Mafya devlet ilişkisi tedirgin ediyor
İstanbul Esenyurt’ta Sedat Peker tarafından ortaya atılan iddiaları yurttaşlara sorduk. İktidara oy veren de vermeyen de mafya ile devletin iç içe olmasından tedirgin.
Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul
Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in faili meçhullerden, uyuşturucu ticaretine birçok suçun devlet eliyle işlendiğini iddia ettiği video serisi devam ediyor. Peker, son yayımladığı video ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu daha fazla hedef aldı. Soylu her ne kadar suçlamaları reddetse de sokakta durum farklı. İstanbul Esenyurt’ta Peker tarafından ortaya atılan iddiaları yurttaşlara sorduk. İktidara oy veren de vermeyen de mafya ile devletin iç içe olmasından tedirgin.
İktidara yakın kesimler Sedat Peker’in suçlamalarının gerçek olduğunu düşünürken muhalif kesimler ise “Bunlar yıllardır bilinen şeylerdi. Muhalefet söyleyince gündem olmuyordu, içlerinden biri söyleyince tartışmalar alevlendi” diye tarif ediyor. Sayıları az olsa da ortaya atılan suçlardan Erdoğan’ın haberinin olmadığını savunanlar da var. Onlardan biri de Neriman Şenses. Şenses “Mafya ve devlet iç içe olmaz, olamaz. Hâlâ çekişmeler sürüyor daha neler çıkacak neler. Belki de anlaşamadılar. Marmaris’te bir limandan bahsediliyor, bir gemiden, uyuşturucu ticaretinden bahsediliyor, ne derece doğru olduğunu bilmiyoruz tabii” dedi. Gelişmeleri televizyonlardan takip ettiğini söyleyen Şenses, “Bu işi Erdoğan çözecek. Soylu’ya da diğer iki mafyaya da yol verecek” diye konuştu.
Devrim Adacı ise “Devlet istese ülkeye hiçbir zaman uyuşturucu giremez. Suç olacak ki devlet olacak, bir ülkede suç olmazsa zaten devlet olmaz” diye konuşuyor.
ZAMANINDA BERABER YEDİLER ŞİMDİ ZITLAŞMA OLDU
Ortaya atılan iddiaların halk arasında bilinen şeyler olduğunu söyleyen Güven, “Muhalefet söyleyince kimse inanmıyor ama kendi arkadaşları kendi içlerinden biri söyleyince herkes inanıyor. Ülkenin savcılarının bu iddiaları araştırması gerekiyor. Uğur Mumcu cinayetini Mehmet Ağar’ın işlediği söyleniyor. İşin içinde eroin var, cinayet var, var da var” diye anlatıyor. İşin sonunu kestiremediğini söyleyen Güven, “90’lardan beri böyle, Türkiye’nin şeffaf hukuk devleti olmasını istiyoruz. Bu işler hukukla adaletle çözülür. Çözüm, bağımsız yargı, bağımsız basın olduğu zaman olur” diyor. Sedat Peker’in de masum olmadığını vurgulayan Emre ise “Zamanında parayı beraber yediler şimdi aralarında zıtlaşma oldu” diyor.
ÇIKARLARI ÇATIŞANLARIN DALAŞMASI
Peker’in söylediklerinin yenilir yutulur iddialar olmadığını dile getiren adını vermek istemeyen bir yurttaş da “Bu yaşananlar çıkarları çatışanların dalaşması. Türkiye demokratik ülkeyse adalet varsa bunların derhal önüne geçilip araştırılması gerekiyor. Nitekim böyle cesaretli savcıların da kaldığını düşünmüyorum. Yıllardan beri bu şekilde yönetiliyor. Mafya devlet ilişkisi ’70’lerden beri böyle. Yıkılacak gibi artık sonları geliyor. Bu işlerin içerisinde bir dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın oğlunun adının geçmesi çok anormal bir şey” diyor. Ülkenin mafyayla yönetilemeyeceğini söyleyen Tülay da “Başta birlikte iş yapmışlar şimdi ters düşmüşler. Ters düşmedikleri müddetçe kimse kimsenin açığını ortaya çıkarmaz. Devletimiz de pek temiz değil. Halkı bayağı bir ezmişler onu fark ettik” sözlerini kullanıyor.
KORKU SARMIŞ MİLLETİ BASKI ORTAMI VAR
Mafyanın devletin işleyişine müdahalesini aklının almadığını söyleyen ismini vermek istemeyen bir yurttaş, “Devlet otoritesi kalmamış. Durum içler acısı, Uğur Mumcu cinayetinden bu yana saklıyorlardı. Bugün kendi kendilerini ele verdiler. Süleyman Soylu İçişleri Bakanımız ancak yaptıkları söyledikleri ülke yönetme biçimi içler acısı. Bir vatandaş olarak tedirgin oluyorum, halk perişan işsizlik almış başını gidiyor. Medya bir kere her şeyi halktan saklıyor. Korku sarmış milleti, bir baskı ortamı var” diyor.
AKP seçmeni Ünal Erol da şunları söylüyor: “Soylu’yu çok seviyoruz ama bu kadar bu yaptıklarıyla ne olacak bilmiyoruz. Uyuşturucu ticareti zaten hep var. Uyuşturucu başka ülkelerden gelip Avrupa’ya gidiyor. Peker de Erdoğan’ı sevdiğini söylüyor ama Soylu’yla aralarında başka bir şey var.” Faili meçhullerin ise devlet eliyle yapılmadığını düşünen Erol, “Maddi duruma dayanan bir mesele var, rant var ortada. Peker, ‘Sen bu rantı bu ihaleleri bana vermezsen her şeyini ortaya dökerim’ diyor” diye anlatıyor.