Gürpınar köylüleri: Devlet bir şirket sahibini bin tane köylüye değişiyor

Berkay YEĞİN
Van

Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yurtbaşı (Şexan) köylüleri bölgede faaliyete geçirilmek istenen mermer ocağına karşı direnişini sürdürüyor. 2006 yılında köylülerin tepkisi üzerine çalışmalar durdurulurken, şirketin jandarma ve korucularla yeniden geldiğini anlatan köylüler "Biz buraya yeni gelmedik. Bu köyün bir asrı aşkın geçmişi var. Askerler bizi kelepçeleyip darbettiler. Burada yaşananlar Filistin’dekinden farksız. Devlet bir şirket sahibini bin tane köylüye değişiyor" diyerek tepki gösterdi.

May 29, 2021

Mermer ocağı Dimer Şirket tarafından 2006 yılında açılmış, birkaç ay süren çalışmanın ardından tepkiler dolayısıyla kapatılmıştı. Geçtiğimiz günlerde yeniden faaliyete açılan mermer ocağı, köylülerin aktarımına göre, köyden 3 kilometre uzaktaki hazine arazilerinde yapımına devam etmesi gerekçesiyle izin alıyor. Ancak köylüler, hazine arazisi sınırının hemen yanıbaşında ağıllarının da bulunduğu bölgede çalışmaya başlandığını söylüyor.

Yurtbaşı köylülerine ait birçok ağılın bulunduğu bölge, şirkete ait iş makineleriyle neredeyse dümdüz edildi. Sabahın erken saatlerinde, köylülerin haberi olmadığı sırada yıkılan ağıllar köylülerin tepkisiyle sonuçlandı. Jandarma ve korucuların devreye girmesiyle birlikte köylüleri uzaklaştırmak için havaya ateş açıldı. Görüntülere yansıyan silah atışlarında kolluk kuvvetlerinin orantısız güç uygulayışı dikkat çekerken köylüler korucuların da halkı taşladığını aktardı. Video kayıt yapmak isteyen yurttaşların jandarma ve korucular tarafından darbedildiği olay sırasında 4 gözaltı gerçekleşti. 

"BURASI GİDERSE HAYVAN BESLEYEMEYİZ"

Geçiminin büyük bir kısımını hayvancılık üzerinden sağlayan köylüler, maden ocağının geri dönülmez sonuçlara yol açacağını, devam ettirilirse köyde yaşama şanslarının biteceğini ifade ediyor. 

İstanbul’da inşaatta çalıştığını ancak son dönemde işlerin olmadığı için köye yerleşen Sedat Yücel’le konuşuyoruz: “Şirket bizle hiçbir şekilde görüşmedi sabah 8'de geldiler, Biz yetişene kadar ağılları yıkmışlardı. Geldiğimizde jandarma ve korucular da oradaydı. Burası giderse, hayvan besleyemeyiz. Bizim yaşamımız da biter. Firma gelmesin buraya. Biz buraya yeni gelmedik. Bu köyün bir asrı aşkın geçmişi var. Askerler bizi kelepçeleyip darbettiler. Burada yaşananlar Filistin’dekinden farksız. Devlet bir şirket sahibini bin tane köylüye değişiyor"

"ŞİRKET JANDARMA VE KORUCULARLA BİRLİKTE YENİDEN GELDİ"

Üniversite sınavına hazırlanan Yavuz Bilek ise şunları söylüyor: “Köyün geçimi buradan sağlanıyor. Ağılları yıkıyorlarsa eğer köyü de yıksınlar. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Aynı olay 2006’da olmuştu, bir süre mermer çıkarıldı. Ancak o dönem de olmaz dedik ve şirket gitti. Buradan şimdi ise jandarma ve korucularla birlikte tekrardan geldiler”

Konuştuğumuz bir başka köylü ise, “Eğer yerimiz yurdumuz olsaydı, ne diye bu dağ başında yaşayalım?​” diye soruyor ve ekliyor: “Çocuklarımız milletin inşaatlarında çürüdüler. Geçimimizi sağlayamıyoruz. Şirket sahibi tepeye geçip asker, polis, kaymakam, hakim ve savcıyı buraya gönderiyor. Bu haksızlıktır, zulümdür. Allah var. Müslüman müslümana bunu yapar mı? Devlet bize zulüm ediyor. Şirket sahibi zor kullanıyor ama zorla olmaz. Bakın bu adalet işi mi? Bu kanun işi mi? Bizi perişan etmeyin mağdur etmeyin diyoruz. Dünyanın her yerinde hazine malı var. Her yerde mermer var, her köyde var ama insanın başına bu getirilmez ki. Tepede durup greyder, kepçe, panzer, asker, polis kadınlarımızın çocuklarımızın üzerine salıyor. Oradan durup bizi izliyor, bunu kabul etmiyoruz"

Öte yandan Dimer A.Ş. Genel Müdürü Felat Gökdemir imzasıyla yayınlanan basın metninde “Söz konusu maden ruhsat sahasında şu anda çalışmaları yürüten DİMER şirket değildir. Saha, 2020 yılında başka bir firmaya kiralama (rödavans) yöntemi ile devir edilmiştir” ifadelerine yer verildi. 

Van'da mermer ocağı protestosunda köylülere karşı havaya ateş açıldı

EMEP: Kapitalist talana karşı doğamızı ve köylerimizi savunmak için mücadeleye!