24 Mayıs 2021 00:22

Ford işçisi: Biz hesap sormadıkça aydınlanmayacak

"Alın terimiz, emeğimiz, ülkemizin kaynakları birilerine peşkeş çekiliyor, bizlerse üç kuruşla ay sonunu nasıl getireceğiz derdindeyiz.”

Fotoğraf: Sedat Peker'in youtube yayınından ekran alıntısı ve Twitter'dan paylaştığı fotoğraf

Paylaş

Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Söze nereden nasıl başlanacağını bilmediğimiz konu; ülke gündemi. Bu ülkede her geçen gün tek adam rejiminin bizden neleri alıp götürdüğü ve böyle giderse de daha karanlık yarınlara uyanacağımız bir dönemeçteyiz. Hatırlayalım daha dün ‘FETÖ’ ile kol kola olan AKP, işler kızışınca AKP karşıtlarını ‘FETÖ’ ile itham etmiş, akabinde seçimler yaklaşırken Abdullah Öcalan’ın mektubunu yayımlamış, bu da yetmezmiş gibi Öcalan’ın kırmızı bültenle aranan kardeşini TRT’ye çıkarmış ve yine sonrasında AKP karşıtlarını teröre destek vermekle itham etmişti.

Bugüne gelindiğinde ise AKP ve tek adam rejiminin mafya ile ilişkisi ortaya çıktı. ‘Derin devlet’ konuları, illegal işler, cinayet, tecavüz ve daha bilmediğimiz ama tahmin etmekte de zorlanmadığımız birçok iddia var. AKP sosyal medyada kendine zarar verebilecek her yayını yasaklarken, engellerken bugün bunu niye yapmıyor, nedeni ne olabilir? Soylu daha düne kadar AKP’ye yönelik ağır ithamlarda bulunurken bir anda çark edip İçişleri Bakanı oluveriyor. Soylu ve damat arasında sürtüşmeler ortaya çıkıyor, damat ekonomiyi batırıyor ve sonra Erdoğan’ın damadı oluyor. Akabinde Soylu’nun kirli çamaşırları ortaya çıkıyor. Bizim bakan Soylu’nun pudra şekeri kullanan arkadaşla, kripto para ile milleti dolandıran arkadaşla da fotoları var! Peker de ‘Beni 20 yıldır tanıyor, benim adamlarım onun korumalığını yaptı’ diyor. En hafif deyimiyle tuhaf. Ayrıca bizim bakanın son söylediği şey bir bakana yakışmayan bir üslup, sadece bu üslubu yüzünden bile görevden alınması gerekir.

Parti içi çatışma gibi görünen olayın bir başka boyutu ise Peker’in açıklamalarında Erdoğan’ın bunlardan habersiz olduğunu dile getirmesi. Peker’e göre etrafını sarmış olan kişiler kötü, Erdoğan iyi. Hadi diyelim bunlardan habersiz de Ruhsar Pekcan’ın yaptığını da mı görmüyor? Bir bakan şirket kurup, kendi bakanlığına dezenfektan satıyor. Kaça sattığını sorgulamadan baksak bile bir bakanın bunu yapması anayasal bir suç değil midir? Kendisi bunu kabul etmiş olmasına rağmen görmezden gelen kim? Tek adam değil mi? Yahut ülke gündemini meşgul eden konular ortada şu an ama ne hikmetse bir soruşturma yok. Acaba diyoruz oyun içinde oyun mu bu?

Pandemi sürecinde AKP ve Erdoğan sınıfta kaldı, tüm halk geçim derdine düşmüşüz. Ülke gündemi kirli çamaşırlarla dolu. Erdoğan ve AKP görmezden geliyor. Yarın çıkıp temiz eller operasyonu derse hiç şaşırmamak lazım. Geçmişten bugüne AKP’nin yaptığı politikalardan birisi ‘Kullan at’. Şimdi kullandıklarını atma politikası mı izliyor? Olayın başka yüzü ise ‘FETÖ’ adı altında birçok kişinin mağdur edildiği de ispatlanmış oluyor. AKP’nin kendine muhalif olanları ‘FETÖ’cü, terörle irtibatlı diyerek işinden etmiş olduğu da ortaya çıkan bir mevzu. Ayrıca devlet mafya ve hiçbir şeyden eksik olmayan iş adamları bağlantısı. Peker’in iddialarında mafya-MÜSİAD bağlantısı, para için sarayda aranma mevzusu ise bayağı ilginç. Yani kısacası rezillik diz boyu.

Halk aç, iktidar ve iş adamları mevki, makam, para aklama, kaçırma, kim daha çok yedi şimdi niye yiyemiyor derdinde. Bu kadar konuştuk. Peki biz işçiler bu konuda ne yapıyor ve ne yapmalıyız? Oynanan oyunlar bizlerin emeklerinin birilerine peşkeş çekildiğini gösteriyor. Alın terimiz, emeğimiz, ülkemizin kaynakları birilerine peşkeş çekiliyor, bizlerse üç kuruşla ay sonunu nasıl getireceğiz derdindeyiz. Ekmeğimizi büyütmek için greve çıkarız, yasak hemşehrim derler. Sendikaya üye oluruz Kod 29’la işten atılırız. Daha dün tam kapanma deyip kimileri tatil beldelerinde güneşlenirken kan ter içinde çalışanlar bizler değil miydik? Yetmedi pandemi deyip 1 Mayıs’ımızı yasaklamadılar mı? Patronlar istedi, iktidar yaptı, biz çalışırken bulaşmayan virüs, biz 1 Mayıs’ı kutlarken bulaşacaktı, buna da ikna olmamız istendi. Kirli pazarlıklar, mafya, hükümet iç içe geçmiş. Aşısı olan bir hastalık yüzünden insanlar ölüyor, işçilerin maaşına gelince kısa çalışma gösteriliyor, her gün geçim derdinden insanlar intihar ediyor. Paralar nerede, neler dönüyor bilinmez ama biz hesabını sormadıkça aydınlanacak, çözülecek gibi de değil. Bizden, geleceğimizden çalınanlarının hesabını birlikte soralım.

ÖNCEKİ HABER

İHD: Mehmet Ağar'a, Mumcu ve Adalı cinayetine ilişkin yeni soruşturma açılmalı

SONRAKİ HABER

Zonguldak İl Özel İdaresinde onlarca sürgün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa