HDP’den hasta mahpusların tahliye edilmesi için kanun teklifi
Hasta tutuklular hakkında tutuklama tedbirlerinin uygulanmaması ve hasta hükümlülere seçenek yaptırımların sunulması amacıyla HDP Meclise kanun teklifi verdi.
Fotoğraf: ChangTing/Flickr
HDP, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifini Meclise verdi. Türkiye cezaevlerinde 450’nin üzerinde ağır hasta olmak üzere, sayıları 1400 civarında olduğu ifade edilen hasta mahpus bulunduğu belirtilen teklifte hasta mahpusların tedavi olmaların sağlayan koşulların ve tedavi için tahliye olmalarını öngörüyor.
Grup Başkan Vekilleri Grup Başkan Vekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç imzasıyla verilen kanun teklifin gerekçesinde şunlar belirtildi: “Mevcut ceza mevzuatında sayıları artan hasta tutuklular ve hükümlüler için hiçbir düzenleme soruna çözüm getirmediği gibi, uygulamada da sorunlar artarak devam etmektedir. Hasta tutuklular açısından; tutukluluğun bir “önlem” olduğu hususu göz ardı edilmekte, tutuksuz yargılanmalarına yönelik hiçbir inisiyatif geliştirilmemektedir. Tutuklama bir ceza değil, bir tedbirdir. Bu nedenle hasta tutuklular açısından seçenek yaptırımların öncellenmesi, yaşam hakkının korunması açısından elzemdir. Ancak ne yazık ki, hayatlarının belki de son günlerini yakınları ile geçirmeleri gereken hasta tutuklular, cezaevinin hijyenden ve sağlık için elverişli tüm koşullardan yoksun, gerekli ve yeterli sağlık imkânlarının olmadığı, psikolojik desteğin ise hiç verilmediği bir ortamda ezaya maruz bırakılmaktadırlar. Bu bahisle ceza mevzuatında derhal bir düzenleme yapılması şarttır.”
Hasta hükümlüler açısından cezanın ertelenmesini mümkün kılacak çeşitli mekanizmaların yaşama geçirilmemesi, hasta hükümlülerin cezalarını ağırlaştırılmış şekilde infaz etmelerinin dayatılması manasına geldiği ifade edilen gerekçede, “Geçtiğimiz yıl infaz mevzuatında yapılan düzenlemelerle korona hastalığı gerekçe edilerek kısmi tahliyeler sağlanmıştı. Ancak ne var ki bu uygulama eşitsiz bir şekilde yaşama geçirilmiş, çok sayıda hasta hükümlü cezaevinde iken yaşamını yitirmiştir” denildi.
450’Sİ AĞIR OLMAK ÜZERE 1400 HASTA MAHPUS VAR
Temel insan haklarının bir alt başlığı olan hasta hakları, insan haklarının sağlık hizmetine uyarlanması olarak değerlendirildiği dile getirilen gerekçede şunlar belirtildi: “Hasta hakları; kaynağını uluslararası insan hakları belgeleri ve sözleşmelerinden almaktadır. Temel İnsan Hakları’nın bir alt başlığı olarak “hasta insanın” tıbbi müdahale ve tedavi gibi hayati bir alanda haklarını da tanımlamaktadır. Yine konusu yönünden sosyal haklar arasında ve tarihsel gelişimi yönünden “ikinci kuşak haklar” arasında sayılan sağlık hakkı, Anayasa’da “sosyal ve ekonomik haklar” arasında düzenlenmiştir. “Herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesi” ise devletin sağlık hizmetleri alanında kullanacağı planlama yetkisinin yöneleceği temel amaç olarak yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin sağlık hakkına ilişkin içtihadında yaşama ve maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarıyla olan bağlantıya sık sık vurgu yapması da bu hakkın korunduğu ve birebir “yaşam hakkı” çerçevesinde değerlendirildiğinin bir göstergesidir. Ancak ne var ki; cezaevlerinde binlerce hasta mahpus, hasta haklarından mahrum bırakılmaktadır. Kamuoyu ile paylaşılan raporlara göre; Türkiye cezaevlerinde 450’nin üzerinde ağır hasta olmak üzere, sayıları 1400 civarında olduğu ifade edilen hasta mahpus bulunmaktadır. Yine İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, Türkiye’de son 17 yılda en az 3502 hasta mahpus, ağırlaşan durumlarına rağmen tahliye edilmediklerinden cezaevlerinde yaşamlarını yitirmiştir. Adalet Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıl kamuoyu ile paylaştığı verilere göre ise 2009 yılı itibariyle 8 yıl içerisinde hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısı toplam 2 bin 300’dür. Cezaevlerinde yetersiz sayıda bulunan revirler, geç yapılan hastane sevkleri, kelepçeli muayene, kolluk güçlerinin hasta ile birlikte muayene alanına girmesi, hasta mahpusların sağlık ihtiyaçlarına göre beslenme düzenine erişememesi, bu sorunun büyümesine neden olmaktadır. Bir yılı aşkın bir süredir ise dünyayı etkisi altında alan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen pandemi kapsamında cezaevinde bulunan hasta mahpusların risk altında bırakılmamaları önemli bir gündem haline gelmiştir.”
Cezaevinde kalamayacağı, tam teşekküllü devlet hastanesi, eğitim ve araştırma hastanesi, üniversite hastanesi sağlık kurulu tarafından verilen rapor üzerine saptanan şüpheli veya sanık hakkında tutuklama tedbirinin uygulanmaması ve yine hükümlüler için ise seçenek yaptırımların gündeme alınması gerektiği ifade edilerek, “Devlet “yaşatma yükümlülüğü” çerçevesinde hasta mahpusların yaşam haklarını güvence altına alacak önlemleri derhal uygulamalıdır. Aksi halde telafisi imkânsız zararlardan doğacak olan tüm sorumluluk devlete ait olacak ve bu ağır vebal önlemini almayan idarenin olacaktır” denildi.
Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında verilen kanun teklifinde, hasta mahpusların tedavi olmaların sağlayan koşulların ve tedavi için tahliye olmalarını öngörüyor. (İstanbul/EVRENSEL)