02 Haziran 2021 00:59

"Çocuk bezini bile taneyle alıyoruz"

3 ayda bir 400 lira yardım almak için bir vakıf önünde bekleyen yurttaşlar yaşadıkları yoksulluğu anlattı: 'Akrabamın eski kıyafetlerini giyiyorum', 'Çocuk bezini taneyle alıyorum'.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul

TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdü. Gayrisafi yurt içi hasılanın çeyrek dönemde sektörel dağılımına bakıldığında en büyük pay yüzde 25.2 ile sanayi sektörünün oldu. Sanayinin ardından, hizmetler sektörü ise yüzde 23.1 ile ikinci sırada yer aldı. Pasta büyüyor, pastadan yurttaşın payına ne düşüyor? İşçi ve emekçilerin yoğun olarak yaşadığı Esenyurt’ta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı önündeki kalabalık bir an bile azalmıyor, 3 ayda bir 400 lira yardım almak için form dolduran ihtiyaç sahiplerinin biri gidiyor öbürü geliyor. “Ekonomi bize büyümüyor” diyen Gülcan da bebeğiyle vakfın önünde sıra bekleyen yurttaş da yoksulluktan dem vurarak, “Çocuk bezini bile taneyle alıyoruz” diyor.

"EKONOMİ BÜYÜYOR AMA BİZ MİLLETİN ESKİLERİNİ GİYİYORUZ"

Asgari ücretle bir plastik fabrikasında çalışan Gülcan’ın eşi uzun zamandır işsiz. Evin geçimi ise Gülcan ve 19 yaşındaki oğlunun sırtında. Hayatı fabrikayla ev arasında geçen Gülcan, “Ekonomi bize büyümüyor. Asgari ücretle en azından hayatımızı devam ettirebiliyor olmamız gerekiyor ama durum öyle değil. Oğlumla birlikte çalışıyoruz yetmiyor. Oğlum 19 yaşında lise mezunu Allah’tan o çalışıyor da bir katkısı oluyor. Yıllardır taşınmak istiyorum Bursa’ya gitmek istiyorum, 3 kuruş parayı denkleştirip de taşınamıyorum. Çakılıp kaldık İstanbul’a” diyor. Üzerindeki kıyafetleri gösteren Gülcan, “Bu penye eltimin bu pantolon da öyle; sadece şu ayakkabıya 80 lira verdim. Bu bile bize lüks. Ekonomi büyüyor ama biz milletin eskilerini giyiyoruz” diye sitem ediyor. Alım gücünün düştüğünü ise şu sözlerle ifade ediyor Gülcan: Ben zaten pazara manava gidemiyorum. Mahalleye sebzeci meyveci gelirse ihtiyacımıza göre değil bütçemize göre alıyoruz. İşten eve dönerken görüyorum karpuzu dilimleyerek satıyorlar. Çünkü insanlar alamıyor artık.

DAR GELİRLİ TEMEL İHTİYAÇLARDAN KISARAK YAŞIYOR

Gülcan’nın bıraktığı yerden komşusu Temizlik İşçisi Beyhan söze giriyor, “Çıkarsa haftada1 gün ev temizliğine gidiyorum günde 300 lira veriyorlar. Bu ücretlerle hayatımızı devam ettirmemiz mümkün değil. Anca günü kurtarıyoruz” diyor. 3 yıl önce eşini kaybeden Beyhan kendi deyimiyle dişini tırnağına takmış 3 çocuğunu okutabilmek için. Temizlikten aldığı paranın üzerine ölen eşinden kalan emekli maaşını da ekleyerek yaşamını sürdüren Beyhan emekli maaşına yapılan 3 kuruşluk zammın nasıl eridiğini ise şöyle anlatıyor: Emeklisine 80 lira zam geldi, bir hafta geçti geçmedi yağ 78 lira oldu. Yani 6 ayda bir gelen zam 5 litrelik yağı karşılamıyor. Neredeyse her dar gelirli gibi temel ihtiyaçlarından kısarak hayatını sürdürmeye çalışan Beyhan, “2018’de üzerimdeki bu pardesüyü aldım, artık renk attı. Ülkede zengin daha zengin yoksul daha yoksul oldu. 3 ayda bir verilen 400 lirayı almak için başvuru yaptım. Söylenen pandemi yardımından 1 kere faydalandım, bir torba patates bir torba soğan geldi” diye anlatıyor.

"HER GÜN EV SAHİBİ KAPIDA"

Leyla Erkan ise 8 aydır kira yardımı almak için sosyal yardımlaşmanın yolunu aşındırıyor 3 çocuğuyla. 8 ayda eline yalnız 400 lira yardım geçen Erkan, “3 tane çocuğum var sadece 90 lira çocuk parası yatırmışlar. Evim de kira ben şimdi ne yapacağım? Bırak çarşıdan pazardan bir şey almayı 3 aydır kiramı ödeyemiyorum. Her gün ev sahibi kapıda. Ablam bazen erzak gönderiyor onlarla çocukların karnını doyuruyorum. Buraya geldim yardım yok, kızılaya gittim yardım yok, belediyeye beyaz masaya başvurdum ramazanda bir koli yardım aldım diye daha da yardım yapmıyorlar. En son ramazanda verilen zekatlarla market alışverişi yapabildim” diyor.

"DEVLET DESTEĞİ DEĞİL AİLE DESTEĞİYLE YAŞIYORUZ"

İsmini vermek istemeyen bir yurttaş ise “Ekonomi büyüyor ama bize yansımıyor” diye giriyor söze, “Kirada oturuyoruz 5 kişi aynı evde yaşıyoruz. Sadece eşim çalışıyor. O da pandemiden dolayı 1 gün işe gidiyorsa 3 gün gidemiyor” diyor. Devlet desteğiyle değil aile desteğiyle yaşadıklarını söyleyen yurttaş, “Eşimin kardeşleri yardım ederse geçinebiliyoruz, başka türlü geçinmek imkansız. Her şey çok pahalı. Çocuk bezini bile taneyle alıyoruz” diyerek durumunu özetliyor.

Kargo İşçisi Yücel ise kendisi için değil gelini için sosyal yardım sırasında. Onun da anlattıkları diğerlerinden farklı değil. Cebinden çıkardığı tütün tabakasını gösteriyor ve “Sigaradan tütüne döndük” diyerek başlıyor anlatmaya, “6 kişi aynı evde yaşıyoruz. Asgari ücretle geçinmek imkansız ama bir şekilde geçinmeye çalışıyoruz. Marketi, manavı, pazarı bunlar yok artık hayatımızda ayda bir aylık alınca gidiyorsak gidiyoruz onda da toplu alıyoruz ay sonunu getirirse ne ala” diyor. Hep kıt kanaat diye sitem eden Yücel, “Ekonomi büyüyor ama bizim payımıza bir şey düşmüyor. 12 senedir İstanbul’dayım bir birikim yapamadım. Evim kira zaten tek başıma çalışıyorum. Asgari ücret belli, geçimin zorluğu belli, neyle birikim yapacaksın? Bizimkisi günü kurtarmak” diye aktarıyor.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının önündeki tablo böyleyken Esenyurt Belediyesi tarafından yapılan yardımlar da yoksulluğu gözler önüne seriyor. Belediyenin verilerine göre; Bu yıl içerisinde 50 bin adet erzak yardımı yapıldı. 1800 kişiye 18 bin bez ve çocuk maması dağıtıldı. 8 bin 500 kişinin başvuru yaptığı, içerisinde en az 100 en fazla 250 liranın olduğu aylık market kartlarından 5 bin 300 ihtiyaç sahibi faydalanabildi.

ÖNCEKİ HABER

Atiye'nin 3. sezonu Netflix'te gösterime girdi

SONRAKİ HABER

İmamoğlu’nun "Kim bu uyanık" dediği, 4 günde milyonlarca kâr eden şirket ortaya çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa