Mektup | Filistin halkı ne pahasına olursa olsun direnişe devam ediyor
ODTÜ öğrencisi Simay Tekin'in mektubu: "Filistin halkı ne pahasına olursa olsun, kendi haklarını savunmaya ve direnişe devam ediyor."
Fotoğraf: Pixabay
Simay TEKİN
ODTÜ
Geçmişten günümüze kadar, İsrail devletinin Filistin toprakları üzerinden devam ettirdiği silahlı çatışmalara ve sivil halka, orduya yaşattığı zulmü hepimiz biliyoruz ve tanık oluyoruz. Ayrıca, İsrail devletinin yaratmış olduğu bu gerilimin hem insan haklarına hem sosyokültürel değerlere karşı büyük bir tehdit oluşturduğu da bir gerçek.
Öncellikle, İsrail devletinin Filistin üzerine olan politikasının, yarattığı saldırıların ve Filistin üzerinde yarattığı korku ve tehditlerin, İsrail devletinin Siyonist hareketlerinden kaynaklandığını biliyoruz. Yani İsrail devletinin benimsediği bu ideolojiyle, Filistin üzerinden, kendi Yahudi milliyetçiliği savlarını canlı tutmaları amacıyla Filistin’i baskı altına almaları çıkarımı yapılabilir. İsrail devleti bu baskıyı yıllardır, Filistin’de bulunan Mescid-i Aksa’ya saldırarak devam ettirmekte.
PEKİ YAKIN ZAMANDA FİLİSTİN’DEKİ OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
Doğu Kudüs’de İsrail devletinin Filistinlere yaşattığı haksız davranışlarına karşın, Filistinliler barışçıl politika benimseyerek kendilerini savunmaya, protesto etmeye başladılar. Ancak, İsrail devletinin karşı tepkisi medeniyetten ve insanlıktan çok uzakta oldu. İsrail devleti bir kez daha Filistin’deki sivil halka kendi silahları, plastik mermileri ve gaz bombalarıyla karşılık verdi. Üstelik bazı noktalarda, protesto veya savunma olmamasına rağmen İsrail devletinin Filistin halkına zarar vermekten kaçınmadığını ve masum kadınları, erkekleri, çocukları nasıl acımasızca zulme uğrattığına en acı bir şekilde tanık oluyoruz.
İsrail devletinin yapılanmasından yıllar önce, Filistin’de barış içinde yaşamını sürdüren Müslüman, Hristiyan ve Musevi halk İsrail yapılanmasından sonra yoğun gerilime ve yıkıma maruz kaldılar. Peki İsrail yapılanması bu gücü nerden buldu ve neyden besleniyor? Kolonileşmiş İsrail devleti, diğer kolonileşmiş yapılanmaya sahip olan devletlerden destek alarak, emperyalist ideolojilerle hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik hareket ediyor. Bu devletlere örnek olarak, Amerika Birleşik Devleti'ni, Kanada’yı ve Avustralya’yı görebiliriz.
Kısaca, İsrail devleti emperyalist devletlerden aldığı güç ve destekle birlikte ‘din çatışması’ adı altında Filistin’i çeşitli yollarla sömürmekte, ancak biz bugün biliyoruz ki İsrail devletinin yaratmış olduğu bu durumun kökeni kendi Siyonizm ilkeleri adı altından çıkmakla birlikte, günümüzde de etkisini sürdürüyor. Bu yıkımdan gerek Filistin sivil halkı gerek Filistin’in siyasi konumu, ekonomik durumu ve askeri güçleri gibi bir sürü etmen olumsuz derecede etkilenmiştir ve etkilenmeye devam ediyor. Gençler işsizlikle mücadele etmek zorunda kalırken, Filistin dış politikası nüfus azalmalarından dolayı siyasi tehlikeye giriyor. Her geçen gün ailesini kaybetmiş olan insanların sayısı artarken, Filistin halkı ne pahasına olursa olsun, kendi haklarını savunmaya ve direnişe devam ediyor.
