G7 zirvesinden Çin’e karşı altyapı hamlesi
Zengin ülkelerin oluşturduğu G7 grubu liderleri İngiltere’deki zirvede, Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi”ne rakip olacak bir yatırım planının oluşturulması konusunda uzlaşmaya varıldığını açıkladı.
Fotoğraf: Andrew Parsons /No10 Downing Street/AA
Zengin ülkelerin oluşturduğu G7 grubu liderlerinin İngiltere’deki zirvesi sona erdi. G7 ülkelerinden yapılan açıklamada, düşük ve orta gelirli ülkelerin daha iyi altyapı inşa etmeleri amacıyla Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi”ne rakip olacak bir yatırım planının oluşturulması konusunda uzlaşmaya varıldığı ifade edildi.
Son yıllarda Çin, özellikle Afrika ülkelerinde geniş çaplı altyapı projelerinin finansmanını sağlarken; bu ülkelerin borcunun artmasıyla etki alanını genişletmişti.
Bu yıl 47’ncisi düzenlenen ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın başkanlığını yaptığı zirveye, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İtalya Başbakanı Mario Draghi, Japonya Başbakanı Yoshihide Suga, ABD Başkanı Joe Biden, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel katıldı.
Daha önce G8 olarak adlandırılan grup, Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği gerekçesiyle gruptan çıkarılmasının ardından G7 olarak anılmaya başlamıştı. Bir başka büyük ekonomi Çin de gruba dahil değil.
DSÖ: AŞI VAADİ YETERSİZ, PATENT KALDIRILMALI
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüs salgınını sonlandırmak için G7 ülke liderlerinin ihtiyacı olan ülkelere vadettiğinden 10 kat daha fazla aşıya ihtiyaç olduğu uyarısında bulundu.
Açıklama DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus’tan geldi. G7 liderler zirvesine ev sahipliği yapan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 100 milyon dozu kendi ülkesinden, 500 milyon dozu ise ABD’den olmak üzere, G7 ülkelerinin toplamda 1 milyar doz aşı bağışlıyacağını açıklamıştı. Euronews’in haberine göre bu duyuruyu değerlendiren Tedros, salgını bitirmek için küresel nüfusun yüzde 70’inin aşılanması gerektiğini ifade etti ve “Bunu başarmak için en az 11 milyar doz aşıya ihtiyacımız” var dedi.
DSÖ Genel Sekreteri ayrıca koronavirüse karşı geliştirilen aşıların üretim kapasitesini artırmak için bu alanda fikri mülkiyet hakkının kaldırılması talebini de yineledi. Söz konusu öneri Washington’dan destek görse de Avrupa’da yanıtsız kalmıştı. G7 ülkelerinin toplam nüfusunun neredeyse yarısının en az bir doz aşı olduğunu aktaran Tedros, Afrika’da bu oranın sadece yüzde 2,2 olduğunu hatırlattı. DSÖ verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 13’ünden daha azı tek doz koronavirüs aşısı yaptırabildi.
G7’DE KUZEY İRLANDA GÜNDEMİ
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İngiltere’nin ev sahipliğinde düzenlenen G7 zirvesi kapsamında Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmenin ardından Sky News’e konuştu.
AA’nın haberine göre, AB ile bir ticaret anlaşmazlığında İngiltere’nin toprak bütünlüğünü korumak için ne gerekiyorsa yapacağının altını çizen Johnson, çözüm bulunamaması halinde acil durum önlemleri almakla tehdit etti. Johnson, “AB içindeki bazı kişiler, İngiltere’nin tek bir ülke ve tek bir bölge olmasını yanlış anlıyor. Bence bunu kafalarına sokmaları gerekiyor” dedi.
AB’yi anlaşma şartlarında tek taraflı değişiklik yapmayı ve anlaşmadan çekilmeyi mümkün kılan 16. maddeyi uygulamakla tehdit eden Johnson, “Protokol, bu şekilde uygulanmaya devam ederse o zaman açıkça 16. maddeye başvurmaktan çekinmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
NE OLMUŞTU?
İngiltere’nin AB’den ayrıldığı anlaşma olan “Brexit Anlaşması”nın bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor. Protokole göre, Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik kökenli bağımsızlık yanlıları ile İngiltere’yle Bbirlik yanlısı Protestan kökenli gruplar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
Protokolün ticarete zarar verdiğini ve Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’taki konumunu tehdit ettiğini savunan Protestanların protokole karşı mart ve nisandaki gösterilerinde otobüs ve araçlar ateşe verilmişti. Protestoların Katoliklerle çatışmaları yeniden başlatmasından endişe edilmişti. (DIŞ HABERLER)