Bir başkanın dinlenmesi ve sendikalaşma
Tüm Bel-Sen Denizli Şube Başkanı: Sendikal örgütlenme özgürlüğünün önüne engel çıkarma, işverenin işçi ve emekçilerin üye olacağı sendikaya müdahale etmesi suç teşkil etmektedir.
Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek Fotoğraf: DHA
Serkan Deniz ÖZKAN
Tüm Bel-Sen Denizli Şube Başkanı
Denizli, 1 Mayıs 2021 gününe Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek’e ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı ile uyandı. Ne zamana ait olduğu bilinmeyen kayıtta Kepenek, bir grup insana kendisinin Hak-İş Şube kurucuları arasında olduğunu, denetleme kurulu başkanlığı yaptığını söylüyor. Sendikacıların aslında ne kadar kötü olduğunu, toplanan aidatlarla Ankara’da 5 yıldızlı otellerde keyif sürdüğünü anlatıyor, küfürlü sözlerle hiçbir sendikanın işçiyi düşünmediğini, işçiyi sadece kendisinin düşüneceğini iddia ediyor. (Sayın Kepenek’in daha sonraki açıklamalarında, kaydın 31 Mart ile 2 Haziran 2019 arasındaki süreçte Hizmet İş üyesi olan bir grup işçi ile yaptığı görüşmede; 2019 yılında gerçekleştirildiği anlaşılıyor.)
Konuşmanın bir yerinde ise 2019 yılı bütçesinin ve 2020 yılı bütçesinin onaylandığı, bütçede yer alan rakamlar üzerinde 1 kuruş fazlasına imza atılamayacağından sendikaların devre dışı kalacağını savunarak konu ücretlerde iyileştirme olursa en iyi sendika başkanının kendisi olduğunu çünkü belediyenin olanakları arttıkça ücretlerde de iyileştirme yaptığını, dinleyenlere de onaylatarak, ifade ediyor. Bu noktada, “Sendikaları koyarız yan yana, hangisi işimize gelirse onu seçeriz” diyerek örgütlenecek sendikaya da müdahil olacağının işaretini veriyor.
Başkan Kepenek, 1 Mayıs gününün ilerleyen saatlerinde kendi sosyal medya sayfasında Honaz Belediye işçileri ile birlikte fotoğraflar paylaşarak işçilerin 1 Mayıs’ını kutladı. Ses kaydı iddiasına hiç yer vermeyen yerel medya ise bu paylaşımları “Yüksel Kepenek’ ten Sendikalara Övgü” manşeti ile gördü.
4 Mayıs günü, sayın Kepenek iddialar ve ses kaydı konusundaki suskunluğunu bozarak Denizli Metropol TV’de uzun bir söyleşi ile iddialara cevap verdi. Kepenek’in açıklamaları ulusal basında Selami Aydın’ın kalemi ile Sözcü gazetesinin 4 Mayıs 2021 tarihli internet sayfasında da yer buldu. Özetle; Kepenek, sendika üyesi olan işçiler ile konuştuğunu, bu konuşma sırasında ise hiçbir şekilde sendikalara küfür etmediğini; küfürlerin montaj olduğunu söyleyerek bu iftira ile ilgili yargıda hesap soracağını söyledi.
Açıklamasında sendikalara değil, tarza karşı olduğunu belirten Kepenek, kendisini yok sayan bir tutum içine girilmesine “Kırıldığını” açıklıyor. Sayın Kepenek, açıklamalarında sendikaları birbirine karıştırarak, işçi sendikasından istifa edenlerin memur sendikası olan Tüm Bel-Sen’e üye olduğunu, kendisinin asla baskı yapmadığını, sendika konusunda kimseye karışmadığını belirtiyor. Bununla birlikte; “Benden habersiz üyelik faaliyeti yaptılar. İzin istemediler, haber vermediler. Bostan korkuluğu değiliz” diyerek aslında sendikal örgütlenme özgürlüğü önüne engel olduğunu; en azından kendisinden habersiz sendikal örgütlenme yapılmasına izin vermeyeceğini ikrar ediyor.
Başkan Kepenek, söz aldığı bütün platformlarda sendikal örgütlenme modeli olarak; önce işyeri amirinden izin alınarak çalışma yürütülmesi gerektiğini ifade ediyor ve kendisinden izin alınmadan yapılacak örgütlenmeye izin vermeyeceğini belirtiyor -ki bugüne kadar dediğini de yaptı. Maalesef, emekçilerin sınıf bilincinden yoksun ve örgütsüz oluşu bir işveren olan Başkanın elini bu konuda güçlendiriyor.
Geçen zamanda, uzun görüşmeler sonucunda izin verildiği için olacak işçiler arasında Belediye-İş örgütlü. Kamu emekçileri bakımından ise, yaklaşık 13 aylık bir çalışma sonrasında Tüm Bel-Sen Denizli Şubesinin 2020 yılı temmuz ayında sağladığı örgütlenme, eylül ayına kadar sürdürülebildi. 2 Eylül-13 Eylül tarihleri arasındaki günlerde sendika üyesi bütün kamu emekçileri (memur, sözleşmeli memur) istifa etti. Tam da TİS görüşmeleri başlatılacakken ve kamu emekçileri tarafından TİS taslağı üzerine olumlu görüşler belirtilirken gelen istifaların nedenini Sayın Başkanın açıklamaları ışığında tekrar değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.
Belediye Başkanı, Metropol TV’deki açıklamasında, memurlar hariç diğer tüm işçilerin sendikalı olduğunu, memurlar için de ayın 15’inden önce sendika üyeliği için görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Kiminle görüşüyor bilmiyoruz ama sendikal örgütlenmenin başkanla yani işverenle değil, sendikalı olacak olan emekçilerle görüşüleceğini biliyoruz.
Sonuç olarak; Honaz Belediye Başkanı, etik ve hukuk dışı bir ses kaydı kullanılarak zor durumda bırakılmak isteniyor. Kendisi kayıttaki küfür içerikli sözlerin montaj olduğunu iddia ediyor. Doğru da olabilir. Sonuçta konu yargıya taşınmıştır ve teknik incelemeler sonucunda gerçek ortaya çıkacaktır.
Ancak; Sayın Başkan da konumu itibari ile bir işverendir ve hiçbir işveren, karşısında sağlam duracak bir sendikal örgütlenme istemez. Başkan da yaptığı tüm açıklamalarda kendisinden izin alınmadığını vurgulamaktadır. İşçi ve emekçilerin sınıf bilincinden yoksun, örgütsüz ve korkutulmuş olmasından kaynaklı yapılagelen pervasızlıklar sonucunda sendika seçme hakkını kullanmaması işverenlere kendi istediği sendikanın örgütlenmesine izin verme yolunu açmıştır.
Sendikal örgütlenme özgürlüğünün önüne engel çıkarma, işverenin işçi ve emekçilerin üye olacağı sendikaya müdahale etmesi Anayasa ve yasalara göre suç teşkil etmektedir.