20 Mayıs 2021 00:19

Mühendisler İkizdere’yi görmeden proje tanıtım dosyasına imza atmış!

Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey, İkizdere’de mühendislerin sahaya gitmeden projeye imza attıkları, hatta dosyadaki görsellerin sahaya ait olmayıp, internetten indirildiğini söyledi.

Fotoğraf: Eren Dağıstanlı

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Rize’nin İkizdere ilçesi Cevizlik ve Gürdere köyleri yakınlarında işletilmek istenen taş-bazalt ocaklarının proje tanıtım dosyasını (PTD) inceleyen Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey PTD raporlarının eklerinde yaptığı incelemede raporda imzası bulunan birçok uzmanın yöreyi görmeden rapora imza attığını ortaya çıkardı. Atabey, İkizdere’de işletilmek istenen taş ocaklarının orman alanlarını yok ederek yer altı su dengesini bozacağı ve su kaynaklarını kurutacağı uyarısında bulundu.

MİLYONLARCA KİLO PATLAYICI KULLANILACAK!

Tıbbı jeoloji alanında ülkenin en önde gelen isimlerinden olan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey İkizdere’deki taş ocaklarının proje tanıtım dosyalarını inceledi. Proje tanıtım dosyaları raporuna göre Cevizlik köyü yakınlarında işletilmek istenen taş ocağında yılda 15 milyon 724 bin 800 ton üretim yapılacak. Bunun için yılda 74 bin 880 delik açılarak HES iletim hattına 200-250 metre arasında 2 milyon 171 bin 520 kilogram AN-FO (amonyum nitrat-fuel oil) ve 149 bin 760 kilogram dinamit patlatılacak. HES iletim hattına 250 metreden sonra ise yılda 2 milyon 850 bin 900 kilogram AN-FO ve 134 bin 160 kilogram dinamit kullanılması planlanıyor. 

ORMAN YOK OLACAK, SULAR KURUYACAK!

Proje için alternatif bir alan araştırması yapılmadığının raporda açıkça belirtilmiş olduğunu kaydeden Atabey, “İşletme sonunda 13.45 hektar ocak alanında ve ocağa açılacak yol güzergahında orman örtüsü yok edilecek, morfoloji bozulacak, erozyona yol açacak, patlatmalarla heyelanlar oluşacak, su kaynaklarının yönü değişecek ya da kuruyacak, ocaktan kaynaklı toz bitkilere zararı olacaktır” değerlendirmelerinde bulundu.

RAPORDAKİ BİLGİLER DERLEME

Raporu oluşturan bölümlerde verilen bilgilerin derleme olduğuna vurgu yapan Atabey, “Saha incelemesi, rezerv hesaplamalarına yönelik sondaj gibi çalışmalara dayandırılmadan bazalt malzemenin rezervi ve ocak termin planının neye göre yapıldığı bilinmemektedir. Ayrıca raporda maden, orman, hidrojeoloji, ziraat mühendisi görüşü bulunmamakta” dedi. 453 sayfalık PTD’nin 293 sayfasının eklerden oluştuğunu, 160 sayfalık ana gövdede verilen bilgilerin anlaşılmaz olduğunu ve çok sayıda grafik, kroki, şekil, çizelge, diyagram kullanıldığını aktaran Atabey, PTD’de saha gözlemleri ve verilerine dayanan araştırma sonuçlarından ziyade, farklı disiplinlere ait derleme bilgilerin bir araya getirildiği bir formatın tamamlanmasına yönelik bir rapor olduğunu dile getirdi. PTD raporunun jeoloji bölümünde verilen bilgilerin, tamamen yöreyle ilgili jeoloji raporlarından alıntı olduğunu kaydeden Atabey, taş ocağı ruhsat sahası ilgili jeolojik inceleme ve sonuçlarıyla ilgili bilgiler yerine gereksiz bir şekilde kayaların yapısının anlatıldığını, proje sahasının ayrıntılı jeolojik ve maden jeolojisi haritalamasının yapılmamış olduğunu tespit ettiğini belirtti.

OCAĞIN YERİNİ DAHİ GÖRMEDEN RAPORA İMZA ATMIŞLAR

Proje Tanıtım Dosyasındaki ekli yazıdan anlaşıldığı kadarıyla bazalt ocağının yerini görmesi için çevre mühendisi olan tek bir elamanın görevlendirildiğini aktaran Atabey, "Görevlendirme yazısında bu durum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘’ÇED Yeterlik Belgesi Tebliği’’ne dayandırılıyor. Yani bu tebliğe göre Yeterlik Belgesi alan bürolar en az bir elemanını sahayı gönderirken, ÇED ya da PTD dosyasında imzası bulunan diğer elemanların sahayı görmeden ve incelemeden derleme şeklinde bu raporları hazırlayabilecekleri anlamına geliyor. Yani burada sorumluluk, bürolara bu yetkiyi veren bakanlıktadır.

Buradan Proje Tanıtım Dosyasını hazırlayanlar arasında adları bulunan diğer çevre, jeoloji, maden ve orman mühendisi teknik elemanlarının sahayı görmedikleri sonucunu çıkarıyoruz. Eğer öyleyse, saha gözlemleri, inceleme ve araştırma sonuçlarına dayanması gereken çevreyi ilgilendiren böyle bir raporun, saha görülmeden hazırlandığı anlaşılmaktadır.

Raporu oluşturan bölümlerde verilen bilgilerin derleme olduğu, hatta bazalt cevheri özellikleri başlığı altında verilen bazalt resimlerinin sahaya ait olmayıp, internetten alınmış olduğu, hatta rezerv hesabı tablosu için maden.org.tr kaynakça gösterildiği görülmektedir. Saha incelemesi, rezerv hesaplamalarına yönelik sondaj gibi çalışmalara dayandırılmadan bazalt malzemenin rezervi ve ocak termin planının neye göre yapıldığı bilinmemektedir. Ayrıca raporda hidrojeoloji, ziraat mühendisi ile biyolog görüşü bulunmamakta. İl tarım ve orman izni belgesi görülmemekte" dedi. Atabey, rapordaki ifadelerden sahanın faaliyet sahibince seçildiği, yani raporu hazırlayanlarca gerek sahada ve gerekse alternatif sahalar için araştırma yapılmadığının anlaşıldığını belirtti.

SELLERLE EROZYON OLUŞACAK

Atabey taş ocağının çevresel etkilerini şöyle değerlendirdi;

  • Taş ocağı üretimi sırasında 13.45 ha orman alanı ortadan kaldırılacağından yörenin ekolojik dengesi, yer altı suyu rezervi görevi gören kaya kütleleri yok edileceğinden yer altı suyu dengesi bozulacak, bunun sonucunda içme suyu kaynaklarının debileri ve yer altı su seviyesi düşecek, faaliyetlerin yoğunlaşmasıyla da giderek su kaynakları kuruyacaktır.
  • Taş ocağı faaliyetiyle alanın morfolojik yapısı bozulacak, orman ve bitki örtüsü yok edileceğinden, çıplak kalan ve özelliğini kaybetmiş zemin, yağmur suları ve buzlanmayla daha çabuk parçalanarak, ufalanacak, aşınan malzeme sellerle taşınarak erozyona yol açacaktır.
  • Erozyon ve sellenmelerle dere suyuna karışan kil boyutundaki malzeme balıkların solungaçlarına yapışarak ölmelerine neden olacaktır.
  • Su derine kaçacağından yer çökmelerine neden olabilecektir.
  • Bu derece eğimli yamaçta, heyelanlar ve göçmeler olacak, mevcut su kaynaklarının yolu değişecektir.
  • Taş ocağı ve blok mermer ocaklarının faaliyetleri sonucunda eski haline getirileceği gibi, gerçeklikten uzak bir söylem geliştirilmiştir. Kaya zemin olan taş ocaklarının ve blok mermer ocaklarının tekrar eski haline getirilmesi ya da rehabilitasyonu olanaklı değildir. Raporda 70 derece şev açısı olacağı belirtilen ocak nasıl rehabilite edilecektir?​”

GÜRDERE’DE 5 YILDA 15 MİLYON KG PATLAYICI KULLANILACAK!

Gürdere köyü yakınlarındaki bazalt ocağı projesi, proje tanıtım dosyasını da yorumlayan Atabey, burada da yılda 15 milyon ton 5 yılda toplam 75 milyon ton malzeme çıkarmak için yılda 312 kez patlatma yapılacağını aktardı. Madenin faaliyette olduğu 5 yıllık zaman içerisinde yılda toplamda 11 milyon 169 bin 355 kg ANFO ve 360 bin 360 kg dinamit kullanılmasının planlandığını aktaran Atabey, “İşletme sonunda 23.12 hektar ocak alanında ve ocağa açılacak yol güzergahında orman örtüsü yok edilecek, sonunda 238 metre derinliğinde devasa bir çukur oluşacak, morfoloji bozulacak, erozyona yol açacak, patlatmalarla heyelanlar oluşacak, su kaynaklarının yönü değişecek ya da kuruyacak, ocaktan kaynaklı tozun bitkilere zararı olacaktır” dedi.

ÖNCEKİ HABER

KHK ile ihraç edilen sınıf öğretmeni Sümeyya Avcı gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

‘Türkiye’de varyant analizi çok yetersiz’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa