İşçi mektubu: Neler yaşadığımız iktidarın umurunda değil
"AKP kongrelerinde insanlar bir araya gelince sorun yok, ama işçiler herhangi bir talebini dile getirmek için sokağa çıkmak isterse salgın var.”
Maske üretimi yapan işçiler | Fotoğraf: DHA
MNG Kargo İşçisi
İstanbul
Öncelikle merhaba Evrensel okurları. Evrensel gazetesini takip ediyorum. Çünkü Evrensel gazetesini işçilerin gazetesi olarak görüyorum. Örgütlü örgütsüz tüm işçileri gazetelerine sahip çıkmaya davet ediyorum. Bir işçi işten atıldığında yanında ilk olan Evrensel’dir. Bir grev, bir direniş olduğunda Evrensel yine oradadır. Gerçekleri yazdığı için gazetemize para cezaları kesiliyor. Bu baskılara rağmen gerçekleri söylemekten geri durmuyor, yazmaya devam ediyor. Bu yüzden biz işçilerin Evrensel’e sahip çıkması gerekiyor. Para cezalarını kesenler utansınlar, çünkü neden para cezaları kestikleri ortada; biz işçilerin gerçekleri görmesini, birbirinden haberdar olmasını istemiyorlar, gerçeklere ulaşmamızdan korkuyorlar.
1 Mayıs’ın ardından şimdi aklımda bu ülkeyi yönetenlere sorular var. Salgın var diyerek yasakladıkları 1 Mayıs’ın öncesinde de sonrasında da biz işçiler için salgına dair önlemler hiçbir zaman alınmadı. Bayramımızı yasaklayanlar hâlâ biz işçilere çalışacaksınız baskısı yapıyor. AKP kongrelerinde insanlar bir araya gelince sorun yok, ama işçiler herhangi bir talebini dile getirmek için sokağa çıkmak isterse salgın var. Bu doğru değil. Fabrikalarda, madende, kargoda işçilerin salgın koşullarında ölüm riski altında çalışmasına niye göz yumuyorsunuz? Çünkü patronların değirmeninin dönmesi sizin de çıkarınıza. O yüzden biz işçilerin başına ne geldiği hiç umurunuzda değil, tek derdiniz patronların para kazanması.
İşçilerin geçim derdi bu kadar artmışken, pandemi ile birlikte ne yapacağımızı şaşırmışken sendikaların sessizliğini anlamıyorum. Neden sendikalar bir araya gelmez, bu durumu biz işçiler kabul etmiyoruz. Sendikalar işçilerin bir araya gelmesini sağlamayacaksa, grevi anlatmayacak, sınıfı tartışmayacaksa niye var. Sendikalar biz var olduğumuz için var, biz olmadığımız sürece sendika yöneticileri orada olamaz. Belediye işçilerinin grevinde nasıl bir sendikacılık olduğunu anladık. İşçilere sormadan imzalanan sözleşmeler, hem de genel merkez tarafından. Sonra ne oldu CHP belediyelerindeki işçilere uygun görünen rakamlar, her şey dahil 4 bin 300-5 bin arası. AKP’li belediyelerdeki kardeşlerimiz 3 bin 500 istedi, onların sesini bile duyan olmadı.
Madem işçilerin maaşlarını sendikacılar belirliyor. Ben de bir işçi olarak sendikacıların maaşlarını da işçilerin bilmeye hakkı yok mu diye soruyorum. Açıklayın, her şeyden önce dürüstlük beklemek hakkımız değil mi?