TİHEK Başkanı çocuk yaşta evliliği savundu, "Kadına yönelik şiddet demeyelim" dedi
CHP Milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan’ın sunumunda sarf ettiği skandal sözlere tepki gösterdi ve "İstifa etmelidir" dedi.
Gamze Taşcıer'in Twitter gönderisinden alınmıştır
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan’ın dün TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunda yaptığı sunumunu eleştirerek kendisini istifaya davet etti.
Taşcıer, Meclis'te Kadınlara Yönelik Şiddetin Nedenlerinin Araştırılması Komisyonunun CHP’li üyeleriyle basın toplantısı düzenledi.
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan’ın dün komisyonda sunum yaptığını anımsatan Taşcıer, Arslan'ın daha önceki skandal açıklamalarına yenilerini eklediğini söyledi.
"Kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören, birey olarak tanımayan, kadınları aşağılayan, değil kadın hakları temel insan haklarını dahi tartışmaya açmak isteyen bu şahsın sözlerini işitmek durumunda kaldık." diyen Taşcıer, Arslan’ın kendi şahsi görüşlerine göre evrensel ilkeleri eğip bükmeye çalıştığını belirtti.
TBMM çatısı altında bugün skandal bir "sunum" yapıldı. TİHEK Başkanı öyle bir sunumla önümüze geldi ki, kadını ikinci sınıf insan gören, kadına hakaret eden, ortaçağa dönüş talepleri içeren tam bir rezillik örneği. Bu kişinin bu koltukta oturuyor olması SKANDALDIR! pic.twitter.com/Yg2v5dttAD
— Gamze TAŞCIER (@gamzetascier) May 26, 2021
"Bu kişinin değil insan hakları kurumu başkanı olması, insanla muhatap olacak herhangi bir kurumun başında olmasının dahi kabul edilemeyeceğini" vurgulayan Taşcıer şunları kaydetti:
"Kadınların birey olduğuna dahi inanmayan bir kişi ile karşı karşıyayız. Sunumu sayısız skandal içeriyor. Biz kadın haklarına dayalı bir sunum beklerken değil kadın hakları, insan haklarına dahi aykırı bir sunumla karşı karşıya kaldık. Ayrımcı, nefret kusan bir dille insan hakları karşıtı olduğunu ifade etti. Bu kurum başkanının varlığı, akıl almaz bir olaydır. Daha kadına yönelik şiddetin ne demek olduğunu bilmiyor. Kendimizi dün adeta 'kadınlar insan mıdır?' konulu Ortaçağ sohbetinde hissettik. Dün o kadar bilimsellikten uzak bir sunum izledik ki helal gıda ile beslenmenin şiddeti azalttığı gibi deli saçması bir ifade bile mevcuttu. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan, bir an önce o makamı boşaltmalı ve istifa etmelidir."
Taşcıer, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize ziyaretine ilişkin sözlerini de eleştirdi.
SÜLEYMAN ARSLAN NE DEMİŞTİ?
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu'nda yaptığı sunumda birbirinden skandal ifadelere imza attı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin görüşlerini belirteceğini söyleyen Arslan, şiddet uygulayan erkeğin mağdur olduğunu ifade eden tuhaf açıklamalarda bulundu.
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, evlilik oranları azalırken, boşanma ve nikahsız birlikteliklerin arttığını söyleyerek, evlilik dışı ilişkilerde kadının daha fazla riske açık hale geldiğini öne sürdü. Arslan, evlenmeksizin birlikte yaşamanın toplumsal değerlerle bağdaşmadığı, kadına şiddete ve farklı şekilde mağduriyetine neden olduğu sözlerini sarf etti.
Arslan, "Bu durum kadın ve çocuk hakkı ihlalleri öncelikli olmak üzere birçok sosyal ve psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir. Meydana getirdikleri etkiler bakımından evli bir birey hakkında verilen evden uzaklaştırma kararı ile nikahsız birlikte yaşayan bireylerden biri hakkında verilen uzaklaştırma kararlarının farklılık arz ettiği gerçeği gözden kaçırılmamalıdır. Evli bireyler arasındaki şiddeti önlemeye yönelik alınacak tedbirlerle nikahsız beraberliklere uygulanacak tedbirlerin farklı düzenlenmesinin şiddeti arttırmak veya eksiltmek konusunda etkili olabileceği değerlendirilmeli, farklı tedbirler düşünülmelidir" dedi.
"UZAKLAŞTIRMA KARARI İNSAN HAKKI İHLALİNE DÖNÜŞEBİLİYOR" DEDİ
Arslan, "Şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları da insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilmeli" diyerek neredeyse saldırganı mağdur olarak gösterdi.
Süleyman Arslan, "Özellikle nikahlı eşlerin uzaklaştırılmasına dair kararlarda eşe uygun barınma imkanları sağlanmalıdır. Aksine uygulamaların şikayet edilen kişiye karşı bir ayrımcılık ve insan hakları ihlali olabilme ihtimali ve kadına yönelik şiddet üretme potansiyeli olduğu gibi geçici ufak ihtilafların aile parçalanmasına dönüşebilme olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Henüz hakkında kesinleşen bir hüküm bulunmayan, belki de iftiraya uğrayan kişiler hakkında uzaklaştırma kararı verilirken nerede barınacakları da düşünülmeli, uzaklaştırma yerine konuk etme tedbiri düzenlenmelidir" sözlerini sarf etti.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET" DEMEK KADIN-ERKEK ARASINDA DÜŞMANLIK OLUŞTURUYORMUŞ
Kadınlar her gün eşleri ya da aile üyeleri gibi en yakınlarından başlayarak şiddete maruz bırakılmıyor ya da öldürülmüyormuş gibi davranan Arslan, "Kadına yönelik şiddet" veya "erkeğe yönelik şiddet" tanımlamalarıyla kadın veya erkekler arasında düşmanlık oluşturulmaması gerektiği gibi tuhaf argümanlar savundu ve şöyle konuştu:
"Ailelerin parçalanmasına yol açılmamalı, cinsiyet ayrımcılığı tırmandırılmamalıdır. Bilakis kadın ve erkeklerin birbirini destekleyerek yüceltmesini, güçlendirmesini, şiddetin yerini sevgi, muhabbet ve merhametin doldurmasını sağlayacak politikalar geliştirilmelidir. Erkeğin kadına yönelik şiddeti de kadının erkeğe yönelik şiddeti de erkeğin erkeğe yönelik şiddeti de kadının kadına yönelik şiddeti de kabul edilemez. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadelenin ön planda tutulduğu bir durumda evde bulunan yetişkin erkek ve çocukların geride kalması idarenin cinsiyet ayrımcılığı yaptığı sonucuna götürebileceği gibi ev içinde bulunan yaşlı bireyler hakkında ayrı bir düzenleme ve eylem planı yapılmaması halinde de yaşlılara yönelik ayrımcılık yapıldığı sonucunu doğurabilecektir. Ebeveynin mirastan mahrum bırakılması ebeveyne yönelik ekonomik şiddettir. Bu sebeple güçlü ve mutlu aileyi amaçlayan değerlerimizin ve ailenin diğer bireylerinin dikkate alınmaması aile içi şiddetin ve kadına yönelik şiddetin artmasında önemli bir etkendir."
ERKEN YAŞTA EVLİLİĞİ SAVUNDU
Arslan, sarf ettiği pek çok skandal söz arasında erken yaşta evliliklerin de yasallaşmasını istedi. Arslan, "Akran cinselliği adı altında nikahsız birliktelikler teşvik edilirken ve 15 yaşında nikahsız cinsel ilişkiler yasal iken nikahlı birlikteliklerin suç olması insan hakları ve eşitlik ilkesine aykırıdır. İnanç ve medeni hal temelli ayrımcılıktır. Erken yaşta evlilik ile zorla evlilik birbirinden farklıdır. Zorla evlilik hangi yaşta olursa olsun suçtur. Erken yaşta evlilik ise yaşa göre hukuki niteliğini değiştirir. Bu nedenle erken yaşta evlilik tanımlanmalı ve hangi yaş aralığını kapsadığı belirtilmelidir. Cinsel istismar suçu ile erken evlilik suçu ayrıştırılmalı, erken evlilik suçu ayrıca değerlendirilmelidir" gibi çarpıtmalarda bulundu. (HABER MERKEZİ)