Kurtuluş mafyada değil gençlerin sözünü söylemesinde
“Sedat Peker’in çok samimi duygularla bu açıklamayı yaptığını düşünmüyorum. Ülkeyi, bizi değil; kendini kurtarmaya çalışıyor.”

Ekran görüntüsü: Sedat Peker/YouTube
Eren YÜCEBOY
İstanbul/Kartal
Ülkenin içerisinden geçtiği durumu, bu durumun gençler üzerinde yaratmış olduğu etkiyi ve gençlerin bütün bu yaşananlar karşısındaki düşüncelerini konuşup tartışmak üzere, Kartal’da genç arkadaşlarımızla bir araya geldik.
Sedat Peker’in yapmış olduğu son açıklamalar gençlik içerisinde geniş bir yer tuttuğundan söze öncelikle buradan giriyoruz. Görüştüğümüz iki arkadaşımız da süreci bir taraftan yakından takip ettiklerini ama bir taraftan da bu açıklamalar ile aralarına belli bir mesafe koymaya çalıştıklarını belirtiyorlar. “Sedat Peker’in videolarını, tweetlerini herkes bekleyip takip ediyor, herkes üzerine bir şeyler konuşuyor. O yüzden, bir şekilde biz de duyup işitiyoruz. Ama mesela ben videoları izlememeye çalışıyorum. Tahammül edemiyorum çünkü yaptığı açıklamalara.” Arkadaşımızın burada tahammülsüzlük ile hem Sedat Peker gibi bir mafyanın kendisine olan tahammülsüzlüğünden bahsediyor hem de açıkladığı şeylerle birlikte yaşadığı ülkeye dair görüp fark ettiği bütün kirli ilişkilere dair bir tahammülsüzlükten.
PEKER BİR KURTARICI DEĞİL
“Ben izlemiyorum belki ama herkes izliyor yani. Her an herkesin konuştuğu bir şey haline geldi. İnsanlar Sedat Peker’in kurtarıcı olduğunu, bizi AKP’den kurtaracağını falan düşünüyorlar ama ben öyle düşünmüyorum açıkçası. Sedat Peker’in bizi AKP’den kurtarmak gibi bir amacı yok. Hem zaten fark ederseniz hala AKP’ye yaranmaya da çalışıyor bir taraftan. Sedat Peker’i gözümüzde büyütmek yanlış. Zamanında birileri tarafından kullanılmış ve kenara atılmış. Şimdi tek yaptığı bunun intikamını almak.” Arkadaşımızın yorumu devlet ve mafya ilişkisinin bugünkü halini yansıtıyor. Bir diğer arkadaşımız ise bu ilişkiyi şu şekilde tanımlıyor: “Bence her devletin mafya ile ilişkisi oluyor. Bu ilişki Türkiye’ye özgü bir durum değil. Türkiye’de farklı olan mafyadan birinin çıkıp bu ilişkiyi anlatması. O konuda ben de Sedat Peker’in çok samimi duygularla bu açıklamayı yaptığını düşünmüyorum. Ülkeyi, bizi değil; kendini kurtarmaya çalışıyor.”
Sedat Peker’in bir kurtarıcı olmadığı, yaptığı açıklamalarla kendi hesabına bir amaca sahip olduğunu konuşup bu konuda bir ortak payda bulduktan sonra kurtuluşun kendisine dair konuşmaya başlıyoruz bu defa. “Evet, AKP bir tripoda yenilmeyecek belki ama o zaman neye yenilecek? Nasıl çıkılacak bütün bu kirli işlerin içerisinden?”
Arkadaşlarımızdan biri şu şekilde cevaplıyor sorumuzu: “Her şeyden önce çok demokratik bir seçim olması gerekiyor ama Türkiye’de bu zor. Mesela İstanbul seçimleri nasıl tekrarlandıysa, CHP’nin kazanacağı bir genel seçim de iptal ettirilebilir. Bunun olmaması için CHP’nin ikinci İstanbul seçiminde olduğu büyük bir oy farkıyla kazanması gerekiyor.”
“CHP’NİN BİZİ KURTARACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Arkadaşımız “kurtuluş”a ilişkin olan sohbetimize CHP’den söz açarak girince bu defa tartışmamız bir noktada CHP’ye ve onun kurtarıcı olma ihtimaline doğru eviriliyor: “Diyelim ki senin dediğin gibi gerçekten demokratik bir seçim oldu ve CHP iktidarı aldı. Neyi değiştirebilir CHP? Neyi değiştirmeye yetebilir gücü kudreti?”
“Ben CHP’nin de bizi kurtaracağını düşünmüyorum zaten. Bu partilerin birbirinden çok da bir farkı yok yani aslında bence. Ben CHP’ye değil de CHP’nin içindeki bazı insanlara güveniyorum. O insanlar kendilerini bozmadan, uzun süre iktidarda kalırlarsa anca o zaman değişebilir bir şey. Onlar da bu kirliliği hemen temizleyemezler yani. Zaman lazım.” diye cevaplıyor bizi bir arkadaşımız.
Bir diğeri ise partilerden ve politikacılardan bağımsız bir cevap veriyor aynı soruya: “Bence insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Anca insanlar bilinçlenirse bir şeyler değişebilir. O da zamanla. Mesela bence, her kuşak bir öncekinden daha bilinçli oluyor. Belki biz değil ama bizim çocuklarımız, onların çocukları görebilirler daha iyi bir Türkiye’yi.”
GENÇLER UMURLARINDA DEĞİL
Sorumuzu cevaplayan iki arkadaşımızda bu süreçten çıkışa ve kurtuluşa dair uzun soluklu bir yol haritası çiziyorlar. Ve çizdikleri bu yol haritalarında gençliğe dair, onun bu yolda tutacağı tavra dair bir şey söylenmeyince tartışmayı buradan sürdürmeye devam ediyoruz. “Gençliğin şu an bir şeyleri değiştirmeye çok bir gücü yok. Ama gençler olarak biz tabii ki bir şeyler talep etmeliyiz iktidarlardan. Ama bunu yaparken de gelip bizi dinlemelerini beklersek olmaz. Beklersek onlar gelip de bizim isteğimizi, derdimizi sormazlar bile. Sorup da dinleseler bile, dinlediklerini unuturlar hemen. Gençlerle bir araya gelip soruyorlar mesela bazen gençliğin derdini sıkıntısını ama sadece seçimde gençlerden oy almak için yapıyorlar bunu. Gençliği çok da umursadıklarından değil.”
Bir diğer arkadaşımızsa bu konuya dair fikirlerini şu şekilde belirtiyor: “Gençlerin bir şey kazanamayacak olsa bile hareket etmeleri gerekiyor. Kendisiyle alakalı olana dair kafa yorması gerekiyor. Kendi sözünü söylemesi gerekiyor. Pandemide mesela, eğitime dair bir sürü karar alınıyor ama eğitimle muhatap olan gençlere kimse bir şey sormuyor. Onlar sormuyorsa, gençlerin ses yükseltmesi gerekiyor o zaman. Gençlerin bir şeyler demesi gerekiyor.”
Evrensel'i Takip Et