22 Mayıs 2021 10:50

Karaburç köylüleri: Mahkemeden doğa katliamını durdurmasını bekliyoruz

Karaburç ile Karaburna köyleri arasında işletilen bazalt ocağına karşı açılan davada mahkemeye sunulan ikinci ek bilirkişi raporunda da bazalt ocağının tarıma ve çevreye zararının altı çizildi.

Karaburç köylüleri: Mahkemeden doğa katliamını durdurmasını bekliyoruz

Fotoğraf: Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu

Özer AKDEMİR

Nevşehir'e bağlı Hacıbektaş'ın Karaburç ile Karaburna köyleri arasında işletilen bazalt ocağına karşı açılan davada mahkeme tarafından istenen ikinci ek bilirkişi raporu da belli oldu. Önceki iki raporu da eksik bulan mahkeme heyetinin istediği ikinci ek bilirkişi raporunda da özünde değişen bir şey olmadı. Ziraat ve biyolog bilirkişilerin madenin çalışmasının tarım ve çevre açısından sakıncalarına dikkat çeken görüşlerini yeni argümanlarla desteklediği ikinci ek raporda, firmanın taahhütlerini yeterli bularak madene olur veren maden mühendisi, harita mühendisi ve jeolog bilirkişilerin de aynı görüşlerini korudukları görüldü. 

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARINA DAVA AÇILDI

Develi Madencilik adlı şirketin Anadolu bozkır ekosisteminin tam ortasında, Hacıbektaş'ın Karaburç ve Karaburna köyleri arasında işlettiği bazalt madenine Nevşehir Valiliği tarafından "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmişti. Valiliğin bu kararına Kayseri 1. Bölge İdare Mahkemesinde dava açan Karaburç köylüleri, madenin çevreye, tarım alanlarına, meralara ve su kaynaklarına zarar verdiğini ileri sürüyorlardı. Mahkemenin alanda bilirkişi incelemesi yaptırmasının ardından mahkemeye sunulan raporda ziraat mühendisi ve biyolog bilirkişiler madenin tarım alanlarına, meralara, su kaynaklarına, bitki örtüsüne zarar vereceği, proje tanıtım dosyasındaki belirlenen riskler ve önlemlerin yeterli olmayacağı belirterek “ÇED gerekli değildir” kararının iptal edilmesi yönünde görüş bildirmişlerdi. Maden mühendisi, harita mühendisi ve jeolog bilirkişiler ise ÇED raporundaki önlemleri yeterli bularak ÇED gerekli değildir kararını yerinde olduğu görüşünü ileri sürdükleri raporu yetersiz bulan mahkeme heyeti "ek bilirkişi" raporu istedi.

Karaburç'ta ekolojik mücadele veren köylüler

Karaburç'ta ekolojik mücadele veren köylüler | Fotoğraf: Karaburç Köyü Doğayı Koruma Ve Geliştirme Platformu

EK RAPORDA DA MADENİN ZARARLARININ ALTI ÇİZİLDİ

Ek bilirkişi raporu isteyen mahkemenin köylülerin aleyhine olan, madeni olur veren bilirkişi görüşleri ile ilgili bir yorum getirmezken, madene verilen ÇED Gerekli değildir kararının aleyhine görüş açıklayan iki bilirkişiden ek rapor istemesi dikkat çekmişti. Hazırlanan ek raporda da ziraat ve biyolog bilirkişiler önceki görüşlerine paralel görüş belirtmeleri üzerine mahkeme heyeti bu iki bilirkişiden madenin yaratacağı risklerin kanıtlanmasını isteyen ikinci bir ek bilirkişi raporu daha talep etti.

İKİ BİLİRKİŞİ 2. EK RAPORDA DA OLUMSUZ GÖRÜŞLERİNİ KORUDU

20 Mayıs 2021 tarihinde mahkemeye sunulan 41 sayfalık ikinci ek bilirkişi raporunda da bilirkişilerin ilk verdikleri rapordaki görüşlerini korudukları görüldü. Ziraat ve biyolog bilirkişiler bilimsel veriler, tablolar, ilgili yönetmelikleri referans göstererek özetle; madenin Karaburç Köyü’ndeki tarım ve hayvancılığa zarar vereceğini, proje tanıtım dosyasının hatalı olduğunu, şirketin hiçbir taahhüdünü yerine getirmediğinin bir kez daha altını çizdiler.

"MAHKEMENİN DOĞA KATLİAMININ DURDURMASINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ"

Karaburç Köyü Doğayı Koruma Ve Geliştirme Platformu açtıkları davada mahkemece talep edilen üçüncü bilirkişi raporunun da yaşam alanlarında yapılan madencilik faaliyetinin zararlarını açıkça ortaya serdiğini dile getirdi. Platform tarafından ikinci ek bilirkişi raporu ile ilgili yapılan açıklamada; "bu son raporla birlikte mahkemenin “ÇED Gerekli Değildir” kararını iptal etmesini ve yaşamımıza kasteden bu doğa katliamını bir an önce durdurmasını sabırsızlıkla bekliyoruz" ifadelerine yer verildi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et