Bursa Atılım Desen işçileri: Patronlar teşvik alıp işçiyi eziyor
Bursa’da TEKSİF'de sendikalaştıkları için işten çıkarılan Atılım Desen işçilerinin fabrika önünde başlattıkları direniş sürüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Uğur ÖKDEMİR
Bursa’da Atılım Desen’de sendikalaştıkları için işten çıkarılan TEKSİF üyesi işçilerin fabrika önünde başlattığı direniş sürüyor.
Sendikaya üye olduğu için 24 işçinin işine son veren Atılım Desen patronu içerde baskıları artırırken TEKSİF sendikası fabrikada yetki aldığını duyurdu.
Fabrika önünde Evrensel’e konuşan TEKSİF Bursa Şube Başkanı Nihat Şeker, “Atılım Desen işçilerii '2825 liraya çalışıyoruz, aşırı baskı yapılıyor, tutanak tutuluyor' diyerek sendikamıza geldi. Bizler de hızlıca fabrikanın bölümlerinde komiteler kurarak 17 günde toplu iş sözleşmesi yapacak sayıya ulaştık. Fakat tam kapanmadan dolayı da bu yetki 20 Mayıs'ta geldi. Bir üyemizi insanları zorla sendikaya üye yaptığı gerekçesiyle Kod 29’dan işten çıkardılar. 2825 lirayla insanları kölelik düzeninde çalıştırmanın son noktasındayız” dedi.
SEKİZ SENELİK İŞÇİ ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMAK İSTEMİYOR
7 Mayıs günü örgütleme öncülerinden olan Serap Yumuşak’ın bir tutanakla işten çıkarıldığını öğrendiklerini söyleyen Şeker, “1 sene önce 'Siz buradaki ürünlerin resmini çekip paylaşabilirsiniz, reklam yapabilirsiniz' deyip bugün foto çekti diye işten çıkarıldı. Arkadaşlarımız da o gün iş başı yapmadı. Bu insanlar iki yıllık, beş yıllık, dokuz yıllık işçiler. Patron gelip 'Kapatın kapıları, atın bunları' diyor. Durum böyle olunca da biz eylemliliklerimizi başlattık. Bu pandemiye rağmen biz bugün beşinci günü geride bıraktık. Cumhurbaşkanı 'işçi çıkarmayacaksın' diyor, işverenlere teşvik veriliyor ama işten çıkarmalar devam ediyor. Bu memlekette hukuk, adalet kısa zamanda tecelli etmediği sürece bu mücadelemiz uzun sürecek. Bugün patron çağırıyor, 'Arkadaşlar ben bir hata yaptım, siz ne istiyorsunuz?' diyor. Sekiz senelik işçi senle asgari ücretle çalışmak istemiyor. Bizler de anayasal hakkımızı kullandık diye işten atılıyoruz” dedi.
TEKSTİLDE ÜCRETLER ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNDE
Bursa'nın işçi şehri olduğunu ancak tekstil sektöründe çalışan işçilerin ücretlerinin asgari ücret seviyesinde olduğunu ifade eden Şeker, “Asgari ücret bir kişinin geçinebileceği ücret diyoruz ama dört kişilik bir aile nasıl yaşasın, biz buna isyan ediyoruz. Bugün buna isyan ettik, kapının önüne konulduk. Patron 'Burayı kapatırım' diyor. Bizi 2825 lira ile korkutmayın, o fabrika sana lazım. Neden biliyor musun; biz buradan çıksak aynı parayı başka yerde de alırız. Burada TİS olana kadar bu mücadele devam edecek. Patron 150 tane daha makine alacak devletten, kredi alacak, işi olmadığında da benim ödediğim işsizlik sigortasından teşvik alıp beni ezecek. Artık yeter! Çamur atmak kolay, yedi yıl bir tutanak tutmadığın işçiyi Kod 29’dan işten atıyorsun. Bir insanın ekmeğiyle bu kadar basit oynanmamalı. Biz olmazsak onların hiçbiri olmayacak. Biz üretmezsek onlar olmayacak. Bu mücadeleyi çocuklarımızın geleceği için vereceğiz, emekli olduğumuzda insanca yaşayabilmek için, hukukun düzelmesi için, eğitim sistemini düzeltmek için bu mücadeleyi vereceğiz” dedi.
İÇERİDE PSİKOLOJİK BASKILAR ARTTI
2016'da makine operatörü olarak işe başlayan ve fotoğraf çektiği için 17’nci maddeden işten çıkarılan Serap Yumuşak, “Sendikal faaliyet yaptığım için, sessiz çığlık olduğumuz için, bizler artık bu düzene dur demek için örgütlendik ama işten çıkarıldım. Biz örgütlenirken içerde psikolojik baskılar da arttı. Patronun sendikası var ama biz örgütlendiğimiz için işten atıldık. 'Örgütlenin ama birleşmeyin' diyorlar. Neden birleşmememizi istediklerini biliyorum. Çünkü bizleri daha fazla sömüremeyecek, o yüzden istemiyor. Bizim üzerimizden para kazanıyor ama biz hakkımızı istediğimizde işten çıkarılıyoruz. Ekmeğimize, emeğimize saygı gösterilsin, ekmeğimiz bölünmesin, işveren vekillerinin yaptığı psikolojik şiddeti bitsin” çağrısında bulundu.
"ÜRETİM YOKSA NE PATRON NE DE BİZ KAZANIRIZ"
Günlerdir fabrika önünde beklediklerini, toplu iş sözleşmesi olana kadar da burada olacaklarını ifade eden Yumuşak; “Üretim olmadığı sürece ne patron kazanır ne de biz kazanırız. Sendikalaşmak çok iyi bir şey. Herkes hak ettiği değeri görecek diye düşünüyorum. Burayı kapatabilir patron ama bizler aynı parayla başka yerlerde iş bulabiliriz. Fakat işveren vekilleri 10 bin lira, 15 bin lira alanlar, başka yerlerde başka şartlarda nasıl çalışacaklar? Ben iki tane fotoğraf çektiğim için çıkarıldım, gizlilik politikasına aykırı diye. Bizlere geçen sene 'medyada paylaşım yapılabilir' diye imza attırdılar, ardından beni 17’nci maddeden kapının önüne koydular. Bu kadar basit olmamalı, bizler direne direne kazanacağız. Bu psikolojik bir savaş, onlar ne zaman toplu sözleşmeyi kabul ederlerse her şey o zaman güzel olacak” dedi. (Bursa/EVRENSEL)