11 Haziran 2021 11:52

İHD Genel Başkanı Türkdoğan: Cizre bodrumlarında hak kaybı yok, süreç devam ediyor

AYM’nin Cizre bodrumları kararının başvuruda ismi geçen kişilerin yaşamlarını yitirmeden önce yapılan tedbir talebiyle ilgili olduğunu belirten Türkdoğan, bireysel başvuruların devam ettiğini söyledi.

Öztürk Türkdoğan | Fotoğraf: MA

Paylaş

Anayasa Mahkemesi (AYM) 2016 yılında sokağa çıkma yasakları zamanında Cizre bodrumlarında yaşamını yitirenlerin yaşam hakkının koruması için zamanında tedbir kararı almamasından yıllar sonra dosyayı "eksik belge" gerekçesiyle reddetti. Aileler adına başvuru yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan, bireysel başvuruların devam ettiğini ve herhangi bir hak kaybının olmadığını söyledi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen ve 79 gün süren sokağa çıkma yasağı sırasında 3’üncü bodrum olarak bilinen yerde Derya Koç ve arkadaşlarının yaşam haklarının korunması için AYM’ye başvuru yapılmıştı. Ancak 2 gün sonra bu kişilerin yaşamını yitirmesinden sonra “tedbir verilmesine yer olmadığına” karar verildi. Cizre’de sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitirenler için yerellerde savcılıklara yapılan başvurulara takipsizlik kararı verilmesi üzerine dosyalar bireysel olarak AYM’ye taşındı. Hâlâ bu dosyalar hakkında karar verilmezken, AYM ilk yapılan yaşam hakları başvurusu ile ilgili ret gerekçesini Resmi Gazete’de yayımladı. Ret kararına, “Eksik belge geçerli sürede tamamlanmadı” gerekçe gösterildi.

Aileler adına başvuru yapan İHD Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan, açıklama yaparak yaşanan süreci anlattı. Türkdoğan, “Cizre 3. bodrumunda yaşamını yitiren Derya Koç ve arkadaşlarının yaşam hakkı ihlali bireysel başvuruları AYM’de her bir başvurucu bakımından ayrı ayrı devam etmektedir” dedi.

YAŞAM HAKKININ KORUNMASI İÇİN AYM’YE BAŞVURU

Derya Koç ve arkadaşlarının yaşam haklarının korunması amacıyla 10 Şubat 2016 tarihinde AYM'ye tedbir talepli başvuru yaptıklarını hatırlatan Türkdoğan, taleplerine 12 Şubat 2016 günü ölüm haberinin alınması nedeniyle "tedbir verilmesine yer olmadığına" kararının verildiğini söyledi. Başvurularını yaşamını yitirenlerin yakınları üzerinden devam ettiklerini belirten Türkdoğan, 20 kişiden 10 kişinin yakınlarına ulaşamadıklarını kaydetti. Toplam 10 kişi üzerinde başvuruları sürdüklerinin söyleyen Türkdoğan, “Aradan 1 yıl 9 ay geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi Bölümler Raportörlüğü tarafımıza bir mektup göndererek, eksikliğin giderilmesi bildiriminde bulunmuş ve mektupta belirtilen eksiklikleri 15 gün içerisinde tamamlamamız gerektiğini belirtmiştir. Bu mektubu 13.11.2017 tarihinde teslim aldık. Yazıyı alır almaz ek süre talep ettik. 15 günlük süre dolduktan sonra ek süre talebimize 01.12.2017 tarihinde olumlu cevap verilmiştir. Biz de bu tarihi esas alarak 30 gün içinde istenilen evrakları teslim ettik” dedi.

BAŞVURU SONUÇLANMAYINCA AİHM’YE GİDİLDİ

Derya Koç ve arkadaşlarının yaşamlarının korunması amacıyla AYM’ye yaptıkları başvurularının sonuçlanmaması üzerine 12 Şubat 2016 tarihinde AİHM’ye başvuru yaptıklarına dikkat çeken Türkdoğan, “AİHM’de devam eden 8536/16 başvuru numaralı Koç ve diğerleri, 4133/16 başvuru nolu Ahmet ve Zeynep Tunç, 31542/16 başvuru nolu Tunç ve Yerbasan Türkiye davalarında, AİHM kabul edilebilirlik ve esasla ilgili olarak Türkiye Hükümetinin savunmasını talep etmiştir. Hükümetin 21 Temmuz 2017 tarihli savunmasında başvurumuz ile ilgili iç hukukun tükenmediği, başvurumuz hakkında Anayasa Mahkemesinin 2016/2602 bireysel başvuru numaralı dosyasında davanın devam ettiği belirtilmişti. AİHM karar vermeden önce Türkiye iç hukukundaki gelişmeleri anlatmış ve takipsizlik kararlarına yaptığımız itirazların reddedilmesi üzerine her bir başvurucu için ayrı ayrı AYM’ye başvuru yapmaya başladığımızı da belirtmiştik. Ayrıca 11 Ekim 2017 tarihli AİHM’ye cevap beyanımızda, Anayasa Mahkemesine yaptığımız tedbir talepli başvurumuzu anlatmış, tedbir talebimizin 12 Şubat 2016 tarihinde kabul edilmediğini ve Anayasa Mahkemesi kararında başkaca bir bilgiye yer verilmediğini ve böylece başvurumuzun sonuçlandığını ifade etmiştik. Çünkü, Anayasa Mahkemesi bizlere eksikliğin giderilmesi bildirimi yapmamış ve esas başvurusu yapacağımızı bildirmemişti. AİHM bu başvuruyu (8536/16) 4 Nisan 2019 tarihinde Türkiye iç hukuku tüketilmediği için usulden reddetmiştir. İç hukuk gereği her bir başvurucu bakımından soruşturma sürecinin bitmesi ve konunun bu şekilde AYM önüne getirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır” dedi.

İSTİLEN EKSİK EVRAKLAR TAMAMLANDI

AYM’nin kendi İçtüzüğüne aykırı olarak başvurularından 1 yıl 9 ay sonra eksiklik bildirimi mektubu gönderdiğini ifade eden Türkdoğan, “Bu durumun AİHM’de devam eden davamız ile ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak usul hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesi’nin tarafımızdan talep ettiği; Başvurucuların açık kimlik ve adres bilgileri ile nüfus cüzdan fotokopileri ekteki yenilenmiş başvuru dilekçesinde ve ekinde yer almıştır. Usulüne uygun olarak çıkarılmış ve onaylanmış vekaletnameler ektedir. Başvuru yapıldıktan sonra gerçekleşen işlemler ile ilgili bilgiler yenilenen başvuru dilekçesinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Başvuru formu eksikliğin giderilmesi bildirim yazısında belirtildiği gibi açıklanarak yenilenmiştir. AYM’nin eksiklik bildirim mektubu 13.11.2017 tarihinde tarafımıza ulaşmıştır. Ek süre dilekçemize cevap ise 01.12.2017 tarihinde verilmiştir. Biz de bu tarihi esas alarak 30 günlük ek süreyi esas aldık ve 29.12.2017 tarihinde eksiklikleri bildirdik. Bildirim yaparken esasen bu işlemlerin AYM Tüzüğüne aykırı olduğunu, halen aynı konuda AİHM’de devam eden dava olduğunu, o tarihte Derya Koç bakımından ayrıca bir başvuru yaptığımızı belirttik” dedi.

BAŞVURULAR BİREYSEL OLARAK DEVAM EDİYOR

AYM’de bu başvuru devam ederken Derya Koç ve diğer kişilerin Cizre’deki dosyalarına görevsizlik verilerek Şırnak’a gönderildiğini, burada ise takipsizlik verildiğini ve itirazlarında reddedildiğini dile getiren Türkdoğan, “Ret kararlarına karşı süresi içinde her bir başvurucu için ayrı ayrı AYM’ye bireysel başvuru yaptık. Bu başvurular da halen derdesttir ve başvurular 2017-2019 yıllarında yapılmış olmalarına ve önemlerine rağmen halen AYM tarafından karara bağlanmamıştır. AYM’nin bugün yayınlanan 2016/2629 başvuru nolu ve 21.04.2021 tarihli kararında da belirtildiği gibi;

  • Cizre’de 3. bodrum diye tabir edilen yende yaşamını yitiren Derya Koç’un başvurusu 2017/39437 başvuru no ile devam etmektedir.
  • İbrahim İverendi’nin başvurusu 2018/23552 başvuru no ile devam etmektedir
  • Lokman Bilgiç’in başvurusu 2018/23549 başvuru no ile devam etmektedir
  • Sitar Özkul’un başvurusu 2018/20205 başvuru no ile devam etmektedir
  • Abdülselam Turgut’un başvurusu 2019/20817 başvuru no ile devam etmektedir.
  • Sahip Edin’in başvurusu 2018/14655 başvuru no ile devam etmektedir
  • Orhan Turgut’un başvurusu bir başka meslektaşımın başvurusu ile 2018/361 başvuru no ile devam etmektedir.
  • Görüldüğü gibi ESAS bakımından başvurular devam etmektedir. Bu hususu AYM’de kararında belirtmiştir.
  • Yaşamını yitiren diğer 2 kişi ile ilgili olarak Cizre ve Şırnak Savcılıklarındaki soruşturma işlemleri bitmemiştir.

AYM’nin bugünkü kararı Derya Koç ve arkadaşları yaşıyorken yaptığımız ihtiyati tedbir talebi ile ilgilidir. Yaşamlarını yitirdikten sonra Savcılık ve Hakimlik süreçleri tamamlanınca AYM’ye aileleri adına ayrı ayrı başvuruları yaptık ve yukarıda belirttiğimiz gibi bu başvurular halen devam etmektedir” dedi.

ADALET TALEBİ SÜRÜYOR

Cizre 1’inci ve 2’inci bina bodrumları ile ilgili ihtiyati tedbir amaçlı yapılan toplu başvurular ile ilgili olarak AYM henüz bir karar verdiğini ve birisini ayırdığını belirten Türkdoğan, “Buradan da ne çıkacağını beklemekteyiz. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, yaşamını yitiren her bir başvurucu için Şırnak Sulh Ceza Hakimliği kararından sonra AYM başvurusu yapıldığı için bu gibi usulü kararların esas bakımından ciddiye alınmaması gerektiğini, ancak 5 yıl sonra etkili hukuk yolu olmadığı, içtüzüğe aykırı olarak usulü eksiklik talep edildiği, ek süre tebliğinden itibaren 30 gün içinde evraklar teslim edildiği halde bu yokmuş gibi davranılması gibi hususlarda bu kararı AİHM’ye taşıyacağımızı da belirtmek isterim. Sonuç olarak Cizre bodrumlarında katledilen sivillerin yakınlarının ve hak savunucularının adalet talebi inatla ve ısrarla sürdürülmektedir. Yaşamını yitirenlerin yakınları bakımından herhangi bir hak kaybı oluşmamıştır. Çünkü bireysel başvurular devam etmektedir” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Doktor Zeynep'i öldüren erkek, cinayetten 6 ay önce eşini darbetmiş

SONRAKİ HABER

Ceri Gibbons: Türkiye’deki SiHA’ların kritik parçaları İngiltere’den

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa