İyi Parti'den 8 maddeli "İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin parlamenter sistem önerisini açıkladı. Cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve meclisin güçlendirilmesini merkeze alan öneri pek çok düzenleme içeriyor.
Meral Akşener | Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan/AA
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerinin ardından, partisinin "İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisini açıkladı.
Önerilen sistem, cumhurbaşkanının tarafsızlığını ve meclisin güçlendirilmesini merkeze alıyor ve 8 ana başlıktan oluştu. Öneriler arasında seçim barajının yüzde 5'e indirilmesi de yer aldı.
Sistemle "Yolsuzluğun, yoksulluğun, yasakların sebebi olan bu ucube sisteme" son verileceğini söyleyen Akşener, önerilerinin "Sosyal hayattan ekonomiye, adaletten diplomasiye her alanda ülkemizin karşılaştığı sorunların anahtarıdır. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle içine düşürüldüğü sıkıntılardan çıkış yolu" olduğunu belirtti.
Önerdikleri sistemin ilkelerini maddeler halinde anlatan Akşener, maddeleri de detaylı biçimde açıkladı:
1. İLKE: TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI
"İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde, TC, Başbakan ve Bakanlar Kurulu tarafından yönetilecek. Cumhurbaşkanının hiçbir parti ile bağlantısı olmayacak. Devletin ve milletin birliğini temsil edecek. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde CB'nin görev ve yetki alanı, demokrasinin tıkandığı anlarda kurumlar arasından hakemlik vazifesini ifa eden devletin en üst organı şeklinde düzenlecek. Böylece partili cumhurbaşkanının Meclisimizi etkisiz hale getiren karar ve uygulamaların önüne geçilecek. Yasama gücü yeniden TBMM'ye devredilecek. Genelkurmay Başkanı, MİT Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı, büyükelçiler ve valilerin atanmasında üçlü kararnameyle Cumhurbaşkanı söz sahibi olacak. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde, yalnızca bir dönem görev yapabilecek, görev süresi 6 yıl olacak. Görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasete dönemeyecek."
2. İLKE: ÇOĞULCU DEMOKRASİ, KATILIMCI YÖNETİM, GÜÇLÜ MECLİS
"Partili cumhurbaşkanı sistemine geçildikten sonra anayasa ve anayasal kurumlar etkisiz hale geldi. TBMM'nin etkinliği azaldı. Karar süreci bir kişiye teslim edildi. Ortaya sorunlu bir demokrasi çıktı. Sorunlu bir yargı, sorunlu ekonomi demektir. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem, çoğulculuğa dayanacak. Uzlaşmacı ve kapsayıcı siyasetin yapılmasını sağlayarak demokrasimizi güçlendirecek. Koalisyon hükümetleri bugüne kadar, Erdoğan tarafından ülkenin kalkınmasının, ekonomik refahın önünde büyük engel gibi gösterildi."
"Ülke yönetimi tek bir kişinin değil, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu’nun yetkisinde olacak. Hükümeti kurma ve hükümet etme süresi, adil ve serbest seçimlerle oluşan TBMM tarafından belirlenecek. Tek bir partinin milletvekili sayısının, hükümet kurma yeterliliğine sahip olmaması hâlinde koalisyon hükûmetleri kurulacak. Ama koalisyon hükûmeti kurulmadan önce, şeffaf yönetim anlayışıyla partiler arasında yapılacak koalisyon protokolü, milletimizle açık bir biçimde paylaşılacak."
"Meclis dışından Bakan atanamayacak. Bakanlar, Başbakan tarafından milletvekilleri arasından seçilecek ve tek kişiye karşı değil, hem kurul olarak birlikte, hem de her bir bakan ayrı ayrı olmak üzere milletin seçtiği meclise karşı sorumlu olacak. Yasama yetkisi ve gücü, sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olacak."
"Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri, Hâkimler Savcılar Kurulu, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu, YÖK’ün yerine kurulacak olan, Türkiye Yükseköğretim Kurumu, ve RTÜK üyelerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından nitelikli çoğunluk ile seçilmeleri sağlanacak. Merkezi yönetimle, yerel yönetimler arasındaki yetki dağılımı iktidar ve muhalefet belediyesi ayrımı olmadan milli iradeye saygı duyulacak şekilde düzenlenecek."
3. İLKE: KUVVETLER AYRILIĞI VE GÜÇLÜ DENETİM
"Bizim için herhangi bir vesayet kabul edilemez. Nitekim kuvvetler ayrılığı her türlü vesayetin önüne geçebilecek bariyerde. Önerimizde devletin hiçbir kurumu anayasadan aldığı yetkiler dışında vesayet kuramayacak. Böylece Türkiye'de vesayet dönemi sona erecek. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkede açtığı sorunların nedeni keyfilik. Bu durum uluslarası finans çevrelerinde ekonomik kırılganlığa neden oldu. Önerimizde, Merkez Bankası'nı müdahalelere kapatacağız. Merkez Bankası Başkanı Bakanlar Kurulu tarafından beş yıllığına atanacak. En az yüzde 5 oranında kadın üyelerden oluşacak bu kurumlarda başkanlar bakanlar kurulu tarafından 4 yıllığına atacanak. TBMM, Türk milleti adına bütçe düzenlenmelerinde söz söyleyecek. Önerimizle yolsuzluk ile mücadelede kamu da denetimsizliğe son vereceğiz. Hükümetin bütün harcamaları Sayıştay denetimine açık olacak. Milletin parasını harcarken sığınılan ticarı sır saçmalığına son verilecek."
"Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, Rekabet Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Enerji Piyasası Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gibi idari ve mali özerkliğe sahip kurumlar olacak. En az, yüzde 25 oranında kadın üyelerden oluşacak bu kurulların, başkan ve üyeleri, en fazla iki defa olmak üzere, dört yıllığına Bakanlar Kurulu tarafından atanacak."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Milleti adına, bütçenin kabulü ve denetiminde etkin hale gelecek. Keyfiyetle yapılan ödenek üstü harcama uygulamasına son verilecek. Ödenek üstü harcama ihtiyacının ortaya çıkması halinde Bakanlar Kurulu, meclise ek bütçe kanun tasarısı sunacak.
"Sayıştay’ın denetim yetkileri artırılacak. Hükûmetin bütün harcamaları, istisnasız olarak Sayıştay denetimine açık olacak. Harcamaların nerelere ve ne miktarda yapıldığı, şeffaf bir şekilde Sayıştay tarafından incelenecek. Milletin parasını harcarken sığınılan, “Ticari Sır” saçmalığına son verilecek. Türk Denetim Yasası acilen hayata geçirilecek."
4. İLKE: HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE TAM BAĞIMSIZ, TARAFSIZ YARGI
"Milletimizin her bir ferdi şartsız kanunun önünde eşit olacak. Hiçbir suç cezasız kalacak, ama bu ülkenin hiçbir yurttaşı da sahte delillerle cezalandırılmayacak. Adil yargılama ancak bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından yapılabilir. Bu da hakim ve savcının tarafsız ve bağımsız olması ile mümkündür. Mevcut sistemde cumhurbaşkanı ve bakan hukuksuzluğa sessiz kalıyor. Böyle hukuk olmaz, böyle adalet sağlanamaz. Bu nedenle, Türkiye bu utançtan kurtulacak. HSK, üye atama sistemi değiştirilecek. HSK, en az beşi kadın, 15 üyeden oluşacak. Adaylar barolar, üniversiteler tarafından önerilecek TBMM'de tarafından seçilecek. HSK üyeleri bir kez seçilecek ve görev süresi beş yıl olacak. Bir ülkenin yönetimindeki en önemli unsuru da anayasayı korumaktır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi çok önemlidir. Güçlendirilmiş parlamenter sistemde Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi de düzenlenerek vesayetin etkisinden kurtarılacak."
"Ceza yargılamasında, soruşturma evresinin daha etkin, güvenilir ve hızlı olmasını sağlamak adına yalnızca soruşturma evresinde görevli olmak üzere, Adli Kolluk Sistemi kurulacak. Anayasaya, hâkim ve savcıların coğrafi teminatını sağlayan hüküm konulacak. Aynı zamanda, Hâkim ve Savcılar Kurulunun yapısı ve üye atama sistemi de değiştirilecek."
"Hâkim ve Savcılar Kurulu, en az 5’i kadın olmak üzere, 15 üyeden oluşacak. Adaylar, yargı kurumlarımız, barolar, üniversiteler tarafından önerilecek, ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, üye tam sayısının en az 3’te ikisinin oyuyla seçilecek. HSK üyeleri bir kez seçilecek ve görev süreleri 5 yıl olacak. Adalet Bakanı, ya da onun adına Adalet Bakanı Müsteşarı, kurulun gözlemci üyesi olarak toplantılara katılabilecek. HSK Başkanı, kurul tarafından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyuyla seçilecek."
5. İLKE: DEVLETTE LİYAKAT
"İYİ Parti olarak ısrarla bir öneride bulunuyoruz, diyoruz ki liyakat vazgeçilmezdir. Ancak maalesef bir kişinin tercihlerine hapsedilen sistem, bir makama ulaşabilme kriteri, eş dost olma noktasında gelmişti. Torpilin yeni adı haline gelen mülakat kaldırılacak. Liyakatli kadroların kaynağı akademidir. Apartmanlara sıkışmış üniversitelere çeki düzen vermek zorundayız. Bunu sağlamalının ilk koşulu da akademi ve mali özerklik. Bu nedenle güçlendirilmiş parlamenter sistemler üniversitelerin özerk hale getirilecek. Rektör atamaları, kurum dışından yapılmayacak. Öğretim üyeleri kendi rektörlerini kendileri seçecek. En fazla oy alan öğretim üyesi YÖK bildirilecek ve ataması yapılacak. Fakültelere de fakülte dışında dekan atanmayacak. Dekan, fakültenin öğretim üyelerinin içinden seçilecek. 15 Temmuz hain kalkışmasının ardından birçok kurum gibi TSK'da da büyük yıkıma neden oldu. Harp akademileri kapandı, milli savunma üniversiteleri kuruldu. Eğitimdeki liyakat sorununun, ordu içinde liyakata dönüşmesi kaçınılmazdır. Askeri liseler ve harp akademeleri yeniden açılacak. Her kurumun içinde Devlet Liyakat Kurumu oluşturulacak."
6. İLKE: İNSAN HAKLARI VE BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER, GÜÇLÜ SOSYAL DEVLET, GÜÇLÜ SİVİL TOPLUM, GÜÇLÜ GENÇLER
"Demokratik, sosyal hukuk devletinin en temel kuralı olan kişinin bireysel özgürlükleri, hukuk tarafından en üst seviyede korunması sağlanacak. STK'lar güçlendirilecek. Hak savunucuları yapmaları için önlerindeki engeller kaldırılacak. Devlet, STK'larla birlikte çalışacak. İşçilere, öğrencilere, baro başkanlarına, doğaya sahip çıkan köylülerine, doğa savunucularına, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde itilip kakılan kadınlara, EYT'li vatandaşlarımıza hukuksuzca müdahale edilemeyecek."
"Maalesef ülkemizde, 2015 ile 2019 yılları arasında, 128 bin 190 kişi hakkında, savcılıklar tarafından, Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla işlem yapıldı. 29 bin 704 kişi hakkında, kamu davası açıldı. Aralarında çocukların da bulunduğu, 9 bin 554 kişi hakkında da mahkûmiyet kararı verildi. Bu tablo, Cumhurbaşkanı’nın, aynı zamanda parti başkanı olmasını sağlayan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin getirdiği üzücü ve tasvip edilmeyen bir sonuçtur. İşte o nedenle, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de; Cumhurbaşkanlığı makamı, bu ucube tariften kurtarılacağı için, partiye yönelik eleştiriler, Cumhurbaşkanı’na hitaben kabul görmeyecek. Cumhurbaşkanı, kişilik hakları itibarıyla, diğer vatandaşlarımız ve kamu görevlileri gibi, genel hakaret suçuna ilişkin düzenleme kapsamında korunacak.
"Türkiye, mevcut sistemde, kadının haklarını güvence altına alan uluslararası sözleşmeden bile, bir kişinin gece yarısı kararıyla çekilebiliyor. Kadına karşı işlenen suçlar, bir erkek tarafından, sırf o erkeğin yap dediği şeyi yapmadığı ya da yapma dediği şeyi yaptığı için işlenen suçtur. Okuma denenin, okuyacağım dediği için, Evlen denenin, evlenmeyeceğim dediği için, çalışma denenin, çalışacağım dediği için, boşanma denenin, boşanacağım dediği için, yani kadınların sırf insan olmaktan kaynaklanan hakkını kullandığı için, işlenen suçtur.Ve bu suç, Türkiye için artık çok büyük bir yara ve ayıptır. Bu nedenle, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, Türk Ceza Kanunu’nda, “kadın cinayeti ve kadına karşı şiddet suçu” düzenlenecek. Öldürme, şiddet, tecavüz, tehdit, hürriyetten yoksun bırakma, hakaret, müessir fiil gibi, çeşitli suçlarda, eğer mağdur kadınsa, en ağır cezalar düzenlenecek. Ve bu suçlarda, failin indirim sebeplerinden faydalanması mümkün olmayacak."
"İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, hiç kimse, Kaz Dağları’nı talan edemeyecek. Hiç kimse İkizdere’deki cennet köşeye taş ocağı açamayacak. Doymak bilmez müteahhitler, üç kuruş elektrik kârı için su yataklarımızı kurutamayacak. NASA’nın bile, ayakkabıyla dahi girilmemeli dediği, Salda Gölü’ne ihanet edilmeyecek. Hayvanlara yapılan eziyet, kabahat olmaktan çıkacak, hiçbir vicdansızlık cezasız kalmayacak."
"Sanat kurumlarının siyasete alet edilmeksizin, özgürce yönetilmesi ve bütün sanat dallarındaki sanatçılarımızın, sosyal güvenlik haklarına kavuşmaları için gerekli yasal düzenlemeler yapılacak."
7. İLKE: ÖZGÜR BASIN
"Özgür medya bir gün herkese lazım olur. Medya, çoğulcu demokrasilerde, yasama, yürütme ve yargıdan sonra, âdeta dördüncü kuvvettir. Tek şart, özgür ve bağımsız olabilmesidir. Basının özgür olmadığı bir ülkede, siyasetin, muhalefetin ve seçimlerin, eşit şartlarda yapılabilmesi mümkün değildir. Bunu, Ak Parti’nin kurduğu medya düzeninde, tüm açıklığıyla yaşadık, yaşıyoruz. Gazetelerin, televizyonların, iktidar partisinin yayın organına dönüştükleri bir ülkede, özgürlükten de, demokrasiden de söz edilemez. Bu anlamda, medya kuruluşlarının idari yapısı da çok önemli ve belirleyicidir. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, Medyanın siyasetten, siyasetin de medyadan nemalanmadığı bu düzen değişecek. Medya patronlarının diğer iş kollarındaki yatırımları çok sıkı denetlenecek. Medyadaki güçlerini, diğer alanlarda avantaj olarak kullanmaları engellenecek. Gerektiğinde, denetlemek için Rekabet Kurumu devreye sokulacak."
8. İLKE: ADİL VE ÖZGÜR SEÇİMLER
"Buraya kadar sıraladığım tüm ilkelerin hayata geçebilmesindeki en kilit durak, özgür ve adil seçimlerdir. Millet iradesini hakkıyla ve adil şekilde yansıtamayan seçimler ve seçim sistemi, demokrasinin önündeki en büyük engeldir. O nedenle, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, demokrasinin işleyişinin en önemli teminatı olan seçimler, adil ve özgür şekilde yapılacak. Millet iradesinin, Meclise adaletli şekilde yansıyabilmesi için ilk adım olarak, seçim barajı yüzde 5’e indirilecek. Siyasetin finansmanında şeffaflık sağlanacak, siyasi etik ilkelerinden taviz verilmeyecek. Özgür ve adil seçimlerin en önemli unsuru Yüksek Seçim Kurulu’dur. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, YSK’nın yapısı ve işleyişi ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılacak, son dönemde yaşanan güvensizliklere meydan verilmeyecek. Yüksek Seçim Kurulu’nun, seçime ilişkin kararlarına karşı, Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilecek."
(HABER MERKEZİ)