29 Mayıs 2021 00:17

Sermayenin iki yüzü: Kirli ve 'temiz!'

"Savaşın olduğu coğrafyalarda ya da savunma sanayiine çalışan firmalarda kirli temiz ilişkisi daha iç içe geçmiş..."

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ayhan AYDOĞAN
Ankara

Mafya kime denir, sermayenin kirlisi nerede başlar temizi nerede biter, ayrılabilirler mi yoksa birbirlerini beslerler mi sorularını Arçelik ve OSTİM işçileriyle konuştuk.

Durakta konuştuğumuz Aydınlı bir Arçelik işçisi anlatmaya Türk Metal’in işçi temsilcisinin tutumuyla başlıyor. İşçinin aktarımına göre sendika temsilcisi şu şekilde tartışıyor: “Biri gitmiş ta dünyanın öbür ucundan eroin getirmiş, diğeri marinaya çökmüş. Bunlar da patron bizimki de patron. Adamlar neredeyse ülke kurulduğundan beri işveren ama bir gün haberlerde duyamazsın Koç ailesi şuradan uyuşturucu getirdi, buradan şunu çaldı diye.” İşçinin kendisi ise sendika temsilcisine söylediklerini bize özetleyerek söyle anlatıyor:

“Hocam ben Aydınlıyım, Mehmet Ağar Susurluk sonrası bizim orada hapis yattı. O süreçleri iyi bilirim. Mehmet Ağar’ın daha ayağının bastığı günün ertesi günü Mustafa Koç ziyarete geldi. Hani bizim temiz dediğimiz Koçlardan biri. Herkesin bir rolü var onu oynuyor, insan kader birliği yapmadığı birini, muhtaç olmadığı birini hapishanede koşa koşa ziyarete gitmez. Ya bir de unutuyordum Koç ailesi Ermeni mezarlığının üzerine otel dikti, bunu temiz bağlantılarla yapabilir misiniz ya, imkan var mı, normal bir şey mi bu? Hepsi aynı kardeşim bunların.”

‘HELAL KAZANÇ SAĞLAYAN!’

Durakta yandaki işçiyle konuşmaya devam ediyoruz. İŞKUR üzerinden Arçelik’te çalışan işçi, sendika temsilcisi ve Aydınlı işçinin tartışmasında da oradaymış. Kendisi sendika temsilcisini dinleyince hak vermiş sonra Aydınlıyı dinleyince bu sefer de ona hak vermiş. Ama fabrikanın genelinin sendika temsilcisi gibi düşündüğünü söylüyor, ülkedeki tartışmanın bu şeklinin en azından kendi fabrikalarında Koç ailesine yaradığını ‘İşçilerine helal kazanç sağlayan temiz patron’ imajının bu tartışmalardan sonra daha da güçlendiğini aktarıyor.

OSTİM’de küçük atölyelerdeki işçilerle konuşurken de genel kanı temiz sermaye olabileceği yönünde. Anlatılan örneklerin ortak noktası “Atölye sahiplerinin zamanında işçi olduğu, işçilikten geldikleri ve yasa dışı sermayeyle aynı kefeye koyulamaz oldukları” biçiminde.

‘BİR YERİN YAPILMASI İÇİN ÖNCE YIKILMASI LAZIM’

OSTİM’de 50 civarı işçinin çalıştığı yerlerde ise algı biraz daha değişik. Örneğin Suriye’ye çatı iskelesi imal eden firmanın kaynakçısıyla konuşurken bize şunları aktarıyor: “Ağabey benim bu firma Suriye’deki savaşın sonlarına doğru kuruldu. Bizim patronun bir sermayesi falan da yok. Orada savaş oluyor. Büyük bir firma orada müteahhitlik yapıyor, bizim patron da onun taşeronu. Garantili bir ihale alınca, hibeyle düşük faizli krediyle falan burayı kuruyor.  Şimdi birileri savaşı çıkaracak, birileri tırlarla silah götürecek, bunları yapanlarla bağlantın varsa bu yıkımın inşaat kısmında sana da üç beş düşüyor. Bir yerlerin yapılması için yıkılması lazım. Yıkanlarla ilişkin olmazsa da yapamazsın. Şimdi ben nasıl diyeyim biri iyi, biri kötü. Hepsi de aynısının laciverti.”

Bir başka savunma sanayi işçisiyle konuştuğumuzda ise kendi fabrikalarındaki iş bölümünden örnekleyerek durumu anlatıyor: “Ben burada kaliteciyim, ölçüm yapıyorum. Bak üstüm başım iyi temiz ama ölçtüğüm malzemeyi makineye takan, üstü başı makine yağı olanlar da var. Sen şimdi bana bakarsan ne temiz bir işyeriymiş dersin, diğerine bakarsan ne pis bir yermiş dersin. Ama bu ürünü çıkarmamız için o da lazım ben de lazımım. Bence patronlar da birbirine muhtaç, onlarda da bir iş bölümü var. Kirli işi de birileri yapmak zorunda temiz işi de.”

Özetleyecek olursak savaşın olduğu coğrafyalarda ya da savunma sanayiine çalışan firmalarda kirli temiz ilişkisi daha iç içe geçmiş, işçiler de bunun farkında fakat Arçelik gibi geleneksel burjuvazinin sahibi olduğu yerlerde, ana akım tartışma sözde temiz olan tarafı daha güçlendiren daha meşrulaştıran şekilde ilerliyor.

ÖNCEKİ HABER

İstiklal Caddesi'nde eyleme müdahale: 2 gözaltı

SONRAKİ HABER

İnşaat işçileri, Kayı Holding'in konkordato davası öncesi eylem yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa