11 Haziran 2021 00:58

Nahit Eren: HDP’yi kapatma iddianamesinin 7 Haziran’a gelmesi manidar

Fırat TOPAL
Diyarbakır

AYM’nin iade ettiği HDP’nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlanarak sunuldu. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenen iddianameye ilişkin Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Evrensel’e değerlendirmede bulundu. Eren, iddianamenin 7 Haziran’a gelmesinin manidar olduğunu dile getirdi.

Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında dile getirdiği yargıya müdahale söylemlerine değinen Eren, “Hukuk ve tarafsız yargı açısından bu tür demeçleri kabul etmek mümkün değil. İlk AYM’ye gönderilen iddianame AYM tarafından usulen geri gönderilmişti. Bir partinin kapatılma hükümlerini 68. madde düzenliyor. Devletin bütünlüğüne, bağımsızlığına ya da laik cumhuriyete tüzük, program ya da eylem ve etkinlikleri ile odak haline gelmiş olması aranıyor. İlk iddianamenin geri gönderilmesinde odaklaşmaya yönelik bir tespit olmadığı belirtilmiş ve bu nedenle iade etmişti. Yeni iddianamede ne olduğunu şu an bilmiyoruz ama göreceğiz. AYM’nin bu noktada uygun bir karar vermesini bekleyeceğiz” dedi.

SORUNU ÇÖZME DEĞİL, DERİNLEŞTİRME

Eren, değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Sadece HDP’nin kapatılmasına ilişkin bir dava yok AYM’de, diğer Kürt partilere de içinde Kürt kelimesi geçen Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürdistan Sosyalist Partisi (KSP) gibi 4 partiye yönelik esastan kapatma incelemesi devam ediyor. Bu tür davalar ülkedeki sorunlara çözüm değil, daha da derinleştirecek yaklaşımlar. Siyasal partilerin birbirileriyle olan çekişmelerinin kapatma davalarıyla hesaplaşmaya dönüşmesi kabul edilir değil. 7 Haziran’a denk getirilmiş olması oldukça manidar ve kasıtlı gibi duruyor” dedi.

YARGIYA TAHAKKÜM

Eren, kamuoyunda yargıya dair ciddi bir güvensizliğin olduğunu, siyasetçilerin söylemleri doğrultusunda kararların verildiğini söyleyerek, anketlerin de bu durumu gösterdiğini belirtti.

Demirtaş kararını hatırlatan Eren, “Artık AYM ve AİHM kararlarının, siyasetçilerin söylemleriyle bir şekilde uygulanmadığı bir süreçten geçiyoruz. Bu anlamda daha önce AYM’yi kapatmak gerekir söylemi iktidar ortağı tarafından söylendi. Böyle bir süreçte yargı sisteminin en tepesindeki mahkemeye dair bu tür söylemlerin yapılması siyasetin dışında hukuki anlamda yaptığımız değerlendirmede bile bunun yargıya müdahale olduğunu çok net görebiliyoruz. Yargının verdiği kararlar eleştirilebilir ama yargıyı tahakküm altına alacak, kararlarını etkileyecek şekilde herhangi bir parti lideri ya da siyasi temsilcisi bu tür söylemlerden kaçınmalıdır. Yoksa verilen kararda bir şaibe oluşturur. Hukuk düzeninde bu kabul edilemez. Demokrasi ve hukuk düzeninde yargı tarafsız kararlarıyla hukuk düzeni oluşturmalı” dedi.

Evrensel'i Takip Et