08 Haziran 2021 07:21

Türk Toraks Derneği: Müsilaj Kovid-19 gibi salgınlara zemin hazırlıyor

Türk Toraks Derneği üyesi bilim insanları, müsilaj sorununun Kovid-19 gibi salgınlara nasıl yol açabileceğini anlatarak önemli uyarılarda bulundu.

Fotoğraf: Alper Altay/AA

Paylaş

Marmara Denizi’ni saran müsilaj sorununa dikkat çeken Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, bu tür durumların Kovid-19 gibi salgınlara zemin hazırladığını belirtti.

Dünya Çevre Haftası nedeniyle açıklama yapan Türk Toraks Derneği Çevre  Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Aykaç, ülkemizde hava kalitesi ölçümü yapan istasyonların yaklaşık yarısının yıl boyu ölçüm yapmadığını belirtti ve dünyadaki her 10 kişiden 9’unun kirli hava soluduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Kışkırtılmış kalkınma modelinin bir yansıması olarak dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava solumaktadır. Bu sağlıksız havanın başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere kalp-damar sistemi hastalıklarına ve kanserlere yol açtığı bilinmektedir. Araştırmalar çocuklar, yaşlılar ve yoksullar başta olmak üzere kırılgan grupların hava kirliliğinin yıkıcı etkilerine daha çok maruz kaldığını göstermektedir. Yakın zamanda ülkemizde yapılan bir araştırmada, sadece 2018 yılında 44 bin 617 kişinin havada asılı kalan ve görünmeyen ince partiküler madde solumasına bağlı çeşitli hastalıklardan yaşamını yitirdiği saptanmıştır.  Ancak bu ölümcül gerçeğe rağmen aynı araştırma hava kalitesi ölçümü yapan istasyonların yaklaşık yarısının (yüzde 47.6) yıl boyu ölçüm yapmadığını ortaya koymuştur. Başka bir ifadeyle Türkiye hava kirliliğini yeterince izlememekte ve yeterli ölçüm yapmadığı için sorunun gerçek boyutunu görememektedir.”

Bir yılı aşkın bir süredir Kovid-19 pandemisinin yıkıcı etkisinin sürdüğü ülkemizde salgına bağlı gelişen ölümlerin hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunun ise bilimsel olarak ispatlandığını belirten Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Kocabaş şunları söyledi:

“Solunan havada asılı kalan partiküler madde dışında kükürt dioksit, azot dioksit, karbon monoksit ve ozon gibi kirleticilerin de SARS-CoV-2 virüsüne karşı olan duyarlılığı ve hastalığın şiddetini arttırdığı gösterilmiştir. Bu kapsamda Türkiye’den yapılmış bir araştırmada havada asılı kalan küçük partiküllerde SARS-CoV-2 virüsünün gösterilmiş olması dikkat çekicidir.  Ayrıca derneğimizin çalışma grubu üyeleri tarafından yapılan ve halen yayın açısından değerlendirme aşamasında bulunan iki araştırmada da; İstanbul’da yaşanan Kovid-19 ölümlerinin sülfür dioksit, partikül madde10 ve azot oksitleriyle ilişkili olduğu ve iki günü aşan fiziki hareket kısıtlamalarının hava kirleticilerinde azalmaya neden olduğu gösterilmiştir.”

"MÜSİLAJ İNSANLARDA VIBRIO CHOLERAE BAKTERİSİNİN ÜREMESİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR"

Marmara Denizi’ni saran müsilaj sorununa dikkat çeken Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı ise bu tür durumların Kovid-19 gibi salgınlara zemin hazırladığını belirterek şunları söyledi:

"Büyük yok oluşun yaklaştığı bir zaman diliminde yaşayan insanlar olarak temel sorunumuz insanın türsel bir algıyla doğaya hükmetmesi ve hayattaki her değere fiyat gözüyle bakmasıdır. Başka bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çağ, daha çok kazancı ve meta birikimini kutsayan ve bu nedenle ekolojik sistemi yıkıma sürükleyen ve geleceğimizi büyük yok oluşa taşıyan bir çağdır. Aslında son günlerde Marmara Deniz’inde gözle görünür olan müsilaj (deniz salyası) sorunu da bu iki durumun yansımasıdır. Yıllar boyu insan dışındaki diğer (deniz) canlıları(nı) önemsemeyip Marmara Denizi’ni insan atıklarıyla kirletmemiz bir iç deniz olan Marmara’yı ölüme yaklaştırmıştır. Atıklar için arıtma tesisleri kurmamamızın nedeni ise maliyettir. Bu da Marmara Denizi gibi bir değere fiyat gözüyle bakan kapitalosen zihniyetinin denizi bir katı atık çöplüğüne çevirmesiyle sonuçlanmıştır. Son olarak müsilaj kirliliğinin insanlarda ölümcül kolera hastalığına yol açan Vibrio cholerae bakterisinin üremesini de kolaylaştırdığını dikkate aldığımızda antroposen ve kapitalosen zihniyetinin tıpkı Kovid-19 pandemisi gibi salgınlara nasıl zemin hazırladığı anlaşılabilir."

"KOVID-19'DAN ÇIKARABİLECEĞİMİZ TEK KAZANIM DOĞAYA BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİRMEK OLMALI"

Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Bayram ise doğaya ve ekosisteme sahip çıkılmasının önemine dikkat çekerek açıklamayı şöyle noktaladı:

“Türk Toraks Derneği ekolojik felaketlerin yaygınlaşıp sıradanlaştığı ve dünyanın geleceğini tehdit ettiği bu dünyada, insanı ve insansız doğayı birbirinden ayrı ele almanın ya da birisini diğerinin içinde eritip yok etmenin doğru bir bakış açısı olmadığını düşünmektedir. Bu nedenle dernek olarak doğanın sahibinin tek başına insan olmadığını, aksine insanın doğanın bir parçası olduğunu savunmaktadır. Bu bakış açısının doğal bir sonucu olarak da gelecekte kâr – kazanç kaynaklı olmayan, ekosisteme saygılı, türsel olmayan bir yaşamı inşa etmenin gerekli olduğunu düşünmekte ve bu nedenle Türkiye’de Bergama’dan Cerattepe’ye; İkizdere’den Kirazlı’ya kadar olan her yerdeki her yıkıma karşı çıkmaktadır. Bilelim ki; Kovid-19’dan çıkarabileceğimiz tek kazanım doğaya, kalkınma/büyüme kavramlarımına bakış açımızı ve değerlerimizi değiştirmek olmalıdır. Unutmayalım ki; çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras yaşanılabilir bir dünyadır.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Bahçeli, Ahmet Şık'a hakaret etti, dokunulmazlığının kaldırılması çağrısı yaptı

SONRAKİ HABER

Avrupa Parlamentosu, Dijital Kovid Sertifikası'nı oylayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa