9 Haziran 2021 02:00
/
Güncelleme: 01:23

Ekolojik bir kriz olarak deniz salyası

Ciddi bir ekolojik yıkım olan müsilaj, denizlerimizin bunca kirliliği artık kaldıramadığının en somut örneklerinden. İklim krizi ile gelen küresel ısınma da durumun kötüleşmesine neden olmakta.

Ekolojik bir kriz olarak deniz salyası

İstanbul Caddebostan Sahili'ndeki müsilaj temizlenme çalışması | Fotoğraf: Serhat Çağdaş/AA

Büşra ÇELİK

Avcılar Evrim Atölyesi         

Yıllardır bilinen deniz kirliliği sorunu ne kadar görmezden gelinmeye çalışsa da artık su üstüne çıktı. Ciddi bir ekolojik yıkım olan müsilaj (deniz salyası), denizlerimizin bunca kirliliği artık kaldıramadığının en somut örneklerinden. İklim krizi ile gelen küresel ısınma da durumun kötüleşmesine neden olmakta. Doğal oluşum olduğu gerekçesiyle gündemden düşürülmeye çalışılan bu problem için belediyeler daha yeni yeni temizlik çalışmasına başladılar. Yüzeysel temizlikle halledilmesi mümkün olmayan bu sorunun tek çözümü konuya dair bilinç oluşturabilmek. Ancak meclisten çıkan oylarla sorunun araştırılmasına yönelik önerge reddedildiğinden çözüme artık daha uzağız. İklim aktivistleri ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla sorun gündemde tutulmaya çalışılsa da hükümet konu ile ilgili aksiyon almamakta inat ettiği sürece “aşılandım” maskeleri bile turizmi renklendiremeyecek gibi duruyor.

Müsilaj yalnızca denize atılan atıklara indirgenemeyecek kadar ciddi bir problem. Her türden ekolojik katliam dengeyi bozmakta ve birbirini etkilemekte. Tarım ilaçlarının yasaklanmasına dair verilen çaba kısmen karşılık bulmuş olsa da önümüzde daha çok yol var. Doğa döngü halinde bir yeri kirletmeye başlayınca sorun orada sabit kalmayıp tüm sistemi etkiler hale gelebiliyor. Hava kirliliği, toprak kirliliği ve su kirliliği birbirinden ayrı düşünülemez; bu sorunlar tekil olarak da çözülemezler. Bireysel çabalar önemli olsa da sistematik olarak hükümet desteğiyle kirletilen doğa ancak devletin bu konuda yapacağı yaptırımlarla ve bilinçlendirme çabalarıyla altından kalkılabilir duruma gelebilir. Geri dönüşü mümkün olamayan bir noktaya geldiğimiz için yapabileceğimizin en iyisini yapmak zorundayız. Bu sorun parti, ideoloji, görüş tartışmalarının mezesi olacak bir mesele değil; yaşamı tehdit eden ve çözümü için iktidarın gündemine alması gereken bir problem. 

Avrupa’dan satın alınan çöpler, tarımsal ilaç adı altında toprağı zehirleyen kimyasallar, filtrelenmemiş endüstriyel atıklar, katliam yaratan ve devlet tarafından desteklenen projeler biyolojik çeşitliliğe karşı açılmış bilinçli bir savaş gibi karşımızda durmakta. Gençler olarak yıkımın farkında olmamız, çevremize bilinç kazandırmamız tüm türlerin geleceği için şart.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et