Hacettepeli öğrenciler: Geleceğimiz için kendi gerçeklerimizi ortaya koymalıyız
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri uzaktan eğitim sürecinin üçüncü dönemini haziran ayı başındaki final sınavlarının ardından geride bırakacak. Öğrenciler yaşadıkları sıkıntıları Evrensel'e anlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Burcu ATEŞ
Uğur DÜZGÜN
Hacettepe Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri pandemi koşulları altında devam eden uzaktan eğitim sürecinin üçüncü dönemini haziran ayı başındaki final sınavlarının ardından geride bırakacak. Salgın süresince devam eden uzaktan eğitimin mesleki yeterlilik kazanmak açısından yetersiz olduğunu söyleyen öğrenciler, salgın ve ekonomide uygulanan politikalarla birlikte işsizlik kaygısının gittikçe derinleştiğini söyledi. İşsiz genç sayısı her geçen gün çoğaldığını ve iş bulanın da çok zor şartlar altında çalıştığını söyleyen İngilizce Öğretmenliği öğrencisi Berfin, “Acımasız gerçekler diyoruz ama bu gerçekleri biz belirlemedik. Ben kendi geleceğimiz için kendi gerçeklerimizi ortaya koymanın zorunlu olduğunu düşünüyorum” dedi.
Elektrik Elektronik Mühendisliği son sınıf öğrencisi Kemal Serhat “Bu bölümü yazarken kesin iş bulurum garantisi ile yazdım. İki hafta sonra mezunum ama henüz belirli olan hiçbir şey yok. İki yıla yakındır okulda değiliz. Ben okul yurdunda kaldığım sürede ödeyemediğim yurt ücretlerini bu sürede de ödeyemedim. İki hafta sonra onları ödemek zorunda kalacağım. Yani dersler açısından yetersiz bir dönem, bir iş başvurusunda bize dönüp bunları söylemeye başladılar ama bunun yanı sıra ekonomik olarak işsiz kaldığım sürede ne yapacağım endişesi yaşıyorum” dedi.
“KREDİLER BURSA DÖNMELİ”
Kredi-burs ayrımı güvenilir ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çeken öğrencilere göre düzenlenmediğini söyleyen Antropoloji Bölümü öğrencisi Halil İbrahim Aktürk “Ekonomik olarak bursa ihtiyacı gerçekten olan her öğrenciye burs verilmiyor. Mezun olduktan sonra kredi borcu birçok öğrenciyi zorda bırakıyor. Ülkenin ekonomik durumu bu haldeyken cüzi miktarda burs alarak standart bir yaşam olanağını sağlamak imkansız. Mezun olduğunda kendi bölümüz üzerinden işe girme imkanı olmayan çok fazla öğrenci var. Bölümü adına edindiği deneyim yer edinmeden farklı bir mesleğe yöneliyor ya da uzun bekleyişler sonucu psikolojik olarak yıpranıyor” dedi. Aynı bölüm öğrencisi Dilan Karakoç ise liseden üniversiteye geçişte birçok öğrencinin zorluk yaşadığını, bu nedenle ilk yılında bursu krediye dönenen çok fazla öğrenci olduğunu söyledi. Dilan “ Geçinmek zor, iş bulmak zor. Şimdiden aldığım kredi bana yetmiyor ve çalışmak zorunda kalıyorum. Ama geri ödeyeceğim için daha fazla artmasını istemem. Kesinlikle verilen kredilerin bursa dönmesi gerekiyor. Bu durumun devlete bir şey kaybettireceğini düşünmüyorum. İş bulma kaygısı yaşıyorken bir de bu durum ekleniyor insana. Bunları düşünmekten bazen uykularım bile kaçıyor” diye konuştu.
“İŞ BULABİLSEM BİLE BUGÜNÜN YAŞAM KOŞULLARINA YETMEYECEK BİR ÜCRET ALACAĞIM”
Özel Eğitim Bölümü son sınıf öğrencisi Veysel, “Bir ay sonrasında iş bulabilsem bile özel bir kurumda gün boyu çalışan, aldığım ücretin hiçbir şekil bugünün yaşam koşullarına yetmeyeceği bir eleman olacağım. Son ay içerisinde bile bölümü bitiremeye, uzaktan eğitimin zorluklarına rağmen mezun olmaya çalışıyoruz. Birçok bölümden arkadaşım mezun olmamanın daha iyi olduğunu düşünüyor. Ancak bir an önce para kazanmak, bugüne kadar biriken borçları ödemek veya aile ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir durum var. Kendi geleceğimizi şekillendirmede yaşadığımız kaygıların yanı sıra derslerin de zorluğu eklenince birçoğumuz çok daha endişeli durumdayız şu sıralar. Bugün üniversite öğrencileri eşit bir şekilde eğitim de alamıyor, mezun olduktan sonra da eşit bir ortamla karşılaşmıyor“ dedi.
“GELECEĞİMİZ İÇİN KENDİ GERÇEKLERİMİZİ ORTAYA KOYMALIYIZ”
Nükleer Enerji Mühendisliği son sınıf öğrencisi Ufuk Yılmaz “Büyük hayallerle büyük çaba ile yazdığım bir bölümde okuyorum. Adına bakınca bile bilim insanı olacağım gibi bir hisse kapılmışlığım bile var. Yüz yüze eğitim döneminde de bu beklentilerin karşılığını aldığımı söyleyemem. Ama şöyle bir durum var bizim bölüm sayfasına girince göreceğin bir cümle var. Bunu hocalarda sürekli söyler, seminerlerde de konuşulur. Nükleer öğrencileri ‘Eğitim/öğretim temel mühendislik konularında yeterince yüksek düzeyde olduğu için, nitelikli mühendis olarakgeleceğimiz için kendi gerçeklerimizi ortaya koymanın zorunlu yetişirler.’ Bugün açısından bakalım, uzaktan eğitimde bu konularda uzmanlaşmak ne kadar mümkün. Ayrıca her bir çalışma kurumu bilime dayalı bir ihtiyaç karşılamak yerine kendi işletmesinin derdinde. Zaten yüksek mühendislik isteyen bu bölümü uzaktan eğitimde okumak da bilime dayalı değil. Bir de bu dersleri karşılamak artı maddi zorluklar da doğuruyor. Üç dört sene bölümünün sıralaması değişiyor. Çalışabileceğin alanlar genişliyor ancak kendi işletmesinin faydasına eleman seçme uğraşı veren şirketlerle karşılaşıyoruz. İyi bir puanla kazandığım, yurt imkanlarında zorlukla okuduğum, uzaktan eğitimde bitirmeye çalıştığım bu bölümde seneye nasıl bir işte çalışacağımın belirsizliğini yaşadığım bir hale geldi” diye konuştu. İngilizce Öğretmenliği öğrencisi Berfin ise, “İşsiz genç sayısı her geçen gün çoğalıyor, iş bulan da çok zor şartlar altında çalışıyor. Bu durumun böyle devam etmesi çok gerçekçi görünmüyor. Bu sorunların yarattığı kaygı, konuşulan ortamdan kaçmaya bile sebep oluyor. ‘Acımasız gerçekler’ diyoruz ama bu gerçekleri biz belirlemedik. Ben kendi geleceğimiz için kendi gerçeklerimizi ortaya koymanın zorunlu olduğunu düşünüyorum” dedi.