Okullarının yapımı engellenen köylüler tepkili: Mezhepçilikten başka bir neden yok
Depremde hasar gördüğü için yeniden yapılma kararı alınan Uzuntarla Köy Okulu'nun yapılmasının İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk'ün "Ahır olur" diyerek engellediği iddia edildi.
Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel
Özkan ZÜLFİKAR
Elazığ
2020 yatırım projesi kapsamında yapılması planlanan Uzuntarla Köy Okulu için Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk ve Emlak Şube Müdürü İbrahim Fidan'ın "Ben alevi köyüne okul yaptırmayacağım" dediği iddia edildi.
Elazığ merkeze bağlı Uzuntarla (Erzürük) Köyü’nde bulunan ve 1957'de eğitim faaliyetine başlayan köy okulu, yaşanan Elazığ depreminin ardından ağır hasar aldığı belirtilerek yıkıldı ve yeniden yapılması için 2020 yılında yatırım programına girdi. Okul için TOKİ tarafından ihale de yapıldı.
Uzuntarla Köy muhtarı Ali Özarslan’ın iddiasına göre; Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk tarafından okulun yapımının engellenmeye çalışıldığı belirtildi. Ali Özarslan, Elazığ Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk’ün beraberindeki heyetle “Bu Alevi köyüne okul yaptırmam” sözlerine şahit olduklarını vurguladı. Ali Özarslan, “Elazığ Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk yerel bir gazeteye verdiği röportajda ‘zaten o köye okul yapsak ileride ahır olacak’ sözleri bizi derinden üzmüştür. Ahır diyerek neyi kast ediyor? Biz öğrencilerimizi okutup geleceğe hazırlamak isterken müdürün bize hakaret etmesini esefle kınıyoruz.” diyerek okul yapılması yönündeki mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini, gerekirse konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
Özarslan, köylerine 1950'de bir okul yapıldığını yanındaki ortaokulun ise 1982 yılında yapıldığını, 1990 yıllarında da bir yemekhane yapıldığını anlattı. Yangında okullardan birinin zarar gördüğünü bu nedenle 2016 yatırım programına alındığını belirten Özarslan o dönemde de İnşaat ve Emlak Şube Müdürü İbrahim Fidan'ın da "Ben alevi köyüne okul yaptırmayacağım" dediğini anlattı.
TOKİ’YE İHALESİ YAPILDI ANCAK ‘AHIR OLUR’ DENDİ İPTAL EDİLDİ
Okulun depremde hasar gördüğü belirtilerek Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın 2020 yatırım programına alındığını belirten Özarslan, "24 ocak günü bana olumsuz bir cevap geldi. Arsanın yetersizliğinden dolayı okulun iptaline karar verilmiş. Bunun üzerine çevre şehirciliğe görüşmeye gittim. ‘Siz okulu ağır hasarlı gösterdiniz. Hasar tespit raporunu görebilir miyim?’ dedim. ‘Bu gizli bir evraktır size veremem’ dediler. Tekrar vali beyle görüştüm. Vali bey, ‘yatırım programında var. TOKİ’ye ihalesi yapılacak bakanlığa yazılmış. TOKİ tarafından yapılacak depremden dolayı’ dedi. Milli eğitim müdürlüğüne gittiğimizde ise ‘programda yok denildi.’ Müdür bey ise görüşmeye gelmedi. Defalarca kez gittik görüşemedik. Süreç işlerken milli eğitim müdürü iptal dilekçelerini yazıp göndermiş bakanlığa. Bizim okulun ‘24 tane öğrencisi olduğunu bu okulun buraya büyük geldiğini ileride ahır olacağı, samanlık olacağı’ beyanlarında bulunmuş” dedi.
24 ÖĞRENCİ DEĞİL 14 KÖYDEN 200'DEN FAZLA ÖĞRENCİ EĞİTİM GÖRÜYORDU
Uzuntarla köyünün 2001 yılından beri taşımalı eğitim sisteminde olduğunu, 14 civar köyden 24 öğrenci değil 200’ün üzerinde öğrencinin eğitim gördüğünü hatırlatan Özarslan, “Taşımalı eğitim merkezi olarak eğitim yapıyoruz. Toplam öğrenci sayımız 200’ün üzerindedir. Müdür bey bunları gizliyor. Bir milli eğitim müdürü bu okulun kapasitesini nasıl bilmiyor? Bunların amaçları mezhepçilik yapmak eğitime karşı gelmek. Uzuntarla Köyü bu bölgedeki en büyük köydür. Hem merkezi hem de büyüktür. Bizim zaten okulumuz vardı. Geldiler yeniden yapacağız dediler. Yıktılar. Şimdi okul da yok yerini de harap ettiler. Bunların amaçları bu okulu buradan taşımak mezhepçilik yapmaktır” ifadelerini kullandı.
İşi üstlenen müteahhitle de görüştüklerini kaydeden Özarslan, “Müteahhit dedi ki ‘muhtar senin okulunda büyük bir sıkıntı var. Biz işimizi yapıyoruz ama milli eğitim müdürü burada çalışmamızı istemiyor.’ dedi. Ben de bunun üzerine valiyi aradım ‘milli eğitim müdürü bizim okulumuzu ertelemeye ve sonrasında yaptırmamaya çalışıyor. Bundan haberiniz var mı?’ dedim. Vali bey ‘kime danışmış da iptal ediyor.’ dedi. Ama bu konudan vali beyin de haberi vardır. Çünkü milli eğitim müdürü tek başına bu kararı alamaz iptal edemez. Vali beyle görüştükten sonra milli eğitim müdürü beni aradı dedi ki ‘Muhtar kimi ararsan ara. Kiminle görüşürsen görüş ben o okulu iptal edeceğim.’ Ben de ‘müdür bey siz 2016 da bir kelime bana söylediniz ‘Ben bu alevi köyüne bu okulu yaptırmayacağım’ diye o nedenle inatlaşıyorsunuz” diye anlattı.
"AKLIMIZA MEZHEPÇİLİKTEN BAŞKA BİR NEDEN GELMİYOR"
Görüştüğümüz köylülerden Şükrü Göğer ise “14 köy buraya taşımalı öğrenci veriyordu. Bunlardan birisi bu köyle ilgili şikayetçi olmadı. Buna rağmen bu okulun buradan alınması ve yetersiz görülmesi aklımıza mezhepçilik ve ırkçılıktan başka bir şey getirmiyor. Bu var olan kardeşliğimizi de düşüncemizi de bozar. Buraya her düşünceden çocuklar okula geliyor bugüne kadar hiç huzursuzlukta olmamıştır. Bizim okulumuzun alınmasının sebebi ne? Net bir şey, bir sebep koyamıyorlar önümüze. Bir gerekçe sunsalar biz de anlayış gösteririz” diye konuştu.
Okullarını geri istediklerini belirten Göğer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben 71 yaşındayım. İlkokulu burada bitirdim. Ortaokulun buraya alınmasında çok emeğim oldu. Biz okulumuzu istiyoruz ve okulumuzu almak için de sonuna kadar uğraşacağız. Biz sonuna kadar bununla mücadele edeceğiz. Bir tek milli eğitim müdürüne bırakmayacağız bunu. ‘Onun ben bu köye okul yaptırmam’ demesine bırakmayacağız. Her milletten insan var. Burada Sünni kardeşlerimizde var onların da çocukları, torunları mağdur oldu. Milli eğitim müdürü ayrımcılık yapıyor. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız bizim de eğitim hakkımız var. Biz böyle bir ayrımcılığı kabul edemeyiz. Cip köyünde böyle bir yatırım programı yok. Milli eğitim müdürünün listesinde Cip köyü yok. Milli eğitim müdürü durmadan Cip köyünde projeden bahsediyor. Biz Cip köyüne okul yaptırılmasına karşı değiliz. Cip köyü de zaten 2013 te lise için dilekçe vermiş köye okul yapılsın diye. Şimdi oraya lise yapılsın biz eğitime karşı değiliz. Eğitime karşı biri varsa o da milli eğitim müdürüdür. Bir milli eğitim müdürü okulumuza ‘ileride ahır olacak’ diyerek hakaret edemez. Bizim burada çocuklarımız okuyacak.”
"BEN VE ÇOCUKLARIM BURADA OKUDU, TORUNLARIM DA OKUSUN"
1965 yılında Uzuntarla Köyü’nde doğup büyüdüğünü belirten Hüseyin Düztaş da “Kendimi bildim bileli bu okul vardı. Burada okudum. Çocuklarım burada okudu. İstiyorum ki torunlarımda bu okulda okusun” diye konuştu. Okullarının bir an önce yapılmasını talep eden Düztaş, “Okulumuzun yapılamama nedeni bizim köyün Alevi olmasıdır. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Biz de vergi veriyoruz” dedi.
Yaşar Arafat Güler ise okul alanının büyüklüğüne değinerek, “Alanımızın yetersiz olduğu gerekçe gösterilerek yapımının iptaline karar verildi. 1957’den beri hizmet veriyor. Civar köylerin öğrencileri burada okuyor bu kadar zamandır. Şimdi mi yetersiz geldi. Her türlü bina buraya sığar. Siz devlet memurusunuz nerede eksiklik varsa oraları düzeltmek zorundasınız. Bu normal görevinizdir. Bunu kimse babasının hayrına yapmıyor. Devlet sana yetki veriyor; ödemesini yapıyor. Sen de gelip hizmetini yapmak zorundasın” dedi.