Sokaktaki Kolombiya-2 | Ancak demokratik bir yönetim taleplere yanıt verebilir
Kolombiya'da 28 Nisan'da başlayan ulusal grev sürecinin mimarlarından Birleşik İşçi Merkezi (CUT) Yöneticisi Fabio Arias hükümetten beklentilerinin sınırlı olduğunu ve mücadelenin süreceğini söylüyor.
Fotoğraf: Juancho Torres/AA
Elif GÖRGÜ
İstanbul
Kolombiya’da 28 Nisan’da vergi reformuna karşı başlayan ve reform geri çekildikten sonra bu kez hükümetin neoliberal politikalarının ve devlet şiddetinin sona ermesi talepleriyle genişleyen Ulusal Grev süreci devam ediyor. Ulusal Grev şu ana kadar bir yasayı geri çektirdi ve iki bakanı istifa ettirdi. Halk on yıllardır sırtında biriken yükleri birer birer de olsa atmaya çalışıyor. Ancak yol uzun.
Bu süreçte sendikaların ve çeşitli halk kesimlerini temsil eden örgütlerin oluşturduğu Ulusal Grev Komitesinin önemli bir rolü var. Ancak birçok bölgede protestoların, komitenin belli günler için aldığı grev kararlarını çok aştığı ve kesintisiz olarak 23 gündür protestolarını sürdürdüğünü belirtmek gerekiyor. Ayrıca hükümetin diyalog çağrısını protestoları zayıflatma taktiği olarak gören ve bu çağrıya yanıt verdiği için komiteyi eleştirenler de var.
Buna rağmen komitenin önemli bir örgütlü işçi, emekçi kesimini temsil ettiğini belirtmek gerekiyor.
Peki kimlerden oluşuyor bu komite?
En başta ülkenin en büyük sendikal konfederasyonu olan Birleşik İşçi Merkezi (CUT) var. CUT’a ulaşmamız kolay olmuyor. Sıcak bir mücadele sürecinin ortasında, e-postalarımız anlaşılır şekilde önce yanıtsız kalıyor. Tam umudu kesmişken günler sonra CUT’un basın hesabından ses dosyaları geliyor. Fonda bir kalabalık, haykırışlar… Belli ki bir eylemin ortasında yanıtlıyor sorularımızı CUT Yürütme Kurulu Üyesi Fabio Arias, nefes nefese anlatıyor Kolombiyalı emekçilerinin ayaklanmasını…
Önce Ulusal Grev Komitesini açıklıyor: “Sendikalarıyla temsil edilen işçiler, köylüler, yerli halklar, üniversite öğrencileri, gençlik örgütleri, farklı etnik kimlikler, farklı cinsel kimlikler, insan hakları platformları, kadın platformları, ayrıca taşımacılar ile küçük ve orta ölçekli işletmeler.”
HANGİ SEKTÖRLERDE GREV VAR?
Kolombiya’dan dünyanın bu köşesine daha çok sokak protestolarının görüntüleri düşüyor. Arias, hem kamu sektöründe hem de özel sektörde ulusal ölçekte iş bırakmalar ve grevler de yapıldığını söylüyor: “Özel olarak kamu sektöründe oldu. Öne çıkan kesimler ise eğitimciler, sağlıkçılar, yargı çalışanları ile mesleki eğitimle ilişkili SENA gibi bazı devlet kurumları grev yaptı. Özel sektörde ise esas olarak maden, enerji ve tarım sanayisinde çalışan işçiler grevlerde öne çıktı.”
Bu arada hükümetle üç görüşme yaptı Ulusal Grev Komitesi. Üçünden de olumlu sonuç alınamadığı duyuruldu. Hükümet temel talepleri kabul etmedi. Bunun üzerine Komite, 26 ve 28 Mayıs günleri için Kolombiyalı işçi ve emekçilere yeni Ulusal Grev çağrıları yaptı.
PROTESTOLAR NEDEN DİNMİYOR?
Hükümetin kimi geri adımlarına rağmen mücadelenin devam etmesini “Daha yapısal dönüşümlere ihtiyaç var” olarak açıklıyor Arias, “Halk hükümetten temel acil ihtiyaçları için talepte bulunuyor. Bu talepleri bir yıl önce Ulusal Grev Komitesi hükümete iletmişti ve bugüne kadar yerine getirilmediler, bunlardan vazgeçmiyoruz”
Talepleri ise şöyle hatırlatıyor: “Sağlık reformunun geri çekilmesi*, kitlesel ve zamanında aşılama, herkese temel evrensel gelir, küçük ve orta ölçekli işletmelere sübvansiyon, hükümetin devasa oranda ithalata izin verme kararları karşısında imalat ve tarım üretiminin desteklenmesi, üniversite öğrencileri için ‘matricula cero’ (sıfır harç), kadınlara ve farklı cinsel kimliklere yönelik şiddete karşı kamu politikası geliştirilmesi ve petrol gibi kamu için çok önemli olan işletmelerin özelleştirilmemesi. Bunların yanında hükümetin geçtiğimiz ağustosta pandeminin ortasında çıkardığı 1174 sayılı Kararname’nin geri çekilmesi… Bu kararname iş yasaları ve emeklilikle ilgilidir ve işçilerin ekonomik hakları ve sendikal özgürlükleriyle ilgili önemli bir gerilemeyi ifade etmektedir.”
DİYALOG SÜRECİ NASIL GEÇTİ?
Ivan Duque Hükümeti temsilcileriyle yaptıkları toplantıları ise baştan savma olarak nitelendiriyor Arias. Şu ana kadar üç toplantı yaptıklarını belirtiyor: “Hükümet, Ulusal Grev Komitesiyle müzakere yürütmek istediğini söyledi. Fakat gerçekleştirme fırsatı bulduğumuz bu üç toplantı da baştan savmaydı. Ülkede devlet güçleri tarafından uygulanan ciddi bir şiddet sorunu olduğunu kabul etmek istemediler. Ve bu şiddet üst düzey komutanlar ve hükümetin emirleriyle oldu, çünkü hiçbir zaman bunları eleştirmediler, kınamadılar. Devlet güçlerinin protestoculara yönelik çok sayıda şiddet eylemi var, öyle ki 28 Nisan’dan bugüne, 18 Mayıs’a kadar 51 genç bu hükümete karşı yapılan eylemler sırasında polis tarafından öldürülmüştür.”
CUT Yöneticisi Fabio Arias’a, Kolombiya denince ilk akla geleni, 2016’daki Barış Anlaşması’nı da sormadan geçmiyoruz. Anlaşmanın Ivan Duque hükümeti tarafından uygulanmadığını anlatıyor: “Barış süreci 2016’dan bu yana 4.5 yılı geride bırakmış durumda. Fakat ne yazık ki son seçimleri barışa karşı seçim kampanyası yapan bir hükümet kazandı. Anlaşmayı uygulamayı reddettiler hatta bu barış anlaşmasıyla oluşturulan kurumların, örneğin Barış İçin Özel Yargı (JEP) gibi kurumları iptali için anayasal değişiklikler yapmak istediler. JEP bir geçiş dönemi mekanizmasıdır ve barışı garanti altına almak için oluşturulmuştur. Ne yazık ki bu hükümet bizi yeniden savaşa götürmek isteyen bir hükümet. Sosyal liderlere yönelik, barış anlaşmasını imzalamış insanlara yönelik suikastlar devam ediyor. Ve protesto sürecinde de polis tarafından protestoculara yönelik şiddetli, saldırgan bir tutum sergileniyor.”
MÜCADELENİN GELECEĞİ NE OLACAK?
22 gün sonra mücadelenin nasıl devam edeceği merak konusu. En azından dışardan izleyenler açısından. Arias’ın bu konuda söyledikleri, en azından kendilerinin, umutlarını asıl olarak seçimlere bağladıklarına işaret ediyor: “Hükümet öncelikle eylemlere yönelik şiddet sorununu çözmeli. Ardından taleplerin müzakeresi aslında bir sonraki hükümete düşecek. Bu nedenle bu protestolar, eylemler 2022’de kongre ve devlet başkanlığı seçimlerine kadar devam edecek, bu seçimler alternatif, çoğulcu, ilerici ve demokratik bir kongre ve devlet başkanını seçilebilir, halkın Ulusal Grev aracılığıyla sokakta dile getirdiği çağrılarına, sosyal ve ekonomik dönüşüm taleplerine yanıt verebilir.”
Arias’ın bahsettiği seçimlere 1 yıl var. Resmi takvime göre parlamento seçimleri mart 2022’de, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise mayıs 2022’de gerçekleştirilecek.
ANKETLER SEÇİM İÇİN NE DİYOR?
Ulusal Grev’in başlamasıyla birlikte hem protestolara dair anketler hem de seçim anketleri devreye girmeye başlamış. Semana gazetesinin geçtiğimiz hafta yayımladığı birkaç ankete bakalım.
- Öncelikle Ulusal Danışmanlık Merkezinin gerçekleştirdiği bir ankete göre Kolombiyalıların yüzde 81’i, Cumhurbaşkanı Iván Duque’nin Ulusal Grev’i kötü yönettiğini düşünüyor. Sadece yüzde 16’sı iyi yönettiği görüşünde.
- Kolombiyalıların yüzde 72’si Ulusal Grev’i destekliyor. Ancak yüzde 68’i blokaj (Yol kapama, ticarete engel olma vs.) eylemlerini doğru bulmuyor. Blokaj eylemlerini en çok destekleyenler yüzde 40 ile başkent Bogotalılar, en az destekleyenler ise yüzde 85 ret ile Caucuta kentinde yaşayanlar.
- Ankete katılanların yüzde 57’si Ulusal Grev’in devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Yüzde 41 ise buna karşı.
- Ankette Kolombiyalılara politikacılar ve protestolardaki rolleri hakkında sorular da sorulmuş. Yüzde 59’u grevi teşvik edenin politikacılar olduğuna inandığını belirtmiş. Gustavo Petro, ise grevle en çok ilişkilendirilen politikacı (yüzde 30). Petro, Ivan Duque’nin kazandığı son seçimlerde sol cephenin cumhurbaşkanı adayıydı. Petro, 1990’da kendini fesheden gerilla grubu M-19’un eski bir üyesi ve Bogota eski belediye başkanlarından. Petro son seçimlerde ikinci tura kalmış ve Duque’nin yüzde 54’üne karşı yüzde 42 oy almıştı.
- Yine Semana gazetesinin geçtiğimiz hafta yayımladığı anketine göre, “Eğer şu anda seçim olursa kime oy verirsiniz?” sorusunun yanıtı açık ara Gustavo Petro. Ankette yüzde 25 oy alan Petro’nun en yakın rakibi ise yüzde 6’da kalıyor. Dikkat çeken ise “boş/geçersiz oy” kullanacağını söyleyenlerin yüzde 11 gibi yüksek bir oranda olması. Bunu, mevcut siyasetçilerin Kolombiya halkının önemli bir kısmını ikna edecek politikalar üretmiyor olduğuna bir işaret olarak yorumlamak da mümkün.
Anketler bir yana, sokağın sandığı bekleyip beklemeyeceğini, sandığın da sokağa yetip yetmeyeceğini belirleyecek olan yine mücadelenin kendisi.
*Bu haber hazırlanırken Kolombiya'dan sağlık reformunun da geri çekildiği haberi geldi. Halk hareketi bir önemli kazanım daha elde etmiş oldu.
YARIN: Öğretmen Diego Ramirez…