Ataşehir Belediyesi işçisi: İrademizi yine yansıtacağız

Ataşehir Belediyesi İşçisi
İstanbul

Merhaba, ben Ataşehir Belediyesi Veteriner Müdürlüğünde yıllardır çalışan bir işçiyim ve Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube üyesiyim. Daha önce bizimle çok da ilgilenmeyen bir sendika yönetimi vardı. Şubemizi öyle bir hale getirdiler ki, kayyuma kadar götürdüler. Olan biz işçilere oldu. Koltuk kavgası, belediyede idari amir olmak, yakın akrabalarını işe sokmak dahil her yolu mübah gören bir zihniyetle karşı karşıya geldik.

2 yıl önce işçiyi merkezine alan, işçiler için mücadele eden bir sendikacılık anlayışı şube yönetimine geldi. Gelir gelmez de karşısında; yenilgiyi, koltuk kaybetmeyi göze alamayan, belediye yönetimleriyle içli dışlı bir anlayışı her türlü kara propagandaya başlayan bir anlayışı buldu. Önceki TİS sürecinde grev aşamasına gelindiğinde üye arkadaşlarımızı istifa ettirip, sendikacı arkadaşlarımızın saldırıya uğramasını seyrederek olağanüstü genel kurul için imza topladılar.

Sendikamızın genel merkezi de kendilerine biat etmeyen şube yönetimini tehlikeli görerek bu olağanüstü genel kurulun yapılmasına onay verdi. Şimdi ikinci yıldayız, yeniden aynı senaryo ve aktörlerle bir olağanüstü genel kurul sürecindeyiz. İşçi iradesini hiçe sayan, sendika şubesini devre dışı bırakarak belediye yönetimleriyle anlaşıp, Maltepe, Kartal, Kadıköy belediyelerinde grevleri bitiren, TİS imzalayan genel merkez değilmiş gibi şube yönetimimiz olağanüstü kongreye götürülüyor.

İşçiye sormadan TİS imzalarsan işçi sana sorar, niçin o zaman imzaladığınız TİS’i işçilerin karşısına çıkıp anlatmıyorsunuz. Niçin arka kapılardan protokol yerlerden işçiden saklanarak kaçıyorsunuz. Biz bir irade ortaya koyduk, şube buna uydu. Şube işçinin onayı olmadan, kararı olmadan TİS imzalamayacağız dedi. Ortada bir yüz kızartıcı bir şey var mı? Yok. Peki niçin olağanüstü genel kurul isteniyor. Sebebi şu. Açık açık denilmese de bize biat et, CHP’li belediyelerde grev yapma, belediye başkanları ile aramızı bozma, biz kolay sendikacılık yapalım.

‘Ben şube yönetimine muhalifim, beğenmiyorum onları, ben daha iyi yaparım’ diyen arkadaşlarımız gerçekte bunun için mi çabalıyorlar? Kesinlikle hayır. Bu arkadaşlar bir kere her türlü oyuna başvurarak, belediye başkan yardımcılarıyla, idari amirlerle, müdürler vasıtasıyla, hatta belediye başkanlarının odalarını mesken tutarak delege avcılığı yaptılar. Onlara tehditkar yaklaşımlarda bullundular. Ataşehir Belediyesinin kapısına grev kararının asılmasında bile provokasyon yapmak istediler. İşçiyi TİS sürecine hazırlamak, grev ve TİS komitelerini kurmak, sınıf çıkarlarını esas almak için bir çaba içinde olmayanlar, sınıfın çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen, işçi için çırpınan sendikacı arkadaşlarımızı arkadan vurmaya çalışmanın sınıf sendikacılığı anlayışı ile bağdaşan bir yönü var mı? Bence de bizce de yok. Şimdi yeniden delege avcılığı yaparak, arka kapılardan belediye yönetimlerinden icazet alarak, bazı genel merkez yöneticilerini arkalarına alarak işçi iradesini yok saymak istiyorlar.

Bu işçi bizim irademiz olan şube yönetimini yok sayamaz. Tek derdi sınıf olan, cebindeki parayı harcayıp işçi toplantılarında ekmeğini paylaşan sendikacılarıyla, genel merkeze ve belediye yönetimlerine biat eden sendikacıları ayırt edecek kadar zekamız var. Biz işçiler diyoruz ki; ortada hırsızlık, ahlaksızlık, sendikaya ihanet, işverenlerle içli dışlı pazarlık yoksa niye olağanüstü genel kurul kararı alınıyor? İşçi de, işçinin iradesi olan sendika şubemiz de hiç ama hiç korkmuyor olağanüstü genel kuruldan. Bir kez daha yenilgiyi tadacaksınız. Bu genel kurul derdi sınıf olanlarla, sınıfın çıkarları yerine cebini ve koltuğunu düşünen anlayış arasında geçecek, bu kesindir. Kazanan sınıf olacak, kazanan biz işçiler olacağız. Eylem varken ana binanın önüne çıkamayan, grev kararı asılırken kendisi gibi işçi arkadaşına provokasyon yaparak saldırmak isteyen olağanüstücüleri biliyoruz. Size oy yok. İşçiyi daha fazla bölmeyin, nifak sokmayın...