"Saros'ta yeni bir katliam girişimi söz konusu..."
Edirne Keşan'da yaşayan bir üniversite öğrencisi, mektubunda Saros FSRU Liman ve Boru Hattı Projesi'ne neden karşı olduklarını aktardı.
Fotoğraf: Evrensel
Berivan Akkuş
Üniversite öğrencisi
Keşan'da yaşayan bir üniversite öğrencisi olarak her yeni güne gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, adalet arayışı gibi sorunlarla uyandığımız şu günlerde içimizdeki sıkıntılardan biraz olsun arınmak için çoğu zaman kendimizi şehrimizde bulunan yeşil alanlara bırakmak istiyoruz. Bu huzur dolu ortamlarda bir nebze de olsa stresten uzaklaşıp derin bir nefes çekiyoruz ve evlerimize döndüğümüzde yeniden direnmeye, baş etmeye çalışıyoruz. Anlıyoruz ki doğa aslında bizimle özdeş, doğa aslında biz... Hal böyle olunca bu güzel alanları korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevi haline geliyor.
Bundan olacak ki Kaz Dağları'nda, İkizdere'de, Salda Gölü'nde, Gürpınar'da halk, yapılmak istenen doğa katliamlarına karşı tepki gösterdi, direndi. Şimdi de Saros'ta yeni bir katliam girişimi söz konusu... Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip Saros'ta yapılmak istenen doğalgaz limanı ve kara boru hattı projesine bölge halkının itirazlarına rağmen başlandı. Bilirkişi ve mahkeme kararlarına göre projenin yapılması uygun değil ancak proje için oldukça ısrarcı bir tavır sergileniyor. Yetkililer yılda 1-2 geminin gaz boşaltımı yapacağını söylüyor ama bu sayı tam olarak raporda ifade edilmiş değil. Boru hattının ise 17 kilometre olacağı ve bunun büyük bir bölümünün orman arazisinden geçeceği biliniyor. Bu da yeni bir ağaç katliamı demek. Ayrıca bölge birinci dereceden yüksek riskli deprem bölgesi ve proje aktif fay hattına da yakın bir alanda yapılmak isteniyor. Olası bir depremde bir facia yaşanması uzak bir ihtimal gibi görünmüyor.
Şirketlerin para hırsı uğruna her gün yeni bir ekolojik tahribata, yıkıma, yok oluşa yol açtığı şu dönemde mevcut iktidar hem halkın sesine hem de vicdanlarının sesine kulaklarını tıkamış durumda. "Daha çok rant daha çok para" şiarıyla yola çıkan iktidar-sermaye şirketlerinin bu talanına izin vermeyeceğiz. Bizler doğanın yeşilini başka yeşile tercih eden sermayeye karşı mücadelemizi ortaya koymaya devam edeceğiz. Dağlarımız, denizlerimiz, ırmaklarımız bizimdir. Gelecek kuşaklara bırakmak ise sorumluluğumuz...
