08 Haziran 2021 10:51

Çine’de madenciliğin işçi sağlığına ve doğaya verdiği zarara dikkat çekildi

Çine Yaşam Platformu: Türkiye doğasının bu akıldışılık ve gözü dönmüşlük durumu karşısında tepkisiz ve sessiz kalmamız beklenemez.

Evrensel

Paylaş

Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP) tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinlikleri çerçevesinde Çine Belediyesi önünde yapılan basın açıklamasını Eğitim Sen Çine Temsilcisi Alp Özerdem okudu. Basın açıklamasına silikozis hastası maden işçileri, Eğitim Sen, TEMA, EMEP Çine İlçe Örgütü, Genel Maden İş, Eğitim-İş, SOl Parti Çine ilçe, madenlerde tarım alanları zarar gören çiftçiler ve Çineli yurttaşlar katıldı.

Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Temsilcisi Alp Özerdem “Tarihi sit alanı ve doğal sit alanlarından tarımsal sit alanlarına, yeraltı sularından denizlere, canlıların ve insanların ortak yaşam alanlarına kadar madencilik ve enerji şirketleri ile nükleer, termik santraller, HES, JES ve taş ocakları için parsel parsel sermayeye ve yandaş şirketlere peşkeş çekilen, canlılara neredeyse yaşam alanı bırakılmayacak hale getirilen Türkiye doğasının bu akıldışılık ve gözü dönmüşlük durumu karşısında tepkisiz ve sessiz kalmamız beklenemez” dedi.

“ÇİNE HALKINI İTİRAZ ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

“Talan ve kirlenmenin son resmini Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj oluşumunda görüyoruz” diyen Özerdem şöyle devam etti; “Onlar için önemli olan yalnızca kâr etmektir. Öte yandan yasalarda ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle, doğayı tarumar eden şirketlerin önlerinin açıldığını görüyoruz. İlçemiz Çine’de de maden işletmelerinin yaşam alanlarının içinde olması nedeniyle, bunların özellikle geceleri sabaha karşı havaya bıraktıkları silisli maden (kuvars) tozları havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletmektedir. Bunu başta Çaltı, Yolboyu ve Yağcılar halkı ve tüm Çine insanı solumakta ve ciğerlerine çekmektedir. Çine halkını ve özellikle bu mahalle insanlarını, bu mahallelerin oy verip seçtiği muhtarları ve yerel yöneticileri artık bu duruma itiraz etmeye çağırıyoruz. Onlardan biraçıklama bekliyoruz.”

Bu tozun, astım, bronşit ve kansere kadar varan akciğer ve solunum hastalıklarına sebep olduğunu belirten Özerdem “Meralara, bahçelere konan bu toz, buralardan beslenen hayvanlara geçmektedir. Ne yazık ki Çine halkı, göz boyamalarla, ekmek veriyoruz edebiyatıyla ve yerel yöneticilerin maden patronlarıyla olan sosyal ve ekonomik ilişkileri sebebiyle kandırılmaktadır. Bizler madenciliğin, lüks ihtiyaçlar, sonu gelmez teknoloji çılgınlığı ve birileri zengin olsun diye değil, sadece ülkenin zaruri ihtiyaçları için, devlet eliyle, modern şekilde, doğaya ve çevreye mümkün olan en az tahribatla yapılmasını savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

“BAŞTA İNSAN OLMAK ÜZERE TÜM CANLILAR ZARAR GÖRMEKTEDİR”

“Madenlerin atık suları dereleri kirletmekte, özellikle Gökbel ve Madran Dağında yapılan vahşi madencilikle doğa tahrip edilmektedir” uyarısında bulunan Özerdem “Bazı ocaklar ruhsatsız çalıştırılmaktadır. Ocaklardaki patlatmalarla, su kaynaklarının yer değiştirerek kuruması ile o alandaki binlerce yıllık ekolojik denge bozulmakta, sudan faydalanan başta insan olmak üzere tüm canlılar zarar görmektedir. Usulsüz kaçak ağaç kesimleriolmakta, kesilen ağaçlar toprağa gömülmektedir” dedi.

Meslek hastalığı ve iş cinayetlerine dikkat çeken Özerdem önerilerini şöyle sıraladı; “Silikozis hastalığı sebebi ile geçen yıl Sedat Kara, bu yıl da Halil Özen arkadaşımızı toprağa verdik. İş cinayetinde ise Taner Çulhaoğlu’nu kaybettik. Son bir yıldır belki de bilmediğimiz birkaç vefat daha yaşanmıştır” hatırlatmasında bulundu. Özerdem “Maden işletmelerinde tozsuz çalışma ortamı sıfıra en yakın seviyeye indirilmeli, yeterli toz emici modern vakum sistemleri kurulmalı, gereken tüm önlemler alınıp uygulanmalı, en uygun maskeler kullandırılmalıdır. Buralarda patrondan maaş alan iş güvenlik uzmanları değil, bağımsız uzmanlar çalışmalı, toz ölçüm cihazlarının poşetle kapatılmasına göz yummayan yetkililerce ciddi şekildedenetlenmelidir.”

“İŞÇİ ARKADAŞLAR ACİLEN SENDİKAYA ÜYELİKLERİNİ HIZLANDIRMALIDIR”

Son olarak sendikalaşmanın hızlandırılması çağrısında bulunan Özerdem “İşçilerin, kendi haklarını korumak ve savunmak için, evrensel ve anayasal hakları olan sendikalaşma önündeki patron baskısı ve tehditleri de son bulmalıdır, bu bir suçtur. Polat Maden’de Genel Maden İş’in kazandığı yetkili sendika hakkı, bölge maden işçileri adına çok önemli birkazanımdır. İşçi arkadaşlar acilen, sağlıkları, ekonomik hakları ve çocuklarına daha güzel bir yaşam sunma adına sendikaya üyeliklerini hızlandırmalıdır” dedi.

Basın açıklamasının ardından Çineli silikozis hastası işçilerin avukatı Hicran Danışman da kısa bir konuşma yaptı. Emek ve ekoloji mücadelesinin iç içe geçtiğini söyleyen Danışman Çine’deki maden ocaklarının doğaya verdiği zarar ve silikozis hastası olan maden işçilerinin bunun açık bir örneği olduğunu söyledi. Danışman, silikozis hastası olduğu için işten çıkarılan maden işçisi Uğur Aydoğdu'nun 360 lira fakirlik maaşı aldığı gerekçesiyle adli yardımdan yararlandırılmadığını, kapitalizmde hukukun da sermayeden yana olduğunu ifade etti. (Aydın/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ankara Katliamında kamu görevlilerinin sorumluluğunun araştırılması için önerge

SONRAKİ HABER

Ezgi Mola'ya destek veren 8 ünlü hakkında daha suç duyurusu yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa