TPI'da öfke dinmiyor, işçiler istifa çağrısı yapıyor
İzmir’deki TPI Composite’te toplu sözleşmenin kendilerinden habersiz imzalanmasına tepki gösteren işçiler öfkeli.
![TPI'da öfke dinmiyor, işçiler istifa çağrısı yapıyor](https://www.evrensel.net/upload/dosya/185885.jpg)
Fotoğraf: Turan Kara/Evrensel
İLGİLİ HABERLER
![TPI işçisinden sözleşme isyanı: "Biz direndik onlar imzaladı"](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/185887.jpg)
TPI işçisinden sözleşme isyanı: "Biz direndik onlar imzaladı"
![TPI sözleşmesi tıkandı, işçiler fabrikada eylemlere başladı](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/183817.jpg)
TPI sözleşmesi tıkandı, işçiler fabrikada eylemlere başladı
Turan KARA
İzmir
TPI Composite İzmir fabrikalarında sözleşmenin bir gece yarısı bitirilmesinin yankıları sürüyor. Şirket yönetiminin sunduğu yüzde 20 zammı kabul etmeyip yüzde 30’dan az zamma evet denmemesi için 62 gün boyunca direnen işçilerin, greve sayılı günler kala kendilerine sorulmadan toplu sözleşmeye imza atan Petrol-İş Genel Merkezi ve İzmir Şube Başkanına karşı tepkileri dinmiyor. İşçiler bir yandan istifa çağrısı yaparken diğer yandan ek protokolle kayıplarının telafisini istiyor.
TPI ve bağlı olduğu örgüt KİPLAS yönetimi, Petrol-İş Genel Merkezine TÜPRAŞ sözleşmesinde yaşattığı hezimeti tekrar yaşattı. TÜPRAŞ sözleşmesinde Yüksek Hakem Kurulu kararı ile sözleşmenin kötü bitmesi nedeniyle sendikacılara tepki gösterilirken, sendika yönetimi belki de böylesi bir sondan kaçmak için çabaladı ama aynı şekilde işçilerin tepkisinden kurtulamadı. Petrol-İş Genel Merkezi TÜPRAŞ’ta olduğu gibi işçilerin tepkisini görmezden gelerek öfkenin dinmesini, karara alışmalarını bekliyor. Genel merkez yöneticileri ve şube yönetimi de işyerlerine giremeyince işçilerin tepkisi temsilcilere yöneldi.
İŞÇİLERİN TEPKİSİ SENDİKAYA YÖNELDİ
Gelinen noktada işçiler kendilerine sırtını dönen sendika yöneticilerine sırtını dönüyor. Ancak halihazırda kendi komitelerinden de yoksun oldukları için işyerlerinde büyük bir karmaşa hakim. İşçilerin tepkisinin büyük kısmı şube başkanı ve yönetimine yönelirken, şube yönetimi fabrikalara giremiyor. Sözleşmenin, temsilcilerden bile kaçırılarak oldubittiyle imzalanması ve sefalet zammının kabul edilmesi şirketin kazancına oldu. Şirket, son teklif ettiğinden daha düşük bir zam, sendikanın itibar ve güven kaybetmesi, 2 aydır eylemler ile birliği ve öz güveni yükselen işçilerin hayal kırıklığı ile kazanan taraf oldu.
İŞÇİLER SEFALET ÜCRETİNE MAHKUM EDİLDİ
Petrol-İş Genel Merkez yönetimi ise greve daha 20 gün varken, yasaklanmış ve Yüksek Hakem Kurulu kararı gelecekmiş gibi davranarak imzaladığı sözleşme ile işçilerin güvenini, sendikaya olan aidiyetini ve itibarını kaybetti. Aynı zamanda işçileri de sefalet ücretine mahkum etti. Şimdi işçiler haklı olarak soruyor: “Biz bu halde perişan olmuşken sendikacılar nasıl rahat rahat koltuğunda oturuyor ve buraya gelme, açıklama yapma zahmetinde bile bulunmuyor?”
İşçilerin aktardığına göre sendikanın açıklaması, “Masada bakanlık vardı. TPI yönetimi tehdit etti, başka ülkeler var oralara gideriz diye. Yabancı sermayeyi üzmeyin, yatırımları kaçırılmasına izin vermem dediler” şeklinde oldu.
"SENDİKA YÖNETİMİ VE TEMSİLCİLER İSTİFA ETSİN"
Petrol-İş Sendikası Genel Sekreteri Salih Akduman’ın 24 Mayıs’ta TPI Sasalı fabrikası önündeki konuşmasını hatırlatan bir işçi, “Ta o zaman imzalamış ya da ne olacağını biliyormuş gibi görünüyorlar. Orada ne demişti, ‘Devlet grevi erteleyecekmiş, grev ertelenirse ertelensin ne olacak, hayat devam ediyor, dünyanın sonu değil.’ Galiba asıl mesajı bize vermiş orada, şirkete değil” dedi.
“Fabrikada büyük bir tepki var, günler geçti dinmedi. Herkes istifa bekliyor Şube Başkanı Orhan Zengin’den. Temsilcilerin istifa etmesini istiyor. Fabrikada karmaşa var, ihanet edilmiş hissediyoruz. Temsilciler de dahil yönetimin istifa etmesini, erken seçim olmasını istiyoruz. Biz bunları hak etmedik” diyen bir başka işçinin söyledikleri fabrikada çok sayıda işçinin düşüncesini ifade ediyor.
"İŞÇİLER SENDİKAYI BIRAKMAMALI"
Temsilciler ise kendilerinin de ihanete uğradığını ve sendikanın Ankara’ya giderek sözleşmeyi imzaladığından haberdar olmadıklarını söyledi. Bir temsilci, “Arkadaşlar temsilcileri suçluyor ama biz de imzalandığını vardiya amirinin attığı mesajla öğrendik. Zorumuza giden bu. Arkadaşların zoruna giden de bu bence. Tabii ki zammın düşük olması, 60 gün türlü direnişler yapmak, bir arada olmak ama sadece iki puan artışa tamam demeleri ağır bir durum. Daha ağırı da bize sorulmadan imza atılması. Herkes ‘Genel başkanın kafasına silah mı dayadılar, niye bizi sattı’ diye sorup konuşuyor. Temsilciler istifa etsin diyenler de var. Sorun değil kendi adıma. 4 bin kişinin sendikaya güveni tekrar sağlanacak, işçilerin sendikaya aidiyeti geri kazanılacaksa bütün koltukları boşaltalım. Yalnızca arkadaşlar şunu bilsin, sendikacılar istifa etmeli ama işçiler sendikasından istifa etmemeli, sendikasını bırakmamalı” diye konuştu.
Bir işçi, “Şimdi ek protokol diye bir şey konuşuluyor. Bu fabrikada Gani Başkandan bu yana hep ek protokol söylentisi olur ama ek protokol olmaz. Hep işçiye rağmen sözleşmeye imza atarlar, şirkete boyun eğerler, insanların gazını almak için de ek protokol derler. Bu sene de aynısını diyorlar. İnsanları sendikasına küstürdüler, bundan daha büyük bir zarar olabilir mi sendikaya” dedi.
İŞÇİLERİN SENDİKAYA TEPKİSİ ŞİRKETE YARADI
İşçilerin TİS sürecinde şirkete yönelttikleri tepkiyi şimdi sendikaya yöneltmesi üzerine, sözleşmenin imzalanmasında şirket ve bakanlığın sorumluğu görünmez oldu. Tepkilerin yöneldiği sendika sesini çıkartmazken bu durum şirkete yaradı.
Sendikaya tepki gösteren bir işçi de “Sendikadan fazla bir şey beklemiyorduk. İmzayı atmayacaktı, gelecekti buraya bize açıklama yapacaktı. İmzalamak zorunda olduğunu düşünüyorsa da bu mücadeleyi nasıl sürdüreceğini anlatacaktı. Şimdi ne sendika kaldı ne mücadele kaldı. Sendikanın tekrar var olması için yöneticilerin koltuğu bırakıp gitmeleri lazım. İşçinin hâlâ huzursuz olduğunu, istemeye istemeye çalıştığını mutlaka belirtiyorum” dedi.
Erdoğan’ın her fırsatta yabancı yatırımcıyı desteklediğini belirten işçi, sendikacıların açıklamasından yola çıkarak “Bizim şirket de Amerikan şirketi ve diyalogları direkt bakanlıkla. Şirket ileride 3-4 fabrika yapacağız’ mı dedi, yatırımlardan mı bahsetti” diyerek anlaşmanın hangi koşullarda sağlandığını bilmediklerini belirtti.
SENDİKA MUHALİF İŞÇİLERİ SUÇLUYOR
Şube yönetimine yakın olan işçiler ise temsilcilerin fabrikalarda dolaşarak beklentiyi sürekli yüksek tuttuğunu söyledi. Yaşananların sorumluluğunun bir kısmının temsilcilerde olduğunu belirten işçi, “Temsilciler yüzde 30’dan az almayacağız, kesinlikle. İmza atılmayacak, size sorulacak falan diyerek dolaştılar. Yönetim imza atmaya çekindi. Sonra bir de muhalifler var, bunu fırsata çevirip istifa isteyip kendileri oturmak istiyor koltuğa” diye düşünüyor. Ancak işçiler bu görüşe prim vermiyor.
İşçiler açısından ise sendika genel merkezinden temel birkaç talep var: “Birincisi imzayı atanların istifası ve seçimlerin erkene alınması. İkincisi ek protokol söylentisinin sözde kalmaması ve kimi kayıpların telafi edilmesi.”
Fabrikada ek protokol söylentisisin ayrıntıları henüz bilinmiyor ama şu konular ise önemseniyor: “Bahsedilen devamlılık primi bu hali ile uygulanabilir bulunmuyor, 3 ay boyunca bloke edilip eğer 3 ay sonunda devamsızlık olursa 300 TL verilecek olması doğru değil. Ayrıca kıdem farkının yıllık 14 TL zam olarak değil son teklifte belirtildiği gibi saat ücretine kuruş ekleme şeklinde yeniden düzenlenmesi ve en azından 15 kuruş olması. Ayrıca yapılan eylemler nedeniyle kimsenin cezalandırılmaması ve işten çıkarmaların yasaklanması.”
Evrensel'i Takip Et