Aslında derin devlet gözümüzün önündeymiş
Etkinlikten önce bu durumdan sadece var olan hükümeti sorumlu tutmuş ve onların gitmesiyle bu durumun çözüme ulaşacağını düşünmüştüm.
Sedat Peker fotoğrafı: Youtube videosundan ekran alıntısı, Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu fotoğrafları: DHA
Ferzan Ersoy
İTÜ
Son günlerde hepimiz bir süre önce çıkan videolarla sarsıldık. Bu videolarda açık açık hükümetimizin hukuk dışı yollardan yürüttüğü işler ve ilişkileri gözümüze sokuldu. Videolar ilk çıktığında büyük bir şaşkınlıkla karşılamıştım çünkü daha öncesinde adına derin devlet denilen olgunun bu kadar göz önüne çıkabileceğini hiç düşünmemiştim. Daha sonra İTÜ Emek Gençliği’nin Gazete Duvar yazarı Hakkı Özdal ile Sedat Peker’in videoları ve Türkiye’de devlet-mafya ilişkileri üzerine yaptığı etkinliğe katıldım. Etkinlikten sonra aslında derin devletin hep gözümüzün önünde durduğunun farkına vardım. Gerek MİT raporları olsun gerekse açığa çıkmış farklı olaylar olsun ülkemizdeki “devlet-mafya” ilişkisi uzun zamandır su yüzündeymiş aslında.
HUKUK SİSTEMİNİN YETERSİZLİĞİNİN BİR SONUCU
Peki o zaman daha önceki raporlar veya olaylar niye bu video kadar ses getirmedi? Videonun toplumun yaygın olarak kullandığı bir mecrada yayımlanması onun bu kadar sükse yapmasına sebep olduğunu düşünüyorum. Bizzat ben de daha önce derin devlete dair açığa çıkmış birçok olaydan habersizdim. Etkinlikten sonra da zaten asıl odaklanmamız gerekenin devlet-mafya ilişkisinden ziyade ülkemizdeki hukuk sisteminin yetersizliği olması gerektiğini fark ettim. Çünkü yaklaşık olarak 70-80 yıllık bir tarih sürecinde mafya-devlet ilişkisi hep var olmuş. Etkinlikten önce bu durumdan sadece var olan hükümeti sorumlu tutmuş ve onların gitmesiyle bu durumun çözüme ulaşacağını düşünmüştüm. Etkinlikle birlikte bunun aslında bu hükümetten de daha büyük bir sorun olduğunu ve ancak bizim farkına varmamız ve daha iyi bir hukuk sistemi kurulmasıyla düzelebileceğini fark ettim.
SADECE BUGÜNÜN SORUNU DEĞİL
Etkinlikten sonra aslında yanlışların her zaman var olacağını da fark ettim. Yanlışların her zaman olmasıyla birlikte bizim iyiye gitme çabamız da her zaman var olacak. Bu yüzden aslında bilinçli birer birey olmak ve yaşanan olayları sadece kulaktan dolma olarak değil araştırarak takip edip karşı çıkmamız gereken noktada nasıl karşı çıkacağımızı bilmek vatandaş olarak her birimizin görevi. Bunu yapmaya da bu tarz etkinlikler sayesinde başlayabiliriz. Bu etkinlik bize konukların bilgisinden ve tecrübesinden interaktif bir biçimde faydalanabileceğimiz bir ortam sunuyor. Kendimizi geliştirmemiz açısından bu ortamın oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu yararlı ortamı devam ettirmek ve etkinlikte değinilen noktaları daha da açmak için İTÜ’deki arkadaşlarımız ile 6 Haziran Pazar günü saat 15.00’te tekrar buluşacağız. Aklımıza takılan sorulara birlikte cevaplar arayacağız.