Nurhak’ta katledilen Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan anıldı
Emek Partisi, Nurhak Dağı'nda katledilişlerinin 50. yılında 68 hareketi önderlerini Sinan Cemgil'in mezarı başında andı.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Emek Partisi, Nurhak Dağı'nda katledilişlerinin 50. yılında 68 hareketinin önderlerinden Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan için Karacaahmet mezarlığında bulunan Sinan Cemgil'in mezarı başında anma düzenlendi.
Karacaahmet mezarlığının girişinden "Tohum Saçtığınız Topraklarda Sosyalizmi Kuracağız" pankartı açan Emek Partililer "Yaşasın Devrim ve Sosyalizm, "Nurhak Şehitleri Ölümsüzdür" sloganları atarak Sinan Cemgil'in mezarına yürüdü.
"GÜNLERİMİZİ VE GECELERİMİZİ ÖZGÜR VE SINIFSIZ BİR TOPLUMUN TARİHİNE YAZILMAK İÇİN ÖRGÜTLEYECEĞİZ"
Bir dakikalık saygı duruşunun ardından bir konuşma yapan Emek Gençliği MYK üyesi Zehra Özöcal, "Bugün, işbirlikçiler tıpkı eskisi gibi Amerikan emperyalizmi ve batılı müttefiklerinin vurucu gücü NATO’nun bir dediğini iki etmiyor. Erdoğan iktidarı, Türkiye’nin yer altı ve yer üstü kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çekiyor. Tek adam iktidarı etrafında palazlanan 5’li çete, İkizdere’den Kazdağlarına memleketimizi kendi banka hesaplarındaki milyonlara eklenecek sıfırlar olarak görüyor" dedi.
Özöcal şunları söyledi: "Bizim geçmişimiz açıktır. İktidarın ve sermayenin, yenilgilerini tarih sayfalarından kaçırıp sözde zaferlerine karış karış methiyeler düzenlerin o kirli, kanlı anlatılarının aksine, işçi ve emekçilerin, devrimcilerin tarihi, hatalarından ders alır, zaferleri de yenilgileri de gerçeğin gücüyle sınanır. Sinan’dan Kadir’den Alpaslan’dan geçen bu tarih, dünya halklarının emeğiyle var ettiği, ürettiği ürünün, suladığı toprağın, çizdiği kanvasın tarihidir. Asla unutulmayacak olmaları, yaslarının bitmeyecek bir tarihi ondurmasındandır. Bu tarih ve bilinç bugün kendisini sürekli yenileyen, birbirinden öğrenen emek gençliği saflarında capcanlıdır. Kimse şüphe etmesin ki, zaferlerle dolu gösterilen o tarihin yerine, Sinanların, Denizlerin, Şebnemlerin tarihini yazacağız. Günlerimizi ve gecelerimizi, özgür ve sınıfsız bir toplumun tarihine yazılmak adına örgütleyeceğiz. Kimse şüphe etmesin ki, dövüşerek ölenler sonsuza dek yenilmemek üzere mücadelenin o yekten gürültüsünün içerisinde kendilerini yeniden yaşatırlar. Her mücadele deyişimizde, özgürlüğü her anışımız, bağımsızlığa, birbirimize ve Türkiye'nin gençliğine her bir seslenişimizde kelimelerimizin ardında bir Deniz vardır, söyleyenlerimizden birinin adı mutlaka ama mutlaka Sinan’dır."
"MUTLAKA BAĞIMSIZ, SOSYALİST, HALK EGEMENLİĞİN OLDUĞU BİR ÜLKE YARATACAĞIZ"
Özöcal'ın ardından Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz bir konuşma gerçekleştirdi. Akdeniz şunları söyledi:
“Gezi direnişinin öğrettiği bir gerçek var. Bunu unutmadan yolumuza devam edeceğiz. Bu topraklar işçi sınıfının, Ortadoğu'daki ezilen halkların ve dünyada bütün insanlığın kurtuluşu için işçi sınıfının fabrika fabrika örgütlenmesi ve toplumsal dinamiklerin başına geçmesi gerekiyor. İşte Denizlerin, Sinanların, Kadirlerin, Alpaslanların bize bıraktığı miras budur. Fabrikalar kalemiz olacak, işçi örgütlenmesi, devrim mücadelesinin ana gücü olacak.Bunu örgütleyene kadar bütün güçlerimizi bu alanlarda yoğunlaştıracağız. Gençliğimiz emeğin, demokrasinin ve sosyalizmin gençliği olacak. Ve yolumuza elbette hep birlikte devam edeceğiz.
Bugün Filistin’de ve başka bölgelerde katliamlar devam ederken emperyalizmle, Amerika ile iş tutanlar yine bu ülkeyi yönetenler oldu. Türkiye sağı, Türkiye sermayesi ile el ele vermiş yapısı bu ülkenin 50 yıllık felaketi oldu. Eğer bu ülkeyi Denizler yönetiyor olsaydı bu ülkeyi onlarla birlikte işçi sınıfı yönetiyor olsaydı bugün eşit, bağımsız, kaynakların çetelere, yandaşlara değil aşıya gittiğini, halka gittiğini, ekmeğe gittiğini süte çocuk bezine gitmiş olduğunu görecektik. Ama bu düş bizim elimizde, bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. Ve mutlaka bağımsız, sosyalist, halk egemenliğinin olduğu bir Türkiye’de insanlığa ışık olacağız. Denizlere, Sinanlara, Kadirlere, Alpaslanlara sözümüz bu olsun.”
Akdeniz'in ardından Kurtuluşun Türküsü söylendi. (İstanbul/EVRENSEL)