Müzisyen Öykü Aras: Barış yaratmaya önce içimizden başlamamız gerek
Müzisyen Öykü Aras, yeni albümü “İçimize Doğru”yu anlattı.
Fotoğraf: Basın görseli
İsmail AFACAN
İstanbul
Öykü Aras’ın “İçimize Doğru” albümü müzikseverlerle buluştu. “Kökler ve Dallar”, “Aşk Var”, “Ay Gördüm”, “O”, “Ey Aşk”, “Karanlığın İçinden”, “Üç Kapılı Orman”, “Ve, Balık”, “Uyan” isimli şarkıların yer aldığı albüm, elektronik müzik, ambient, özgür doğaçlama ve minimalizm gibi birçok müzik stilinden etkiler taşıyor.
Öykü Aras’la “İçimize Doğru” albümünün hikayesini, müzikal anlayışını konuştuk. “Varoluşumuzun sorumluluğunu almamız, barış yaratmaya önce içimizden başlamamız gerek.” ifadelerini kullanan Aras “Ürettiğimiz işlerde insanlığa dair onurlandırıcı, kutlayıcı bir dil kullanmayı kıymetli buluyorum.” diyor.
“İçimize Doğru” albümü nasıl ortaya çıktı? Nasıl bir sürecin ürünü?
‘İçimize Doğru’ albümümün ortaya çıkışı, kendimle daha derinden bir iletişim kurmaya başlamamla gerçekleşti. 2018 yılında katıldığım arzularla ilgili bir meditasyon sırasında kendimi şarkı söylerken gördüm. Bu vizyon beni çok etkiledi. Lise dönemimde müzikle ilgileniyordum ama müziği kariyer olarak seçmeyi hiç düşünmemiştim. Gördüğüm bu vizyondan sonra katıldığım başka bir içe dönüş kampındaki niyet çemberinde sesimin özgürleşmesine niyet ettim. Kampın son günü, kamp ile aynı adı taşıyan “Kökler ve Dallar” şarkısını yazdım. Bu parçayı bitirebilmem uzun sürse de, ben üzerine gittikçe önüme kapılar açılmaya başladı. Sonraki yaz boyunca sadece yeni şarkılar üzerine çalıştım. Birkaç parçanın demosunu, çalışmalarını severek takip ettiğim Müzisyen Şevket Akıncı’ya yolladım. Kendisi şarkıları çok beğendi ve albümün prodüktörlüğünü severek yapacağını söyledi. Aramıza müzisyen dostları Zeynep Oktar ve Nihal Saruhanlı da katıldı ve dördümüz, yaklaşık 1 yıl süren prodüksiyon ve düzenleme çalışmalarına başlamış olduk. Bu dönemde hazırladığımız7 şarkıya ek olarak, kayıt sırasında Şevket Akıncı’nın iki bestesi de benim sözlerimle buluştu ve ‘İçimize Doğru’yu toplam 9 şarkı ile dinleyiciyle paylaştık.
Albüm, elektronik müzik, ambient, özgür doğaçlama ve minimalizm gibi birçok müzik stilinden etkiler taşıyor. Böyle bir müzikal alt yapıyı tercih etmenizde neler etkili oldu?
Albümün neredeyse tüm alt yapısı ve müzikal tercihleri Şevket Akıncı prodüktörlüğünde ve dört kişilik ekibimizin sunduğu özgün fikirlerle ortaya çıktı. Birbirimizle olan iletişimimizin uyumu, sanatsal geçmişimiz ve yeni fikirlere olan açıklığımız bizi güzel bir şekilde birleştirdi ve ortak bir tını yakalamamıza vesile oldu. Parçalardaki vokal paternlerinin, kişisel yolculuğumdaki ve albümün hikayesindeki derinliği ve çok katmanlılığı zengin bir şekilde tamamladığını düşünüyorum.
Fransa’da güzel sanatlar eğitimi aldınız. Ses ve nefesin birbiriyle olan iletişimi, döngüsü, bedenle ve duygularla olan bağı üzerine performanslar gerçekleştirdiniz. “İçimize Doğru”da sesin ve nefesin birlikteliğini görüyoruz. Bu tercihinizi nasıl açıklarsınız?
Bence sesi bu şekilde kullanmak naif, çocuksu bir alan yaratırken, gerçek duygumuzla ve öz halimizle olan bağımızı şeffaflaştırarak güçlendiriyor.
Albümün ilk klibi “Uyan” şarkısına çekildi. “Uyan” şarkısının hikayesinden bahseder misiniz biraz? ‘Uyan’ın sözleri, yaşamımda kaybolduğumu hissettiğimde kendime sorduğum soruları ve hatırlattıklarımı kapsıyor… Birçoğumuz, kendimizle ilgili limitli fikirlerimizin önümüze açtığı dar alanlarda yol almaya çabalıyoruz. Her birimizin özgün potansiyellerle dolu hazineleri varken, kurban psikolojisine sığınıyor ve içimizin ancak dışımız iyi olabilirse iyi olacağını düşünüyoruz. Ancak süreç çoğu zaman tam tersi işliyor. Varoluşumuzun sorumluluğunu almamız, barış yaratmaya önce içimizden başlamamız gerek.
Klipte şarkıyı performans sergileyerek seslendiriyorsunuz…
‘Uyan’ klibinde, hem toprağın üzerinde hem de suyun altındayım. Toprakta yürüdüğüm sahnelerde, Yönetmen Volkan Ergen’in kullandığı çekim tekniğiyle kadına toprak seviyesinden bakıyoruz. Bu alıştığımız estetikten farklı olarak, bana göre kadının doğallığını, özgürlüğünü vurgulayan ve onurlandıran bir bakış açısı. Su sembolü ise, derinlikle, bilgelikle, deneyimlerimizi anlamlandırmak ve tamamlamakla, şifa bulmakla ilgili. Bu iki elementin klipte buluşması ve açığa çıkardığı anlamlar, benim ifade etmek istediklerimle de birebir örtüşüyor.
“Uyan” şarkısı ve klibiyle neler anlatmak istediniz?
Ürettiğimiz işlerde insanlığa dair onurlandırıcı, kutlayıcı bir dil kullanmayı kıymetli buluyorum. Ülkemizde ve dünyada kadın haklarıyla ilgili alacak daha çok yolumuz var. Ancak bir taraftan da ‘hak’ dediğimiz olgu temelde içsel öz güvenimizle bağlantılı.Dolayısıyla biz önce kendi ‘hak’ kavramımızla bağlantıya geçmeli, onu dişil gücümüzle besleyerek güçlendirmeli ve köklerini sağlamlaştırmalıyız ki, kararlılığımız dışımızdaki sisteme de sirayet etsin.