14 Mayıs 2021 00:33

5 bin hedefiyle "normalleşme" vakaları yeniden artırır

İktidarın vakaları 5 bine düşürme hedefiyle planladığı "normalleşme" adımlarını değerlendiren HASUDER Yöneticisi Prof. Dr. Sarp Üner “Tam normalleşme vakaları yeniden artırır” uyarısını yaptı.

Fotoğraf: Gamze Şimşek/DHA

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

17 Mayıs'ta yeniden açılmada iktidarın hedef olarak belirlediği 5 bin vakanın riskli bir düzey olduğuna dikkati çeken Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yöneticisi Prof. Dr. Sarp Üner, bu hedefin haftalık ortalama 100 binde 42 vakaya tekabül edeceğine dikkati çekerek “Normalleşme için 100 binde haftalık vaka sayısı 20’nin, test pozitifliği de yüzde 3’ün altına düşmeli” dedi. Kasımdaki ikinci pikten sonra alınan önlemlerle vaka sayısının ancak ocak sonunda 6 binlere düştüğüne, 1 Mart’ta yaşanan açılmadan sonra ise 60 binlere çıktığını hatırlatan Üner “5 bin hedefinden sonra tamamen normalleşmeye geçilecekse tekrar vakalar artar” uyarısında bulundu.

Kapanmanın etkisinin yeni yeni görüleceğini anlatan HASUDER Yöneticisi Sarp Üner, “Çünkü hastalığın bulaştırıcılığı 14 gün. Bu yüzden kapanmanın esas etkisini bugünlerden sonra göreceğiz. Vakalardaki düşüşler eğer gerçek ise bu daha önceki tedbirlerin etkisidir. Rakamların doğruluğu hakkında hep bir şüphemiz var ne yazık ki... Fakat resmi rakamlar üzerinden konuşursak; vaka ve hasta sayılarında bir düşme var. Şimdi ağır hasta ve ölüm sayılarında da düşme var” diye konuştu.

"TAM KAPANMA OLSAYDI ÇARKLAR DURURDU"

İçişleri Bakanlığının resmi rakamlarına göre 10 milyon, DİSK’e göre de en az 16 milyon kişinin çalışmaya devam ettiğine vurgu yaparak bu rakamların bir kapanma olmadığını gösterdiğine işaret eden Üner “42 maddelik yönergede muaf olanlar dışında çoğunluk çalışıyor. Ve çalışanlar ya evlerine hastalığı getiriyor ya da evden hastalığı işyerlerine taşıyorlar” dedi. İnsanların sabahları işe gidip gün boyunca kapalı yerde, maske değiştirmeksizin çalıştıklarını dile getiren Üner “Sonra da toplu taşımayla eve dönüyorlar. Dolayısıyla bu kesimin hastalığa yakalanması ve bulaştırma olasılıkları yüksek. Tam kapanma olsaydı gerçek anlamda çarkların durması gerekirdi” diye konuştu.

Yaşamsal faaliyetler dışında herkesin en az 4 hafta, yani iki inkübasyon süresi kadar kapalı kalmasıyla tam kapanma olabileceğini belirten Üner “Bizde çarklar dönmeye devam ediyor. Kamuda esnek çalışma var. Ayrıca kapanmanın 17 gün yani 2.5 hafta olması da ilginç. Normalde inkübasyon süresinin katlarına göre yapılması gerekir. Bu süre gerçek bir kapanma için doğru bir süre değil” ifadelerini kullandı.

BU HEDEF ORTA RİSK DÜZEYİ

Kültür ve Turizm Bakanının 17 Mayıs tarihi için 5 bin hedefi vermesini değerlendiren Üner, “Verilen 5 bin hedefi haftalık ortalama için 100 binde 42 vaka eder. Uluslararası kriterde 35’in üstü vaka riskli olarak belirlenmiştir. Fakat Türkiye’deki kriter için bu rakam orta riski temsil eder” dedi. Kasım ayında yaşanan ikinci pikten sonraki önlemler ile vaka sayısının ancak ocak ayı sonunda 6 binlere düştüğüne, 1 Mart açılmasından sonra ise 60 binlere vardığına dikkat çeken Üner, “Dolayısıyla 5 bin hedefinden sonra tamamen normalleşmeye geçilecekse tekrar vakalar artacaktır korkarım ki” dedi.

"TEST POZİTİFLİĞİ YÜZDE 3 OLMALI"

Açılmada en az 8 haftalık bir dönem planı yapılmasının gerektiğini belirten Üner, “Bu dönemde önlemler sistemli bir şekilde kaldırılmalı. Bunun iki haftalık bir izleme süresi olmalı ki buna göre gevşemenin etkisi değerlendirilsin. Eğer bir olumsuzluk olmazsa da kademeli olarak devam etmeli. Asıl önemli nokta normalleşmeye girmek için de haftalık vaka sayısı 100 binde 20’nin altına inmeli. Yaygın test yapılması gerekiyor. Şu an test pozitifliğimiz yüzde 7 ile 8 arasında. Bunun yüzde 3’ün altında olması gerekir. Bu oran, DSÖ’ye göre salgının kontrol altında olup olmadığını belirleme kıstasıdır. Bu kriterler sağlandıktan sonra öncelikle birkaç kişinin çalıştığı yani küçük işletmelerle açılmaya başlanmalı” diye konuştu.

"HIZLI AŞILAMA FIRSATI KAÇTI"

Ayrıca kapanmanın başladığı günlerde hızlı ve yüksek bir aşılama yapılsaydı bu sürecin daha faydalı geçirilebileceğine dikkat çeken Üner, “İnsanlara ulaşmak daha kolay bu dönemlerde. Aşının etkisini gören ülkeler bunu yaptıkları için başarılı oldular. Bizde aşı tedariki sorunu olduğu için bu dönemi kaçırdık. Günlük aşılamamız çok düşük. Aşı tedarikini sağlayıp, aşılamayı arttırmamız gerek. Aşıyı bulsak bile bu şekilde aşılamaya devam edersek ihtiyacı olan kişilere yapmak 1 yıl sürer” değerlendirmesinde bulundu. 

ÖNCEKİ HABER

Mehmet Ağar, Süleyman Soylu'nun sözlerinin ardından özür diledi: Dilim sürçtü

SONRAKİ HABER

UEFA, İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi finalinin Portekiz'e alındığını açıkladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa