Kadıköy Belediyesi işçisi: Karşımızda irademizi görmezden gelenler var
"Mevcut şube yönetimi işçinin yanında değilse, yani genel merkezin yanındaysa, neden genel merkez şubeyi devirmek için olağanüstü kongreye götürüyor?"
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Kadıköy Belediyesinden bir işçi
İstanbul
Merhabalar. Kadıköy Belediyesinde çalışan Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şubeye üyesi bir işçiyim. Herkesin bildiği üzere Kadıköy Belediyesinde temmuz 2020’de başlayan şubat 2021’e kadar süren toplu işçi sözleşmesi süreci, işçilerin greviyle ve mücadelesiyle taçlanmış ancak Genel-İş Genel Merkezinin işçi iradesini görmezden gelip işçiye rağmen imzalamasıyla sonuçlanmıştı. İşçi iradesini görmezden gelen genel merkez yöneticileri Maltepe ve Kartal belediyelerinde de TİS görüşmelerini aynı şekilde sonuçlandırdı. Bu durum, işçilerde, sendikaya karşı umutsuzluğa, genel merkeze karşı öfkeye özellikle 1 No’lu Şube yönetimine karşı çeşitli tartışmalara yol açtı. İşçilerden bazıları şube yönetiminin genel merkez yönetimiyle birlikte hareket ettiğini, bazıları da CHP Belediyelerinde grev yapılmaması gerektiğini düşünüyordu. Tabii bazı işçiler de bu hamlenin genel merkez tarafından yapıldığı, yapılanların kabul edilemeyeceğini, diğer tartışmaların tamamıyla anlamsız olduğunu düşünüyordu.
TİS’te genel merkez yöneticilerinin imzasını gören işçiler daha sonra şubenin ikinci kez olağanüstü kongreye götürülmesiyle, şubenin genel merkez ve belediye yönetimiyle değil, işçiyle birlikte hareket ettiğini daha net görmeye başlamıştı. Sözleşme sonrası Kadıköy Belediyesi yönetiminin aldığı kimi kararlar yine belediye yönetiminin de 1 No’lu Şubeye karşı olduğunu ve 1 No’lu Şubenin işçiler karşısında itibarsızlaştırılmaya çalışıldığının en açık göstergesiydi. Belediye yönetiminin aldığı kararlar arasında, TİS maddelerinde açık bir şekilde olmasına rağmen, salgın döneminde uzaktan çalışan işçilerin yemek paralarının kesilmemesi maddesini görmezden gelmesi ve yemek paralarında kesinti yapması, cuma günü izin alan işçinin cumartesi gününü yıllık izninden düşmesi gibi kararlar bulunuyor. Belediye yönetiminin iş hukukuna ve TİS’e uymayan bu uygulamaları, işçinin sendikaya karşı güvenini kırmak ve işçiyi şubeye karşı doldurmak için yaptığı aşikar. Ayrıca alelacele olağanüstü kongreye giden genel merkezin, sadece 15 gün içerisinde, Kadıköy Belediyesine ait Caferağa Spor Salonu’nu seçim yeri olarak seçmesi de son derece manidar. (Daha sonra İlçe Seçim Kurulu bu kadar kısa sürede seçim yapılmasının yanlış olması sebebiyle kongre tarihini iptal etti ve yönetmeliklere uygun yapılmasını istedi) Genel merkez ve Kadıköy Belediyesi yönetiminin bu ortak tutumu işçiler arasında “Genel-İş Sendikası CHP’nin Hizmet-İş’i mi olacak” sorularını tartıştırdı.
Genel merkez en kısa zamanda yeni bir tarih belirleyerek olağanüstü kongre kararı alacaktır. 1 No’lu Şube delegelerinin bugün kendilerine sorması gereken soru şudur. Mevcut şube yönetimi işçinin yanında değilse, yani genel merkezin yanındaysa, neden genel merkez şubeyi devirmek için olağanüstü kongreye götürüyor? Eğer şube, belediye yönetimi ile iyi geçinsin, bir dediğini iki etmesin deniliyorsa, aynı şube işçilerin kararlarına, taleplerine nasıl sahip çıkacak? Önce delege arkadaşlarımız kendilerine bu soruları sormalı daha sonra kendilerini seçen işçilerle tartışmalıdır. Belki de bu sorular bizi daha demokratik bir sendikaya dönüştürecektir.