07 Haziran 2021 00:38

‘Müzisyenlerle dalga geçiyorlar’

Müzisyenlere yapılacağı açıklanan hibe desteğinin nasıl yapılacağı, kriterin ne olacağı belirsizliğini korurken İzmirli müzisyenler ve İzmir Müzisyenler Derneği ile “hibe”yi konuştuk.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

Kültür ve Turizm Bakanlığını, Twitter hesabından Kovid-19 pandemi kısıtlama sürecinde en çok etkilenen müzisyenlere 3 bin TL hibe desteği verileceği açıklanmasıyla yeni tartışmalara neden oldu. Müzisyenlere yapılacağı açıklanan hibe desteğinin nasıl yapılacağı, kriterin ne olacağı belirsizliğini korurken İzmirli müzisyenler ve İzmir Müzisyenler Derneği ile “hibe”yi konuştuk.

“Müzik Susmasın” Projesi ile kayıt dışı çalışan 31 bin müzik ve sahne emekçisine 5 ay boyunca bin TL yardım yapıldığını söyleyen İzmir Müzisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Karasu, “Bu ödemeler sanatçılara bir nefes olsa da mağduriyetlerini gidermedi. Son günlerde 3 bin TL hibe verileceği açıklansa da hibenin sadece vergi mükellefi olan müzisyenleri kapsaması hayal kırıklığı yarattı. Kayıt dışı çalışan müzisyenler açısından maalesef hibe programı hüsran oldu” dedi.

İzmir Müzisyenler Derneği olarak kapsamın genişletilmesi için “Müzik Susmasın” Müzisyen Destek Projesi’ni sağlayan kurumlarla kapsamı genişletmek için girişim içinde olduklarını söyleyen Karasu, “Destek projesi, yüzbinlerce zor durumda olan müzisyen olmasına rağmen sınırlı sayıda müzik ve sahne emekçisine ulaştı. Bu hibe desteğinin yeniden başvuruya açılarak ve genel duyuru yapılarak yardım alamayan müzisyenlere de ulaştırılması gerekliliktir” diye konuştu.

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’

Hibe programını müzisyenlerin yararlanamadığı destek programı olarak değerlendiren Karasu, “Sosyal Güvenlik Kurumunun, 5110 sayılı kanunun ek-6. maddesindeki ‘sanatçıların sigortalılığı’ hizmetinden yararlanabilmektedirler. Söz konusu kurumsal firmalarda iş bulabilenler, ‘serbest meslek erbabı’ olarak, aldığı ücretin faturasını kesebiliyor ve vergisini ödeyerek ‘kayıtlı çalışan’ konumuna yükseliyor. Son başlatılan hibe desteğinden yararlanabilecek olanlar bu gruba giriyor. Devlet kurumlarında ya da kurumsal firmalarda iş bulamayan yüzde 90 ise hiçbir güvencenin olmadığı gerek ücret gerek sosyal haklar bakımından oldukça kötü şartları dayatan bir müzik sektöründe tutunmaya çalışmaktadır” dedi. Açılma kararlarında eğlence ve sanat sektörü̈ üzerinde siyasi bir kararla yasakların devam ettiğini söyleyen Karasu, “Bıçak kemiğe dayandı. Artık öfke yaratan bir zulme dönüştü” diye konuştu.

‘VERGİLERİMİZ YETMİYOR MU’

Pandemi ile mücadeleyi bir savaşa benzeten Kasım Taşdoğan, “Bu savaşın mültecisi kesinlikle müzisyenlerdir” dedi. Pandemi sürecinde 100 yakın müzisyeni kaybettiklerini söyleyen Taşdoğan, “Bu ‘mültecilere’ sadaka verir gibi göstermelik ödemeler yapılarak, müzisyenlerin yaptıkları işin anlamsız olduğuna ikna etmeye çalıştılar. Eğer illaki müzisyenlere bir iyilik yapmak istiyorlarsa, onların çalışma alanlarından ellerini çeksinler” dedi.

Taşdoğan, eğlence mekânlarının mesafe kurallarına uygun olarak gece saatlerinde çalışmasını, kurallara uygunluğunun denetlenmesi gerektiğini ifade etti. Ödeneceği belirtilen 3 bin TL’nin yardım ve ödenek olmadığını söyleyen Taşdoğan, “Müzisyenlere ödeneceği belirtilen 3 bin TL’ye hibe diyorlar. Ama vergi mükellefi değilseniz alamıyorsunuz. Yani müzik üzerinden vergi vermiyorsanız, diğer ödediğiniz vergiler tek başına yetmiyor” diye konuştu.

Taşdoğan, “İhtiyacı olan bu uğurda intihara sürüklenenler, yoksul müzisyenlerdir” dedi.

Pandemi sürecinde müzisyenlerin yaşadıkları sorunları anlatan Yel Değirmeni Grubu Solisti Erkan Çabuk, iş yapamayan, maddi açıdan bitmiş, psikolojik açıdan çökmüş, düzeni alt üst olmuş yüzbinlerce insanla dalga geçer gibi “hibe” adı altında 3 bin TL vererek sorunun çözülemeyeceğini söyledi.

Pandemiden önce de müzisyenlerin iş koşullarının içler acı olduğunu belirten Çabuk, “İş güvencesi olmadan çalışıyoruz. Pandemi de buna tuz biber oldu. Bu yardımın gerçekten ihtiyaç sahibi olan müzisyenlere gideceğine inanmıyorum. Kendi sanatçısına sahip çıkmıyor” dedi.

MADDİ VE MANEVİ OLARAK ETKİLENDİLER

Salgın uzadıkça maddi ve manevi olarak etkilenenlerin sayısının artığını söyleyen Müzisyen Murat Rohan, “Tuzu kuru olduğunu düşündüğümüz müzisyenler dahi kendilerince tepki vermeye başladı. Kimi enstrümanının tellerini kesiyor, kimi sosyal medyadan kendi bulunduğu konumdan oldukça sert açıklamalar yapıyor. Çeşitli sosyal medya kampanyaları yürütülüyor. Yeterli yetersiz, bağlamı doğru yanlış, ayrı bir tartışma zemini gerekiyor. Türkiye dünyada vatandaşını pandemi sürecinde en az destekleyen ülkelerin başında geliyor. Yapılan desteklerin müzisyene, sanatçıya gelinceye kadar ki oranı ise iyice küçülüyor. Devletin son kampanyası; 'Müzik Susmasın'. Yaklaşık bir buçuk yıldır sürdürülen genel yaklaşımın bir takım rakamsal manipülasyonlarla devamından öte bir anlam ifade etmiyor” dedi.

Sanatçının, müzisyenin yanındayız söylemlerinin altının hem boş hem sistemli bir yok saymayı içinde barındırdığını belirten Rohan, “Zira bugüne kadar müzisyenlerin özlük ve mesleki haklarıyla ilgili yasal bir düzenleme yapmayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Eksik anlaşılmasın; müzisyenlerin sorunları son yirmi yılda başlamadı, sadece daha fazla derinleşti. Yaşadığımız bu salgın biz müzisyenlere niçin güçsüz, görünmez, yalnız olduğumuzu; niçin biraraya gelmemiz gerektiğini göstermedi mi?​” diye konuştu.

MÜZİSYENE DEĞİL VERGİ MÜKELLEFİNE

Pandemi döneminde sanatçıların yaşadığı mağduriyetlerin çeşitli vesilelerle konuşulduğunu ve böyle giderse konuşulmaya da devam edileceğini söyleyen Sokak Sanatçıları Derneğinden Kubilay Mutlu, “Sarayın, bir bütün olarak müzisyenlerin ve sektör çalışanlarının haklı tepkisi sonrası açıklamak zorunda kaldığı 3 bin TL’lik destek paketinin de bir grup vergi tabelası sahibine yönelik olduğu ortaya çıktı” dedi.

“Merkezi yönetim açısından işler böyleyken yerellerde de -en azından İzmir özelinde- sosyal medya belediyeciliğinin ötesine geçecek işler yapıldığını pek söyleyemeyiz” diyen Mutlu, “Burada esas olarak konuşmamız gereken başka konular olduğunu düşünüyorum. İktidarından muhalefetine kültür sanat alanının bağımsızlığını hiçe sayan yardım ve hibe retoriğiyle yüklü bir pratik öne çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Dayanışmaya evet ama “İyilik melekleri”, ve sosyal yardım kuruluşu gibi çalışan pozisyonların gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Mutlu, “Öfkeli olmayı, üzgün olmaya tercih edenlerin yapacakları daha çok iş var” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Dünya Gıda Güvenliği Günü | Sağlıklı bir yarın için şimdi güvenli gıda

SONRAKİ HABER

Ankara’da yoksulluğun fotoğrafı | Çöplerden yemek artığı topluyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa