada da yalnız bırakmayabilirler. Bu bizim direncimizi arttırır, moralimizi yükseltir. Artık bu saatten sonra bu işi çözmeyenler düşünsün. İnsanlar bayrama huzurlu girmek istiyor. Atılan işçilerle beraber haklarımız tanınsın, içeri girelim, çalışalım istiyoruz” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

SES'ten Hemşireler Günü açıklaması: Hemşireler sorunlarına çözüm bekliyor

SONRAKİ HABER

Bir Kavram: Neoliberalizm Bir Olay: Kolombiya Protestoları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa