Müzisyen Emre Tankal: Kelimelerden daha çok notalarla aram iyi

İsmail AFACAN
İstanbul

Emre Tankal Quartet’in, ilk albümü “Kadıköy” müzikseverlerle buluştu. “Kadıköy”, “Bugünlerde”, “Beklenmedik”, “Küçük Bir Ayrıntı”, “Geç Gelen Beş”, “Garip Bir Rüya” ve “Patient Zero” isimli 7 parçadan oluşan albüm dinleyenleri Kadıköy sokaklarında caz esintili bir yolculuğa çıkarıyor. Tamamı enstrümantal parçalardan oluşan albümün bir ayağı geleneksel cazda olsa da dinleyiciye yeni dönem caz örneği de sunuyor. Yeni albümünü anlatan Emre Tankal “Bir caz müzisyeni olarak kelimelerden daha çok notalarla aram iyi. Dille anlatamadığım birçok şeyi notalarla anlatabildiğimi düşünüyorum” diyor.

Emre Tankal Quartet’le başlayalım. Bu dörtlü nasıl bir araya geldi?
Emre Tankal Quartet ilk olarak bu albümü yapmaya karar vermemden sonra yazdığım şarkıları Tamer Temel’e götürmemle başladı. Daha sonra aramıza Berke Özgümüş son olarak da Volkan Topakoğlu katıldı. Hepimiz daha önce birçok projede beraber çalmış ve aynı zamanda arkadaş olan insanlardık. Aynı müzikleri dinlememiz, benzer şeyleri sevip etkilenmemiz bizi birleştiren ana ögeydi.

Albümün hikayesini sizden dinleyelim? Nasıl bir süreçte ortaya çıktı albüm?
Albüm, hayatın telaşından kurtulmak istediğim bir dönemde ortaya çıktı. Belli bir yaştan sonra sorumlulukların artması ve sanatla olan ilişkimin azalması üzerine bir karar vermek durumundaydım. Sonuç olarak hayatımı tamamen değiştirip Kadıköy’e taşındım. Tekrar bir öğrenci gibi yaşamaya başladım. Maddi kaygıları bir kenara atıp tamamen sanata odaklandığım bir döneme girdim ve albümü yapmaya başladım.

Albüm, “Kadıköy”, “Bugünlerde”, “Beklenmedik”, “Küçük Bir Ayrıntı”, “Geç Gelen Beş”, “Garip Bir Rüya” ve “Patient Zero” parçalarından oluşuyor.  Albümün tamamının enstrümantal parçalardan oluşmasının özel bir nedeni var mı?
Açıkçası bir caz müzisyeni olarak kelimelerden daha çok notalarla aram iyi. Dille anlatamadığım birçok şeyi notalarla anlatabildiğimi düşünüyorum. Müzik benim için en güzel ifade şekli. Hayatta kelimelerin bir şeyleri açıklamak için yetersiz kaldığı çok an var. Bu noktada benim için sanat devreye giriyor ve caz benim için en kolay yol. 1 saatte konuşarak anlatamayacağım duygularımı 3 dakikalık bir emprovizasyonla çok daha rahat anlatabiliyorum.

Cazın ve Kadıköy’ün birleşimi sizde neler hissettiriyor?  Bahseder misiniz biraz?
Caz benim için özgürlük demek. İstediğimi istediğim şekilde çalmak. Özgürlük benim hayatımdaki en önemli kavram ve kendimi Kadıköy’de özgür hissediyorum. Bu ülkedeki herhangi bir yerden daha özgür.

Caz müziğe dair yeni projeleriniz var mı?
Pandeminin etkisinin azalmasıyla bu projenin konserlerini çalmayı çok isterim. Canlı çalmak bizler için belki de en iyi ifade şekli. Albümün yayımlanmasının ardından ilk yapmaya başladığım şey yeni albümü yazmaya başlamak oldu. Tabii ki yapılacak tek şey üretmeye devam etmek sevdiğimiz müziği yazmak ve çalmak.

EMRE TANKAL KİMDİR?

1978 İstanbul doğumlu Emre Tankal, lise yıllarından bu yana müzikle iç içe. Aydın Esen, Donovan Mixon, Dave Allen, Sarp Maden ve Kurt Rosenwinkel gibi isimlerle çalışma fırsatı bulan müzisyen son on yılda Türkiye’deki birçok caz festivali ve caz kulübünde konserler verdi. Jehan Barbur’un Uyan ve Birsen Tezer’in İkinci Cihan albümlerinde bazı şarkıların düzenlemelerini yaptı ve bu albümlerin kayıtlarında yer aldı. 2016 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Caz Bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Emre Tankal hâlâ profesyonel müzik yaşamını İstanbul’da sürdürüyor. 2017 yılından itibaren Emre Tankal Quartet adı altında kendi bestelerini dinleyiciye ulaştırıyor. Aranjör ve müzisyen olarak profesyonel müzik yaşantısını sürdürüyor.

Müzisyenlerden Boğaziçi’ne destek